- 290 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Perde-i aşk II.
Munise bir oyun ile başladığı bu gönül macerasının başka bir gönüle dokunacağına ihtimal dahi vermezdi ki, korktuğu başına geldi. O günden sonra isimsiz mektuplar almaya başladı. Lakin bunları yazanın Cengiz olduğunu düşünmekten öte bir tanı koyamadı. Çünkü o günden sonra Cengiz’i bir daha görmemişti ama nedense Cengiz’e yazdığı ve yakalandığı o mektuptan sonra ne olduysa oldu. Esrarengiz mektuplar aldı. Bu mektupları okumak onu her ne kadar heyecenlandırsa da içine anlamsız bir korku salmıştı. Munise’nin evlerinin bahçesinde boş bir müştemilat külübesi vardı. Bu kulübeyi Munise çalışma odası yapmıştı kendine oraya girip tüm dünyayı geride bıraktığı emsalsiz anlar yaşardı. Resim yapmaktı tek meşgalesi insanları, doğayı bazen de aşkı çizerdi bu kulübede. Bir gün kapısı tıngırdadı. Fırçasını bırakıp kapıya baktığındaysa kimseyi göremedi bahçeye doğru ilerlerken ayağına bir şey takıldı. Renkli bir kağıttı bu. Kağıdı alıp baktığında üzerinde "munise" yazdığını gördü ve okumaya koyuldu.
"Sevgili olma hevesiyle doğmuş gibi sanki bu sabah kuşlar. Öyle hoş cıvıltıları vardı ki, aklıma sen geldin Munise. Muhabbetin ve barışın simgesi olan kuşlar bize gönlün ilacının muhabbetten ileri geldiğini anlatıyorlar sanki, sence de öyle değil mi? O muhabbet ki bazen bal u şerbet, bazen zemh-i zehir tadı bırakmaya muktedir. Dilimde bal u zehir tadı bırakan Munise Varlığın nasıl bir şeydir? Hakkında bir rivayette bulunamadığım için belki temkinli yaklaştım hissiyatına, bu ürkek kırlangıçtan bir muhabbet kuşu olur mu dersin?
Doğrusu hiç tatmadığım, arzulamadığım duygular bunlar. Say ki, doğumunu bekleyen bir çocuk gibi bahtiyar uyandım uykumdan. Karşısında bir melek gören bu yeni doğmuş insan gözlerini açışında karşısında senin suretinle müşerref oldu. Bu içimin dağ u volkanı patladı bu lavlarda senin eserin Munise. "
Mektubu hayretle okuyan Munise değişik duygulara büründü. Kimdi bu esrarengiz kalem. Sonra aklına Cengiz’e yazdığı mektup geldi. O olamazdı herhalde Cengiz şen şakrak hayatı oyun gibi yaşayan bir gençti. Tabi onun bir tek o yönünü biliyordu kimbilir belki şair bir ruha da sahipti aynı zaman da ama Munise’ye böyle bir mektup yazmış olamazdı. Munise’nin yazdığı mektup onu neşelendirmek adına olsa da onun nezdinde başka bir tabir edilmiş olabilir miydi? Ne yapmıştı Munise nasıl bir yanlış anlaşılmaya sebep olmuştu ki. Ama bu yalnızca bir ihtimaldi. O günden sonra değil oyunlara gitmek çadırın yakınından dahi geçmiyordu. Doğruyu öğrenmesi için onun gözlerine bir kere baksa yeterdi esasen ama ne var ki buna cesaret edecek yüreği yoktu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.