HEY GÖZÜNÜ SEVDİĞİMİN ŞEHRİ,EY KÖR BAKIŞLIM...
Böyle bir halimiz var işte.
Her şey olacağına varır deyip işi oluruna bırakıyoruz. Aslında beceremediğimiz için böyle söyleyip kendimizi kandırıyoruz, bide karşımızdakine hiç çekinmeden yalan söylüyoruz hepsi bu. Şu sıralar gerçekten de kötü ve de acı günler yaşıyoruz; yoksulluk almış başını gidiyor ve resmen ekonomik olaraktan yerlerdeyiz. Başımızda ki corona yetmiyormuş gibi depremler de peşimizi bırakmıyor, ne yapsak bi hocaya mı okutsak kendimizi bilemedim şimdi(!) İşin şakası bir yana harbiden de Türkiye Halkları olarak berbat günler yaşıyoruz. Birkaç gün önce depremin vurduğu yer, İzmir’de can pazarı yaşandı ve çok insan öldü çok sayıda da insan yaralı olarak hastanelerde tedavi altına alındı. İyileşenler olacaktır mutlaka ama pek çok kişi de sakat kalacaktır muhtemelen. Yaşadıklarının etkisinde kalıp psikolojik sorunları da olacaktır bu insanların. Millet olaraktan zaten psikolojimiz hiç iyi değildi, yani durumlar hiç iyi değil bu tarafta, ölüler, belki de sizler, bizlerden daha rahatsınız öteki tarafta, ne bileyim saçmalıyorum ama saçmalamakta bu hayata dâhildir, saçmalamak istiyorsam kime ne...
Ama öte yandan, her aydınlığın bir gölgesi, bir de karanlık tarafı vardır
Günün gölgesi de gece işte, bak, gölge geldi akşam oldu.
Hemen her akşam yağmur yağıyor
Şehir sanki ölü bizim bu taraflarda
Güneş, deniz ve sahil, yaz rüyası bitti artık
bir ben bir de martılar var diyebilmek
çok uzak bir ihtimal dahilinde sanki
denizin dalgası martıların çığlıklarına karışır
Vapurlar, son yolculuk hadi acele edin der gibi
Çıkardıkları seste böyle bir armoni de vardı,
oy oy oy, hadi kalkın horona sanırsın Karadeniz burası.
hey gözünü sevdiğimin şehri seni, ey kör bakışlım.
Yürek yorgun aşk yorgun ve bakışlara yansımış
deprem yemiş sevdalar, enkazdan çıkan tek gerçek
gönüllere atılan o imzaydı.
Bırakın aşk özgür kalsın, bırakın aşk yalnız kalsın.
Böyle bir halimiz var işte, ne dersek, nasıl anlatsak boş anlayacağınız.
Gündüz Yavuz…