- 440 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Okuma-yazma öğret öğretmenim
Okuma-yazma öğret öğretmenim, Türkçe okuma ve yazma…
Okumuş zırcahiller memleketi burası. Giderek daha da artıyor cehalet. Son otuz yıl içinde giderek kötüleşiyor Türkçe kullanımı. Diyeceksiniz daha öncelerde de öyleydi. Değildi üstadım değildi; yaşadığımdan bilirim.
Bana doğru Türkçe için, kelimelerin anlamları ile birlikte yazım kurallarının da bilinmesi gerektiği öğretildi üstüne basa basa. Çünkü noktalama işaretleri, bağlaçlar, ayraçlar cümlenin çıktığı yoldaki yön tabelalarıydı. Onlar olmadan yolunuzu bulamazsınız. "Bir cümle kurduğunuzda iyi anlaşılmak için nasıl sesinizi nasıl kullanıyorsanız, yazarken de yazım kurallarını kullanırsınız" dendi. Biz şiir okurken virgülünden noktasından anladık şiirde nerede nefes almamız gerektiğini. Ünlemler hissiyatları güçlendirdi, düşündürmek istediklerimiz için kullandık üç noktayı…
Sonra devir değişti. Üstelik öyle çok zaman geçmedi çöküş için… Biri bir kuyu açtı, üstünü kapa-ya-madı. Öbürü içine düştü, çıkmak için çabalarken kuyuyu derinleştirdi; kuyu girdap oldu… Derken, cümlemiz içine yuvarlandık.
Böyle böyle hezimete uğradı öznellik. Zamanımın değerli öğretmenlerinin öğrencileri o çukura düştükçe bozuldu. İçlerinden öğretmen olanlar, yetiştirdiklerinin savruk Türkçe kullanımına kulak asmadılar. Sosyal medya kullanımında –nereye yetişilecekse- gerekli hız özensizlikle sağlandı. Gerisi çorap söküğü gibi geldi...
Şimdilerde Türkçe okuma-yazma bilmeyen öğretmenlerimiz var. Abartmıyorum. Bizzat şahit oldum.
Kısa bir paragraf yazı yazmasını istediğim yeni mezun bir öğretmenin kurduğu her cümlede hata bulmak beni kahretmişti. Bunu kurum sahibi bir dostumla paylaştığımda bana daha beterlerine şahit olduğunu anlatmıştı. Çok korktum. Gerçekten çok korktum ülkemin geleceği için. Öğretmenler vasıfsız, kendi vatanının dilini okuyup yazamayacak kadar aciz yetişiyorsa vah benim gelecek neslimin haline.
O vasıfsız, yetersiz öğretmenlerin yetiştirdikleri sarıyor etrafımızı. Her gün yeni bir rezillik çıkıyor önümüze. Üstelik –ne hikmetse- bu cahiller yükseliyor bir de. Başımıza avukat, doktor, mimar, şair, bakan(!) oluyorlar, olacaklar.
Edebi açıdan çok üretken olamayan ben, bu yüzden artık iyi bir okur da değilim artık. Cümlelerine büyük harfle başlamak, noktalama işareti koymak gibi basit eylemleri bile dikkate almayan şairler, yazarlar fink atıyor beyaz sayfalar üstünde. O-ku-ya-mı-yo-rum. Okusam da anlayamıyorum. Çünkü duygusu geçmiyor yazılanın.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” derken muhteşem öngörüsüyle bunu kastetmiş. Yeni neslin fikrini ifade edebilme yetisindeki kalite ve öze sadıklık, kişilerin öğretmen olmanın ne demek olduğunun farkında olmasıyla mümkün.
Bu yüzden değerli öğretmenlerim, hangi dalda eğitim veriyor olursanız olun; Türkçe konuşun, Türkçe yazın, yazdırın.
24.11.2020
YORUMLAR
" Veysel karanlık yollarım, dönmez yola gidiyorum "...
:)
lise 2'den atılmayım,
ne öğrendimse siz gibi değerlilerden,
hala da bildiğimi düşünmüyorum elbet...
sondaki üç nokta gerekli mi bilmem,
beni anlamış olduğunuzu düşündüğüm için.
sosyal medya , eğitim, aile, siz ve ben demelerinizde haklısınız, ama...
eyvallah.
SERPİL ŞEN
Değerli kim bilmem ama değer vermeyi bilirim her fikre.