Yaratıcı Zihin
Dildeki seslerin, algıdaki rolüne dair yapılmış çalışmalar var. Seslerin vurgulanışı.. Her dilin insanları, kendi dillerine özgün niteliklerin girdabında dolanıyor.
Dil, zihinde başlıyor, ve "ben"den öteki "o"nun kavrayış ve ifadesiyle şekilleniyor. "Ben" bile zihinde bir öteki. Dil, zihnin bir tür tekniği olmalı.
Yani algı, kavrayış, ifade, aktarım, vurgu dilin öğelerinin bazıları.
Cidden hiç bir kitap size adeta bir melodiyi anımsattı mı? Sanki seçilmiş seslerle oluşmuş bir bütün melodi.
Demek ki insan kavrayışının bir tekniğinden söz
edilebiliyor. Bazı sözler nasıl da güzel bir şarkı halini alıp, bize tanıdık hisleri anlatabiliyor...
Küçükken ilk okuyacağım kitap "Biz Varız" olmuştu. İyi ki de öyle olmuş. Sanki bir şiir... Annem kırtasiyede sormuştu: Hangisi? Biri kısacık, resimli bir çocuk kitabıydı, diğeri daha uzun, romanı andıran bir kitaptı. Uzun olanı seçmiştim. Çünkü birşey duymak istiyordum. Kendini daha çok kelimeyle daha açık ifade etsin istemiştim. Ve öyle de oldu, iletişim gerçekleşti.
Namaz kılarken de, seçilmiş kelimeleri kullandığınızı hissetmez misiniz? Bunun vahye dayanmasıyla ilgisi var.
Şimdi düşünüyorum: Dilin sınırları nedir? Kimyayla ilgili bir kitabın sadece diline bakıp, kimyayla ilgili edinimlerim olabilir mi?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.