#DEĞİŞENSADECEİSİMLEROLMASIN
#
Dünyada ülkemizde öylesi olaylar yaşanıyor ki şaşkınlıkla izliyor, tüylerini ürpertircesine üzülüyor, öfkeden duvarları yumruklar hale geliyorsun. Kadın cinayetleri, iş cinayetleri, çocuk işçiliği, istismarı, tecavüzcüsü, ırkçılığa maruz kalan mülteciler, savaşların doğurduğu kamplar, nesli tükenen alanları talan edilen hayvanlar, yeraltı zenginliklerini ceplerini doldurmak için 100binler’ce ağacı katledenler...
Sevil Özel boşandığı erkek tarafından sokak ortasında kızının önün 12 yerinde bıçaklanarak öldürüldü.
Deniz Dal birlikte olduğu erkek tarafından vurularak hastahane kapısı önün bırakıldı müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Fatma Altınmakas evli olduğu erkeğin kardeşi tarafından cinsel saldırıya ve ölüm tehditlerine maruz kaldığı için jandarmaya gitti, evli olduğu erkek tarafından öldürüldü.
Bahar Özcan uykusunda eşi tarafından boğularak öldürüldü.
2020 ocak ayında 474 kadın öldürüldü, her gün bir kadının öldürüldüğü ülke durumundayız.
Psikolojik, fiziksel, sözlü şiddetti de ekleyelim.
BM raporunda şiddet trafik kazalarından çok can alıyor.
Aynı raporda çok gelişmiş - az gelişmiş, zengin - yoksul fark etmiyor şiddet küresel boyutta vurgusu yapıyor.
Almanya’da 114 bin kadının taciz/tecavüz, zorla fuhuş mağduru olduğu,
Fransa’da 2018’de 123 iken 2019’da 130 kadın cinayeti yaşandığı belirtildi.
"Bir kişi daha eksilmeyeceğiz" dedikleri için 8 Mart günü cop, biber gazı yiyen kadınlar oldu.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen kadınlar
Fisun, Fatma, Rojin, Berfin, Şule Sema, Canan, Bahriye, Pınar, Mehtap, Ayşe
"Anne lütfen ölme" çığlığı kulaklarımızdan silinmeden bir başkası ile uyanıyoruz. ARTIK YETER!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.