14
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
1605
Okunma
Modern zamanların tek noktası dağılmış bir gezegen. Bakınız işte yıkılmış evler, binalar, aileler. Oradaki soğuğu burada hissediyorum. Akıl tutulmaları saçımın bir ucundan akıp gitmiyor. Katilsiniz ve yarattığınız katilin aklını sorgulayamazsınız. Ağzınıza biber imzası atarım ve bok çukuruna düşmüş adalet sisteminizi sorgulayabilirim diye düşünürken aniden beynimdeki hastanenin zili çalıyor. Bir pazar gecesi kaçmayı düşünüyorum. Şöyle muhabbet yolunda kız güzel, oğlan yakışıklı, kapıcı perdeyi çekmiş bizi gözetliyor. Kancayı gidip kapısına takacağım. Kapının kolu yok. Dişime bir zar, kesintisiz müzik gibi tamamen sıradan görünebilme içgüdüsü, en ürkütücü yanımla empati yoksunluğu. Yüzeyin altında olanlar kimin umurunda, katıksız bir bencillik ve öyle bir gidiş halleri. Kapıyı çalmayın. Eyalet akıl hastanesinde yaşıyorum. Biri baş ucumda not faund 404 yapıştırıcın yok diyor. Aklın uçup gitmiş kızım senin.
….
Bir ayinsel öldürmeye ipini sermişlerin yanında durup sayfaları çeviriyorum. ‘’ Cleveland gövde kasabı’ Ayinsel ödüller. Kadın çorabı ve stiletto ayakkabıların delil olarak sunulduğu piramitsel taşları bir yere koyamıyorum. Ucu ucuna değmiyor aklımın. Güzel bir replika, tiyatro sahneleri, tebrik kartları üçlemesinden sıyrılıp bütün giysilerimizi aşağıya indiriyorum. Bedenimiz görünüyor. İç organlarımız dışarıya döküldü. Süslü kurdelenin son mitingindeyiz. Dişi mozaşist kutsal rabbani ayiniyle kasıklarına iğneyi batırıyorum ve ruhu dışarıya akıyor. Tanrım ne güzel diyorum. Ne güzel adam. Çatlaklar sızıyor düşüncelerimden, çözülemeyen listesinde bugün bir numarayım. Küçük toplardan yapılmış küplerim dönüyor odamın tavanında. Biri aşure getirse bir güzel yiyeceğim lakin 44 kalibrelik katiller evine dönen bir kadını başından vuruyor. Aklım uçuyor Calvino’nun sözlerine -Kum yüklü rüzgarın aşındırmasıyla harflerin yarısı silinmiş. Çözülmesi olanaksız bir alfabeyle yazılı yazıtlar gibi böyle kalacaksınız diyor.
Hım diyorum. Doldurulacak çok göğüs kafeslerimiz var. Bir akşam yemeğinde en sevdiğimizin izini silebiliriz harflerden. Not düşebiliriz. Kuaför salonunda çalışıyordu ama bugün işe gidemeyecek.
…..
Cehennem diyor mektubun ucu. Taşınacaklar var. Issız otopark dehlizleri, çöp kutuları, bir alay bilinmeyeni okurken kanım donuyor aklımın içinde. Satılık bir böbreğim var diyorum. Alın kızartıp yiyin ve beyan ediyorum akıl hastanesine, benim yüzümde güzel bir maske var. Kabuslarım pek normal sayılmaz. Açlıktan ölmek üzeri olan çok varsıl var. Hediyem olsun. Açın hurdalığın kapaklarını afiyet olsun. Her zaman bölünmüş kişilikler Heidink’in bilinç altı kurnazlığı’’ hiç pişman değilim ve üzüntü duymuyorum’’ söylemleri ve Carl Panzra posterleriyle bir mektubun değil binlerce mektup sonlarını okuyoruz. Orada oturmuş küçük çocuğun gözlerini arıyorlar. Pedofilli sıvısını akıtacak ve mutlu olacaklar listesinde ölü doğulmaz ama ölünür. Bu içine ettiğimin gezegeninde toparlanın ve kapanın. Hastayım diyorum. Böbreğimi poşetledim yüzünüze.
…..
Hahahhhaha ahhahha hayran klubüne hoş geldiniz baylar, bayanlar, en rezilinden kuzuların sessizliğini mi oynuyorsunuz, mütevazi bir ücret karşılığında içeriye buyurun ve sinemadan akan akademik incelemeyi izleyin. Benim fazla akıl dosyalarım var. Bazılarının güdüleri çok karanlık. Bazıları psikopat, bazıları murder kartvizitli; sonuçta marangozun başarısı iyi kesen aletinden belli olur. Ekmek tahtaları, küp kapaklar, kağıt fenerler, stratejik yolda beş çember Miyamoto Musashi, uzun kılıç, yoldaş kılıç, bir çift kılıç. Aynı portrelerin başka versiyonları, kertenkelelerin ölümü ve reingendo mağarasında uyuyan bir tek güvercinin akıl tutulmaları..