- 219 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜN BATIMI CİNAYETLERİ Bölüm- 4
GÜN BATIMI CİNAYETLERİ
Bölüm- 4
Yaptığım ilk iş adamın yaşadığı sokaktan birkaç kişiyle arkadaş olmak oldu. Esrarengiz adam bir kere bile evden dışarı çıkmadı. Ya da ben çıktığını görmedim. Hava kararıncaya kadar oyalandıktan sonra, elim boş olarak, Tarık Ahmet’in ofisine döndüm.
‘’ Patron bugün boş geçtim. Adamın yüzünü dahi göremedim.’’
‘’ Bu işler öyle kolay, kolay olmaz. İnatla takip edeceksin. Gel odama geçelim.’’
Tarık Ahmet, masanın yanı başındaki kasayı
açarak, bir miktar parayı Füruzan’ın önüne bıraktı.
‘’ Bu ne patron?’’
‘’ Yarın izinlisin. Kılık kıyafetini beğenmedim. Sen sokaklarda koşturacaksın. Bu etekle nereye kadar koşabilirsin? Git kendine kot cinsinden, en az dört, beş pantolon ve tişört al.’’
‘’ Ama patron ben kıyafetlerimden memnunum. ‘’
‘’ Bu arada ismini de beğenmedim. Ben tutucu bir adamım. Füruzan’ı da sil kafandan. Farsça anlamsız bir isim.’’
Füruzan hayretle patronuna baktıktan sonra,
‘’ yirmi üç yıldır taşıdığım adımı mı değiştirmek istiyorsun? Oldu olacak yeni adımımı da söyle olsun bitsin.’’
‘’ Söylemedim mi? Adın bundan sonra İlayda olacak. Öz Türkçe bir isim. Anlamını sende seveceksin. ‘’ Su perisi’’ Yeni adın hayırlı olsun İlayda.’’
‘’ Bu gün adamımızı göremedim. Takibe devam mı?’’
‘’ Ben dur deyinceye kadar devam edeceksin. Adam katil öldürmeyi seviyor. Bu günlük bu kadar evine gidebilirsin.’’
Ofisten çıkan İlayda, amaçsız bir halde yürümeye başladı. ‘’Adam beni baştan ayağa değiştirmeye karar verdi. Yakında yeniden okula başla derse hiç şaşırmam’’ diye düşünürken, kendini bir mağazanın vitrininde kot pantolonlara bakarken buldu. Hiç düşünmeden, mağazadan içeri girdi, bedenine uygun birkaç pantolon denedi. İçlerinden beşini bir kenara ayırdı. Sıra tişörtlere gelmişti, burada da zevkini konuşturarak, beğendiklerini ayırdı. Mağazadan çıkarken, iki elinde de birkaç poşet dolusu kıyafet vardı. Elinde bir miktar para daha kalmıştı. Bir taksi çevirerek evinin adresini verdi. Annesi Füruzan’ı eli kolu dolu görünce,
‘’ Kızım sana piyangodan para mı çıktı?’’
‘’ Öyle sayılır anne, ben alışverişe çıkıyorum. Dönüşümde seninle bir şey konuşacağım. İstediğin bir şey var mı?’’
‘’ Nuran’ımın birkaç gündür canı tatlı çekiyordu?’’
‘’ Yoksa ablam hamilemi anne?’’
‘’ Ne bileyim, zaten her şeyi en son ben duyuyorum.’’
‘’ Merak etme annecik, ablama tatlı da alırım.’’
2
Sabah erkenden kuvvetli bir kahvaltı yaptıktan sonra,
‘’ Anne ben çıkıyorum.’’
‘’ Nereye gidiyorsun kızım sabah, sabah?’’
‘’ Patron erken çağırdı, gitmem lazım.’’
‘’ Kızım ne patronu? Ne işi?’’
‘’ Anne çalışmaya başladım, yoksa akşam aldıklarımı hangi parayla karşılayacaktım?’’
‘’ İyi güle, güle git ama akşam anlatacaksın.’’
‘’ Tamam, anne öptüm. Akşama görüşürüz.’’
Olay yerini tekrar incelemek için doğru Tarık Ahmet’in verdiği adrese gittim. Ceset morga götürülmüş, geriye sadece yer çizilen daire kalmıştı. Bahçe kapısının önüne gidip, evde yaşayan olup olmadığını anlamak için seslenmeye başladım. Cevap alamayınca, duvarın kenarından bahçeyi incelemeye başladım. Bir an gözüme parlayan bir şeyler çarptı. Cam kırıklarına benziyordu. Hiç düşünmeden, bahçe kapısını açıp içeri girdim. Çok ilginçti. Otuz, kırk santim aralıkla camla kum karışımı minik tepecikler vardı. Cebimden lazım olabilir diye patronun verdiği delil torbasına birer avuç camla karışık kumdan aldım. Tam ayağa kalkarken, arkamdan duyduğum bir sesle irkildim.
‘’ bahçemde ne aradığınızı sorabilir miyim genç bayan? Burası özel mülküm ve izinsiniz girdiniz.’’
‘’ Özür dilerim Özür dilerim efendim, seslendim ama sesimi duyuramadım sanırım.’’
‘’ Ne aradığınızı sorabilir miyim genç bayan?’’
‘’ Dün burada işlenen cinayeti araştırıyorum. Bildiğiniz gördüğünüz bir şey var mı acaba?’’
‘’ Hiçbir şey görmedim. Şimdi hemen mülkümü terk edin yoksa polis çağıracağım.’’
‘’ Özür dilerim iyi günler efendim.’’
Acele etmeden bahçe kapısını açarak sokağa çıktım ve arkamdan kapıyı kapatmayı ihmal etmedim. Adamın içeri girmesini göz ucu ile takip edip, yeniden adamın kafa üstü düşüp öldüğü yere çömelerek, yere çizilen dairenin içini incelemeye başladım. Hayretle, bahçeden aldığım örneklerle birebir eşleşen azda olsa kumlu cam parçalarını gördüm. Yerdeki camlı kumdan azda olsa toplayıp diğer delil torbasına koyup patronun ofisine doğru yola çıktım. Olay yerinden uzaklaşır, uzaklaşmaz patronu arayarak,
‘’ Patron bu sabah evden çıkıp doğru olay yerine gittim yeniden inceleme yaptım. Bir şeyler buldum. Görünce sende benim kadar şaşıracaksın.’’
‘’ Ofisteyim oyalanmadan yanıma gel.’’
‘’ Çay var mı ondan haber ver.’’
‘’ Getireceğin şeye bağlı bilesin.’’
Soluk soluğa patronun ofisinden içeri girip patronun yanına çöktüm. Biraz nefeslenmemi bekledikten sonra,
‘’ Bulduğun şeyleri çıkar bakalım bir işe yarayacak mı görelim?’’
Cebimden iki delil torbasını çıkarıp patronun masasına bıraktım. Delil torbalarından birini elime alıp, önüne iterek,
‘’ Bu torbadaki camla karışık kumu bahçeden aldım. Diğer torbada bulunan camla karışık kumu ise, ölen adamın yanı başında buldum. Belki size uçuk bir fikir gibi gelecek ama işlenen cinayetle bir bağ oluşturduğuna inanıyorum. Bunları bir laboratuvarda inceletelim.’’
‘’ O işi bana bırak ne yapacağımı biliyorum. Şimdi serbestsin saat birde burada ol. Ufak bir gezi yapacağım seninle.’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.