- 726 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
SIĞIN HÜCRELERİME
SIĞIN HÜCRELERİME
Uç bir noktadan izliyordum yeri, göğü ve kuşları. Mavinin gizemli sesinde, düşlerin “hüzünlü adresinde” kayboluyordum... İçim, gökyüzünün ihtişamlı zenginliğinde, “gezgin gülüşler” soluyordu.
Aylardan kasım, günlerden pazar; kuzeyin sesi gürlemiş asi insanlara, hasret çeken mutluluğun çayını demlemiş, umutlar bağlamış, isyan türkülerini mırıldanmış, bir sultanın “katı yüreğini” okumuş, hissetmiş, can havliyle zalimlere öfkesini kusmuştu. Uçtan uca şifrelenen hovarda geceler, günahlı gündüzlerin “bataklığından” kurtulup aydınlığa kavuşmuştu.
Bir meltem rüzgârı esmiş, ruhları tümden bütünleştirmiş; hiç usanmadan, yıkılmadan hayata kendini bağlamış, sahici hayaller kurmuş, güzel hatıralar bırakmış geçmişimizle, tertemiz aşkımızı “içimize” akıtmıştık.
Sen kokan anılarımız, hayatımızın; gerçek sevgisini, bir nehrin kıyısında demlenen “berraklığın içine” gizlemiş, mayın tarlalarını temizlemiş, tel örgülerini yok etmiş, insanlara sırnaşan her şeyi “çok uzaklara” fırlatmıştı!
Keyif almıştık birbirimizden, artık vakti geldi! Ulvi duygularınla sığın hücrelerime, avazın çıktığı kadar haykır içindeki özlemin dilini.
Şunu bil ki, ben kabullendim sana olan sevgimi; “mutluluğa varmak için,” çıka geldim yanına, içimdeki sonsuzluğun sahibi, kaderimin gerçek varisi, hadi gel sığın hücrelerime, dokularıma, ey yâr!
Mehmet Öksüz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.