- 364 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yrd Doç Dr Emin Onuş İle Edebiyatımız Üzerine
Hakikat WEB TV’de yayınlanan “Hakan Yozcu İle KKTC Güncel” adlı programımıza biraz ara vermiştik. Gelen yoğun istekler üzerine geçtiğimiz Cuma günü tekrar yayına başladık.
İlk Konuğumuz GAÜ Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümü hocalarından Yrd Doç Dr Emin Onuş oldu.
Emin Onuş ile Kıbrıs Türk Edebiyatı, sanatı ve kültürü üzerine çok güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Sayın Onuş, bu konudaki görüşlerini samimi bir dille izleyenlerimize aktardı.
Sayın Onuş, Mağusa’da doğmuş, Namık Kemal Lisesi’ni bitirmiş. Sonra Türkiye’de spor Akademisine gitmiş. Orada profesyonel futbol da oynamış. Fakat aile sevgisi ağır bastığından öğrenimini yarıda bırakıp Kıbrıs’a geri dönmüş. Burada sınavlara girerek önce DAÜ İletişim Fakültesi’ne girmiş. Sonra da Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümü’ne geçiş yapmış. Buradan da mezun olmuş. Mezuniyetten sonra Yüksek Lisans yapmış.
Yrd Doç Dr Emin Onuş, Kıbrıs’ta Var oluş Mücadelesini Doktora tezi olarak hazırlamış. Savaş Edebiyatı konuları üzerinde çalışmış. 1571’den itibaren başlayarak 1974 Barış Harekatı’na kadar olan Edebiyat üzerine hazırlık yapmış ve tezini bitirmiş. O dönemde yayınlanan tüm gazeteleri incelemiş.
Uluslararası birçok konferans ve seminerlere katılarak Kıbrıs Türk Edebiyatı ile ilgili bildirimler sunmuş. Türkiye, Romanya, Bulgaristan, Ukrayna, Rusya, Makedonya, Sırbistan, Azerbaycan… gibi birçok ülkelere gitmiş.
Yrd Doç Dr Onuş: “Bu tür seminerlere katılmak KKTC’nin tanıtılması ve adının duyurulması bakımından çok önemlidir. Bu nedenle bunun devlet politikası olması gerekir. Bilim adamlarımızı, akademisyenlerimizi bu tür etkinliklere göndermek şarttır.” diyor.
İstanbul’da Sahaflar Çarşısı’nda gezerken bir propaganda broşürü bulmuş. Bunu satın almış. Bulgaristan’daki Osmanlıların “Ah U Figanı” adlı bir broşürmüş. Burada Türklere yapılan barbarlıklar anlatılıyormuş.
Romanya’dan bir davet almış. Konu da bu broşürdeki konuyla ilgiliymiş. Bu broşürü bildiri haline getirip kopyasını da ekleyerek göndermiş. Kabul edilmiş. Gidip bildiriyi sunmuş. Bildiriyi sunarken de KKTC Bayrağını önüne koymuş.
Ermeniler orada Türkiye aleyhine gösteriler yapıyorlarmış. Bildiriyi okurken de kendisine bir saldırı yapılmış. Biri elindeki kalemi fırlatarak başına vurmuş. Ve kendisine Bulgarca bağırarak “Siz buraya propaganda yapmaya geldiniz. Bu, bilimsel bir konferans, Sizin bildiriniz bilimsel değil. Siz barbarsınız. Derhal sunumunuzu kesin” demiş.
Sayın Onuş, sükûnetini korumuş ve sabırlı davranmış. Sakin bir eda ile “Nazik olmanız gerekir, kalem atacağınıza sorsaydınız, ben size cevap verirdim. Daha sunumum bitmedi. Dinlerseniz cevabınızı alacaksınız Delil mi istiyorsunuz, alın size delil” demiş. Çantasına eğilerek içindeki broşürü çıkartmış ve onların yaptıkları barbarlıkları, işkenceleri tek tek anlatmış. Bitince de elindeki kâğıdı salona doğru fırlatmış. Salonda bulunan Türkler kendisini alkışlamaya başlamış.
Romanya Elçisi yanına gelerek tebrik etmiş. Telefon numarasını almış. Daha sonra o dönemin TC Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel arayarak bildiriyi istemiş ve Türkiye’de yayınlatmış.
Sayın Onuş’un yazıları dünyanın birçok ülkelerinde yayınlanmış. Kendisi “Türklerin bu gibi eserleri Avrupa’da ve dünyanın diğer ülkelerinde yayınlanması önemlidir. Propaganda bu gün çok güçlü bir silahtır. Bu sayede ülkenin tanıtımı da gerçekleşmektedir. Devletin buna ön ayak alması ve destek vermesi gerekir” diyor.
Sohbet esnasında Edebiyatta kadının yeri konusu açılıyor. Sayın Onuş, Kıbrıs Türk Edebiyatında kadını ve çocuğu bir olarak ele almak gerektiğini savunuyor. Çünkü “Kadın ile çocuk Kıbrıs Türk Mücadelesinde önemli bir yere sahiptir. Bunu biz, Göktürk Abidelerinden, Dede Korkut Hikâyelerinden itibaren görüyoruz. Kıbrıs Türk Edebiyatında da vardır. “Kıbrıslı Zeynep”, “Emre Kıbrıs Savaşında”, “Kıbrıslı İkizler”, ”Mücahidin Oğlu” gibi eserler buna örnektir.
Bu eserlerde anne ile çocuklar birlikte mücadele ediyor. Bu eserlerde aynı zamanda sevgiye de yer veriliyor. Türk çocukları ile Rum çocukları, birbirleriyle sevgi içinde oynuyorlar. Bu eserlerin ortaokullarda çocuklarımıza anlatılması gerekiyor. Milli şuur ve bilincin verilmesi gerekir” diyor.
Son olarak Kıbrıs Türk Edebiyatının dünyaya tanıtılması için neler yapılmalı sorumuza şu cevabı veriyor: “Lenin, ‘Ben, Rus siyasetini okuduğum romanlardan öğrendim” diyor. Bu çok önemli bir sözdür. Bir ülkenin edebiyatı, sanatı, kültürü, tarihi çok önemlidir. Bunlar o insanların her şeyidir. İnsanın yaşamı, duygu ve düşünceleri eserler sayesinde ortaya konulur.
Biz Kıbrıs Türkleri olarak tanınmak istiyorsak edebiyatımıza, sanatımıza, kültürümüze ve tarihimize sahip çıkmamız gerekir. Önce kendimiz bunları öğrenmeliyiz, tanımalıyız. Sonra da dış dünyaya tanıtmak için çaba sarf etmeliyiz.
Yazarlarımız, sanatçılarımız eserlerini ortaya koyacaklar. Duygu ve düşüncelerini eserlerine aktaracaklar. Bunlar da kayıt altına alınarak gelecek nesillere miras olarak kalacaktır. Böylece tüm dünya sizi okuyacak ve tanıyacaktır.
Bu işle uğraşan kurumlarımız var. Dernekler var. Onlara sahip çıkılmalıdır. Devlet bu gibi kuruluşların elinden tutmalıdır. Onlara yön vermelidir. Bu kurumlardan birçok edebiyatçı, sanatçı çıkmaktadır. Onların sayesinde de ülkemizin kalkınması, gelişmesi ve tanınması gerçekleşecektir. Devletin bunlara destek vermesi gerekir.” diyor.
Biz de bu dileklerin ilgili mercilerce duyulmasını ve gereğinin yapılmasını umarak kendisine programımıza katılımlarından dolayı teşekkür ediyoruz.
Hakan Yozcu
Hakikat Gazetesi Lefkoşa
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.