- 663 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TABİAT ANA
TABİAT ANA
Yusuf Yılmaz
Rivayet o ki
Baykuşlar konunca davul baza,
İşler gider ayaza.
Tabiat ananın sesi yükselir.
“Dokunma yanarsın.
Kanunlarım sert ve acımasızdır.
Sadece sen yoksun bu hayatta.
Senin için iyi olan,
Başkasına kötü olabilir,
Kızgınsa sana.
Ama bir de tabiat ananın şefkatli yüzü vardır.
Öylesine güzel öylesine cömerttir ki
Koynunda herkese yer vardır.
Şu sararan ayvanın yanında
Yeni yeni filizler vardır.
Elmanın yarısı al yarısı beyazdır;
Kopar dalından, al ye.
Tabiat ananın ikramıdır sana.
Düşüne biliyor musun?
Bir dut yaprağını,
Bir böcek tırtıklar, ipek kozası,
Duduna arı konar, bal
Kuş konar, gagalar, karnını doyurur;
Böcekler bayram eder;
Yere düşer gazelleri ineklere minder;
Torağa gübre olur.
Gövdesinden en iyi saz yapılır.
Hava, su, topak ve güneş.
Kuş sesi, aldığım bu nefes.
Tabiat içinde yaşamak ne enfes!
Bir tavşan kaçar.
Kuşu uçurur.
Ceviz ağacına konar.
Cevizi gagalar.
Yere düşürür;
Karınca onu parçalar.
Yuvasına koşar;
Kış gelince.
Değme karıncanın keyfine!
Kar suyu dağları deler.
Madenleri yalaya yalaya akar;
Acısı suya karışır,
Acı su olur.
İçimi bir başka olur.
Fasulye toprağa düşer düşmez çatlar;
Dilini uzatır güneşe,
Filiz olur, dallanır;
Yapraklanıp çiçeklenir,
Gelin gibi süslenir.
Takılar takılır
Kınalı parmaklarına;
Tabiat ananın düğünü var,
Herkes davetlidir;
Kuşlar, çiçekler, böcekler...
Sazını hazırlamıştır arılar.
Akşamdan sabaha renk değiştirirken çiçekler;
Eriğe mayhoş, çileğe şeker
Meyvesine göre, acı, tatlı, ekşi, umami…
Herkese göre damak tadı vardır.
Hava, su, toprak ve güneş.
Yeter ki yakmasın seni ateş.
Güneş vurur suyun yüzüne.
Tabiat hareketlenir.
Yağmur yağar ormanların üstüne.
Kuşlar kulak verir rüzgarların sesine.
Beşik sallanır.
Çocuk uyur, uyanır,
Ana der önce dilinde;
;Sevgi,, şefkat, merhamet yüreğinde;
Ruhu, hür maviliğin derinliğinde...
Kanı akarken
Coşkun nehirler gibi kanında,
Büyür, adam olur,,
Tabiat ananın kucağında.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.