- 651 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
NE GÜZELSİNİZ
NE GÜZELSİNİZ
Aslında imreniyorum. Bu yaşta bu çeviklik çok güzel. Maşallah desek azdır. Ne mutlu size. Girişkensiniz. Mutlaka bir işin ucundan tutup yardımcı oluyorsunuz.
Düğünlerde izledim sizi. Giyiminizle, oyunlara katılmanızla, düğün sahiplerine yardım etmenizle herkes, sizi, düğünlerin sembolü olarak görüyorlar. İstanbullu Rahmi Bey, sizin olmadığınız düğünlerde; “Kambersiz düğün olmuyor!” diye sohbetlerde izah ediyordu.
Kamber adı size çok yakıştı. Bu şehirde yaşayan Türklerin çoğu sizin nüfus kağıdında yazan adınızı çoktan unutmuş. Birisi Rahmi Beyi sorsa çoğu “Tanımıyoruz!” der. Kamber deseler sokaktaki başıboş gezen çocuklar bile tanırlar.
Siz halay çekerken sakın halay başılığını aman kaptırmayınız. Hele eline kırmızı beyaz yazmayı sağ elinle sallıyorsun ya... Vallahi kartalın kanat sallayışı gibi oluyor. Hele Kaleden Kaleye Şahin Uçurdum halayını çekerken bütün kasların müziğin ritmine öyle uyum sağlıyor ki seyretmeğe doyum olmuyordu. Hele Yıldızeli Halayında ayağını pat pat yere vuruşun Avrupa’yı sarsıyordu.
Komşusu Cevdet Bey de ne yazıkki hesap kitap işlerinde çok mahirdi. Seksenini geçti ama hala İnşaat işleriyle meşguldü. Her şeyi ince eleyip sık dokuyarak; bu yaşta parasız kalmaktan korkuyordu.
Dün akşam Denizliler Günü vardı. Yemekler, konuşmalar, şiirler, türküler ve mahalli oyunlar ve en önemlisi zeybekler ile zengin bir proğramı vardı.
Önce “Denizli’nin Horozları” türküsünü dinledik. Gözümün önünde bizim oralar kartpostal resmi gibi geçti. Ardından “Cemile’min gezdiği dağlar” türlüsüyle ben de kenardan eşlik ediyordum. Omuzlarım Kara Deniz dalgaları gibi çırpınıp duruyordu.
Biz daha çok zeybek oynarken tek oynuyoruz ama kadın başında baldız erkeklerin zeybek oyununa dalıyor. Yapacak bir şey yok gari. “Kadınlar oynamaz zeybeği” dedim birinde:
“Memlekette demokrasi var! Artık kadın erkek eşit oldu” diye bağırdı... Ağzım açık kaldı. Vay efendim ne kanunlar varmış da say say saymakla seçmekle bitmiyor bu işler. Meğer biz kadınlara yetkiyi kaptırmışız. Yarından tezi yok Yavuz Sultan gibi olan bıyıklarımı keseceğim...
Dün gece ki Denizliler Günü eğlencesinden oturduğum yerde sallana sallana ritim tutmaktan her yerim ağrıyordu. Yattığım yeri beğenmiştim. Saat onbiri çeyrek geçeye kadar uyumuştum. Aslında uykuya devam edecektim ama acı acı telefon çalınca; “Bu da ne yahu?” der gibi gözlerimi açtım.
“Alo, Buyurun!”
“Ben Cevdet!”
“Buyur Cevdet Amca! Sabahın köründe niye telefon açtın?”
“Sabahın körü mü? Öğlen oldu.”
“Tamam Cevdet Amca! Emriniz nedir?”
“Yahu yeğen, dizlerim çok ağrıyor. Bu son İnşaat çok yordu beni...”
“Cevdet Amca, kaç yaşındasınız?”
“Yeğen kartlaştık artık. Sekseni geçtik artık. Bundan sonra yaşımı saymayacağım.”
“Madem seksen yaşındasın da hala ne diye İnşaat işiyle uğraşıyorsun? Böyle çalışırsan elbette dizin de, başka yerin de ağrır!”
“Yahu yeğen, bu dizimin ağrısına ben ne yapacağım? Hele bana bir akıl ver?”
“Vallahi Cevdet Amca, aklıma bir şey gelmiyor.”
“Sen de bir yaralı parmağa şey etmiyorsun.”
Birden tepem attı.
“Tamam Cevdet Amca, isterseniz ağrıyan dizinizle benim ayakları değişelim. Allah sizi inandırsın; ayaklarımı tekerlekli sandalye de hiç kullanmadım...” der demez telefon sesi “Düüüt! Düüüt!” Diye ötmeye başladı. Hasbünallah deyip yataktan tekerlekli sandalyeme kayarak geçtim. Balkon kapısı açıktı. Dostum serçeler çiçek saksılarının kenarına konarak adeta beni selamlıyormuş gibi kanatlarını çırparak, başlarıyla selamlayıp öttüler. Ben de onlara “Ne güzelsiniz!” Deyip gülümsedim.
Halil Gülel
Düsseldorf / 12.05.2019
YORUMLAR
Hayâtın bütün gerçekleri güzel...
Güzel olmayan, bana göre; gençler işsiz dururken,
maddî durumu yeterli olanların dünyâ malına arsızlığı.
Hürmetimle Selâmladım... eserini bir solukta okudum, akıcı ve gönül açıcı idi.
kadiryeter Kadir Yeter. 08.11.2020 TRABZON.
Halil Gülel'e
Düsseldorf / 12.05.2019
w.edebiyatdefteri.com/198782-ne-guzelsiniz/