- 359 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DÜŞÜNMEDEN KONUŞMAK
DÜŞÜNMEDEN KONUŞMAK
Yusuf Yılmaz
Samimi olmak, içten davranmak karşındakini ne kadar mutlu eder bir bilsen.
Riyakar olmak, gözdağı vermek ise nefreti artıran sebepler arasındadır.
Müdürün biri, bilgisi kıt birazda karakter zafiyeti içinde olduğu için diş geçirebileceklere gözdağı vererek kendi aklınca mahiyetinde çalışanlara uydurma kahramanlık hikayeleri anlatarak güya disiplini sağlamaya çalışıyordu.
Halbuki iğnenin deliğinden geçenlerde onu dinlermiş gibi yapıyordu.
Günün birinde, okula, saf, temiz yüzlü, heyecanlı, Hasan isminde bir öğretmen atandı.
Müdür bir fırsatını bulup öğretmenlerin sohbetine katıldı.
-Yeni bir araba almıştım. Dayıoğlu ile birlikte Erzurum’a gezmeye gidelim dedik. Kış mevsimiydi. Zigana geçidini dönerken arabamız kara saplandı. Arkadan da bir kamyon gelip benim arabaya vurmasın mı. Tepem attı belimde on dörtlü ile buna sarayım dedim. Dayıoğlu ne yapıyorsun görmemiştir, boş ver deyince, buna bir iki yumruk vurdum. Yoksa adamı delik deşik edecektim.
-Ya o da bir şey mi? Geçenlerde yaylaya gittim. İki kişi kavga ediyor. Baktım ki iki omuzunda armalar, sağ belinde sürmene bıçağı, sol belinde barabelli tabancası olan, atın sırtında biri geliyor. Atından İndi. Kavga edenler onu görünce hemen ayrılıp hazırola geçtiler. Biraz yaklaştım kim bu dedim. Baktım bizim Hasan.
Hasan o kadar saf ki
- Ben değildim o.
Müdür, bir bozuldu bir bozuldu ki iki sene benimle konuşmadı ama otoritesi de yerle bir oldu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.