İş bilen işten anlayan birisi deneyimlerini tecrübelerini,
Uygulamalarını anlatıyor.
Firmasını nasıl kurduğundan,
Onu nasıl büyüttüğünden,
Ulusal ölçeğe,
Akabinde küresel ölçeğe nasıl taşıdığından bahsediyor.
Liberalizm kapitalizm’den dem vuruyor.
Marksizm’e Leninizm’e uzanıyor.
En çok da sermaye üzerinde duruyor.
Para sermaye diyor,
Kardan zarardan,
Kayıptan kazançtan,
Yatırımdan birikimden bahsediyor.
……………………………….

Paranın önemi ve yönü diyor.
Getirisi götürüsü,
Kullanılması,
Artıya dönüştürülmesi diyor.
Ülkesel ölçekte konuşuyor.
Özellikle turizme yöneliyor.
Vaktiyle bacasız fabrika denilen sektöre.
Bilmediğim hiç dinlemediğim meseleye.
Yeni öğreniyorum,
Kendisine hak veriyorum.
En önemli kazanç diyor bir ülke için.
Mukayese ediyor.
Diyelim sanayi mamulü bir birimlik ihraç yaptınız,
Kaynağı sizde yok,
Hammadde ithaline yüzde seksen beş verdiniz mi,
Kaldı geriye on beş mi diyor.
Turizmdeki tam tersi bunun;
Seksen beşi cebe atarsınız ancak on beşi maliyet bunun diyor.
Tüm iş kollarını sektörleri çalıştırarak elde edeceğinizi, bu alandan çok küçük yatırımlarla elde edebileceğinizi,
En sade dille anlatıyor.
…………………………………

En az maliyetle en yüksek kazanç.
Hem de nice insanlara aş ekmek.
………………………………….

Vaktiyle işçi dövizi girişini hatırlıyorum bu sayede.
Ne büyük nimet,
Ne büyük ganimetmiş.
Hiç harcamasız,
Hiç yatırımsız hemde.
İnsan gücü,
Kol ve bilek gücü.
Emek..
Alın teri..
Göz nuru..
Elin diyarında,
Başka başka memleketlerde,
Katlanarak,
İtilip kakılarak,
Dışlanarak,
Kimi zaman horlanarak.
Gurbet ellerde ne ağır ve zor işlerde.
Sadece alın teri ve emek..
En kutsal sermayeyi harcayarak.
Çoğu zaman sağlığınızı kaybederek.
…………………………………

Emeğe ve
Emekçilerimize sonsuz saygı…




Kemal SEYFİ
17.11.2020