- 227 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KİŞİLİK
Yazan: M. Sabri HABERVEREN
Bazı insanlar işlerini çok güzel bir şekilde yaparlar. Yaptığı işlerin niçin böyle yapılması gerektiğini, bunların sebebini, dayanak noktalarını çok iyi bir şekilde bilirler. Bu konuda kendilerine bir soru yöneltildiğinde, yaptığı işleri gayet rahatlıkla anlatır. Kırılmadan eğilmeden, bükülmeden ifade etmek istediklerini dile getirirler. Biz buna “Liyakat” diyoruz.
Günümüz Türkiye’sinde birçoğumuz buna alışkın değilizdir. Çalışmak bizi yorduğu için pek çalışmaz, ama çalışır görünürüz. Okumak bize göre olmadığı için okumayız. Ama bilgilenmenin gerekliliğine inandığımız için söylenen her şeyi bir teyp kaseti gibi kaydederiz. Bu kaydettiğimiz konudan söz edildiğinde, hemen kasetimizdeki, engin bilgilerimizi ortaya dökeriz. Birisi konunun nereden geldiğini, niçin ve nedenini bize sorsa cevap veremeyiz. Hele, hele bu öğrenmemiz yanlış ise denetlendiğimizde “evet efendim, dediğiniz gibi yaparım efendim” diye papağan gibi söylenir, kişiliğimizi “yer ile yeksan” ederiz. Bazılarımız “hasbelkader” okumuştur. Yani bir şekilde bir yerlerden mezun olmuş, tesadüfen “koyunun olmadığı yerde, keçiye Abdülkerim Çelebi denildiği” gibi, bir iş başına gelmiş, belki de bir yönetici olmuştur.
Ama bu tiplerin genellikle yaptıkları bir şey vardır. Devamlı olarak yönetici pozisyonda olanlara yağ çekmek, kuvvetli gurupların yanında olmak gibi bir hastalıkları vardır. Hele, hele bir gruptan, menfaat sağlamak amacıyla başka bir gruba transfer olmuşsa, eski gurubunu kötülemek, yeni gurubuna şirin gözükebilmek için, bir zamanlar değer verdiği fikirleri aşağılamayı, hatta bunlara sövmeyi marifet sanırlar. Kendilerini küçülttüklerini, alçaldıklarını, hatta alçalmanın ötesinde, çukurlaştıklarını fark edemezler. Alçalmanın bir seviyesi ve ölçülebilirliği vardır.
Nasıl ki okyanusların derin yerlerinin ölçülmesi olanaksızsa, eksi seviyelere inmenin yani çukurlaşmanın, ölçülebilmesi mümkün değildir.
Hâlbuki bir ülkenin; kişilik sahibi, bilgili, işini iyi yapan insanlara ihtiyacı vardır. Tıpkı bir duvarın ayakta durabilmesi için; yerleştirilen taşların, şakuli, yani düşey doğrultuda durması gerektiği gibi...
Kısaca söylemek gerekirse, çevrenizi gözleyip inceleyin. Bu yönde, kişilik bozukluğunu gördüğünüz tipleri tespit edin. Doğruyu söyleyenlerin yanında değil de, kuvvet ve kudrete sahip olanın yanında yer alan, erk sahibi kişileri öven, papağan gibi aynı şeyleri söyleyen, karşıt görüşte olanlara, iftira ve çamur atan, kişilerden uzak durun. Böyle tipleri hayatınızdan çıkarın. Söylediklerini dikkate almayın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.