Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. la rochefaucauld
Bedri Tokul
Bedri Tokul
VİP ÜYE

AÇIKOTURUM

Yorum

AÇIKOTURUM

10

Yorum

6

Beğeni

0,0

Puan

1192

Okunma

AÇIKOTURUM

AÇIKOTURUM

Gece gündüz fark etmiyor. Hep onun karşısındayız. Diziler, reklamlar. Açık oturumlar, reklamlar. Filmler, reklamlar. Haberler, reklamlar. Televizyonculara sorulmuyor. Bir gün de öz eleştiri yapın. Siz necisiniz? İşleviniz, göreviniz nedir?

O işi de ben üstlendim. İşletmeciler adına bir bisiklet üreticisini, reklamlar için tanınmış bir reklamcıyı televizyon için de çok izlenen bir kanalın genel müdürünü stüdyoya, pardon Edebiyat Defteri’ne çağırdım. Konuştum, konuşturdum. Defterin imkânları kısıtlı. Görüntülü olamayacağına göre okumakla yetineceksiniz.

“Hoş geldiniz. Üreticiler adına ilk sözü siz alın isterseniz. Siz ne yaparsınız?”

Masadaki su dolu bardaktan bir iki yudum su içti. Oturduğu koltuğu geriye çektikten sonra bacak bacak üstüne attı. Öksürdü:

“Biz bir sanayi işletmesiyiz. Gıda üretimi yapanlarda birer işletmedir. Hatta ayakkabı boyacısı, simit satıcısı da bir işletme yönetiyordur. Ekonomilerde sadece mal üretilmez. Hizmet te bir üretimdir. Biraz sonra söz alacak olan reklamcı ve televizyoncu konukların işi de hizmet işletmeciliğidir. Her işletmenin amacı kâr etmektir.
Devletlerin ekonomideki gücü sahip olduğu enerjilerle doğru orantılıdır. En çok tüketilen enerji de elektriktir. Elektrik kullanımının yaygınlaşmasıyla sanayi gelişmiş, üretim artmıştır. Ben bisiklet üretiyorum. Ürettiğimi de satıp kâr etmeliyim. Rakiplerimin önüne geçip pazar oluşturarak talep yaratmalıyım. İşte o zaman reklam giriyor devreye.”

“ Bana gerek kalmadı topu verdiniz reklamcıya zaten. Buyurun söz sizde, bize reklamı anlatın.”

Reklamcı top sakalını sıvazladı. Uzun saçlarını geriye attı.

“Reklamcılık öyle basit bir iş değildir. Edebiyat bileceksin, felsefe bileceksin, sosyoloji, psikoloji bileceksin. Birikimin olacak. İnsanları etkilemek için her yolu deneyeceksin. İnsanlarda; tanıtımını yaptığın ürünü elde edemezse noksanlık duygusu yaratıp, onları huzursuz edeceksin. O ürünü almaya kendisini mecbur hissedecek.”

Burada kestim sözünü:

“Yaptığınız reklamında, şortlu bir genç kız bisiklete biniyor. Şortlu kızla bisikletin ne ilgisi var?”

“İşte incelik burada. Seyredenler kıza bakarken şuur altlarına bisiklet yerleşiyor zaten. Söz buraya gelmişken başka bir örnek vereyim. Bir ürünün etiket fiyatı 199 lira, aslında o ürün 200 lira, insan beyni hep ilk rakamları algılar. Bir liralık farkın önemli olmadığını düşünemez. Eğer alım peşin parayla yapıldıysa verilen 200 liradan sonra kasiyer para üstü olarak bir lirasını da veriyorsa, işletmeye güven artar. Mal ve hizmetlerin pazarlanmasında reklam yadsınamayacak kadar önemlidir.”

“Evet, şimdi de sizi dinleyelim. Seyredeni çok bir kanalın müdürüsünüz. Siz ne söyleyeceksiniz?”

Güldü.

“Bütün bu anlatılanların düğümü bizde çözülüyor zaten. Bisikletçi bisiklet üretecek, reklamcı reklamını hazırlayacak, ben de yayınlayacağım. Ben ne kadar çok reklam yayımlarsam o kadar çok kazanacağım. Çok reklam almam için çok izlenmem gerekli. Çok izlenmek içinde seyircinin ilgisini çeken programlar yapmam lazım. Bu süreçte üçümüz de kazanırız.

Onlar söyleyeceklerini söylemişti. Ben de fikrimi söylemeliydim:

“Geldiğiniz için teşekkür ederim. Üçünüz de hep kârdan bahsettiniz. Elde ettiğiniz kârın nereden geldiğini hiç biriniz söylemedi. Sizin kârlarınızı biz son tüketiciler sağlıyor. Pazarladığınız mal ve hizmetlerin fiyatına kârınız bir şekilde ilave ediliyor. Siz mal üreticisi olarak bisikletin kalitesinden söz etmediniz. Siz reklam sektörünün temsilcisi; reklamları hazırlarken ahlak faktörünü ne kadar dikkate alıyorsunuz? Ve… Siz televizyoncu; programlarınızı seyirciye sunarken örfe, âdete, ahlaka ne kadar uygundur diye dikkat ediyor musunuz?

Evet, seyrediyoruz yayınlarınızı.
Biz Azerbaycan derken, suyu una azar azar koyun yoksa topaklanır deniliyor.
İnsanlar enflasyondan şikayetçi iken siz losyon satmak peşindesiniz.
Gençler iş ararken siz, altın nasıl işlenir onu gösteriyorsunuz.
Sağlıkçılar Corona taramasından yorgun düşmüşken, siz kuaförlerin saç taramalarını koyuyorsunuz programlarınıza.
Daha neler neler…
Kocasını aldatan kadınlar.
Üç saate gelinlerin yapacağı yemekler. Onları azarlayan, gururlarını kıran cahil kaynanalar.”

Sinirlendiler. Söylenerek kalktılar masadan. Arkalarından “Teşekkür ederim” diye bağırdım. Duymadılar.

Eve geldim. Televizyonu açtık. Takip ettiğimiz bir dizi vardı. Onu seyrederken en heyecanlı yerinde kesip reklamları girdiler. Diziyi kaçırmamak için reklamları da izledik. Hanım reklamlarda gördüğü bir ürünü beğendi. Yarın gidip onu alacağım.


Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Açıkoturum Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Açıkoturum yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AÇIKOTURUM yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Oya gedik
Oya gedik, @oyagedik
25.11.2020 05:00:48
Gülümsettiniz ,düşündürdünüz Bedri bey!
Selamlar
Saygılarımı bıraktım...

asude_vuslat
asude_vuslat, @asude-vuslat
17.11.2020 00:55:33
yazınızın finali çok güzel bir özet olmuş durumumuzun vehametine

(:

yine gülümseterek düşünmeye davet eden bir yazı okudum

saygılarımla...
7TEPE
7TEPE, @7tepe
16.11.2020 20:40:00
🙃 Televizyoncular bence seni kaçırmamalılar
Sevgiler Bedrican.
Ayhan Sarıkaya
Ayhan Sarıkaya, @ayhansarikaya1
16.11.2020 19:50:56
10 puan verdi
Dünyada tv. izlemede ilk sıralardayız sanırım. Günlük ortalama 10-15 saat izleyerek. Bir nevi uyutma aracı gibi bir şey. Afyon yani.
Yazın her zaman ki gibi muhteşemdi abi. Selamlar.
Hüznümün Hüznü
Hüznümün Hüznü, @huznumun-huznu
16.11.2020 17:29:52
TV seyrederek kendinize neden işkence yapıyorsunuz ki? Saygılarımla.😊
neneh.
neneh., @neneh-
16.11.2020 16:42:17
Muhteşem!..Artık vatandaşın ne televizyon izlemeye hevesi ne de son tüketeceğinin dışında alış veriş yapacak gücü kaldı..Bakmayın siz yapılan reklamlara...çoğu zararda şimdi..Artık üretim de durma noktasında..Bir kaç avm gezen de sadece kayırılmış güruh...Tv ye ne film koyup ne fırıldak çevirirlerse çevirsinler bu asla değiştirmeyecek.. Açıl susam açıl denilip de kapılar açılana kadar..Saygıyla..
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
16.11.2020 16:20:24
Komutanım,

Marks, durumu net özetlemiş. Kar, aslında ne patronun ne de tüketicinin elinden çıkar. Kar, işçinin yağması üzerine bir ölçektir aslında. Mal veya hizmet konu ne olursa olsun, bu böyledir.

Sevgilerimle...
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
16.11.2020 16:13:07
Reklam, reklam hayatımızın artık tam ortasında Bedri Ağabey. Ünlü sanatçılara yaptırıyorlar. Piyasa şartları yirmi otuz yıl öncesine kadar o kadar farklılaştı ki yetişemiyoruz. Bir iki tane aldığımız maddeleri, şimdi kolilere sokup yirmili otuzlu paketler halinde bize resmen kakalıyorlar. Bir tane alırsan bir lira, aynı üründen on iki tane bir pakette alırsan doksan kuruş diyorlar. Satış hileleri her büyük markette var mutlaka. Kasaların yanında dikkat edin sakız çikolata bol olur, sebebi anneleri ve babaları ile gelen çocukların çıkarken tutturup, onları istemeleri içindir. Araba fuarı oluyor bir şehirde, mayolu güzel mankenleri koyuyorlar. Çikolata reklamının içine ah ohhh sesleri ekleyerek cinsellik ile pazarlıyorlar... Ülke de açlık diz boyu, beyler Osmanlı Mutfağından örnekler vererek yemek programı yapıyorlar, düşünmüyorlar ki onu alabilen var mı? Bana ne kim kim ile nikahsız yaşıyorsa, lafta hazır ''Büyük aşk yaşıyorlar.'' Ne aşkı çıkar ilişkisi bir de cinselliklerini giderme meselesi, büyük aşkları olan altı ay da boşanır mı? Velhasıl dizilerde dahil hiç bir şeyi seyretmiyorum, (Eleştiri yazacağım zamanlar hariç) bir çok insana da seyretmemesini tavsiye ediyorum televizyonları, insana hiç bir şey vermediği gibi, gençlerimizi, çocuklarımızı da suça itiyor bir çok dizi ve kanallar... Televizyona aklı ve gözü takılan insanlara okuyun, diyorum sadece... Güzel bir konuyu gündeme taşımışsın ağabey kutlarım içtenlikle...
robinson7575
robinson7575, @robinson7575
16.11.2020 01:00:24
Tebrik ederim kıymetli Bedri ağabeyim yine harika bir konu harika bir anlatım alışveriş merkezlerinde çaldiklari müzikler bile alışveriş yapmayı teşvik ediyormuş her şey iyi güzelde para yok ki ahanda acı reçete geliyor var ol Bedri abim
Suat Zobu
Suat Zobu, @suat-zobu
16.11.2020 00:48:52
Evet işin özeti bu. Bedri Tokul dillendirdiği de böyle dillendirir.

Hakikaten diziler yemek programları gırla gidiyor. Önceden evlendirme programları vardı şimdi de yemek. O kaynanalardaki kaprisler.

O gelinlerin evlenme aşamasındaki anlattıkları. Hepsi uzaydan gelmiş. Türkiye şartlarıyla hiç ilgileri yok. Hiçbiri yokluk yoksulluk çekmemiş. Hepsi İngiltere kraliçesi.

Sağ ol abi güzeldi.

Selam ve saygımla kel’den öpüyorum.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL