- 811 Okunma
- 3 Yorum
- 4 Beğeni
UMUDUN ADI:ÇOCUK
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bir çocuk bakışındaymış oysa umut, her şeyden bir haber olmakmış. Umut etmek unutmaktı belki de tüm umutsuzlukları bir çocuk gibi. Gülümsemek habersizce tüm tehlikelerden, hayatı bir oyun var saymamış umut. Yaşamaktan, var olmaktan, üzülmekten, üşümekten, aç kalmaktan, ölümden dahi korkmamak ve o oyuna tutunmakmış umut.
Bugünlerde en çok unuttuğumuz şeydi belki gülümsemek. Oysa küçük bir kız çocuğu ne de güzel gülümsemiş enkazların altından. "Allah’tan umut kesmeyin" demekti bu gülümseme. Karanlık geçen onca geceler ardında ışığı görmeyi umun, inanın. İnanmaktı çünkü var olmak. İnanmaktı çünkü yaşamak, nefes almaktı umut etmek. O küçücük elleriyle tutunduğu oyuncağıydı inancı. Belki sıcak bir nefesti ilacı.
Ne yaşadın ki orda sen gül bahçem, nasıl tutundun hayata, melekler mi refakat etti sana bu zor günlerinde, uyuttular mı seni? doyurdular mı? Annenin suretine büründüler belki de.. Öyle ya hiç korku yüzü görmemiş o gözlerin o gülümsemenin başka izahı olamaz. Sen her daim gülümse, dilerim ömrün boyunca o umudun o inancın kaybolmaz.
Günlerdir bizi üzen bizi perişan eden bu yıkım haberlerinden aldığımız en güzel haber oldu Elif ve Ayla bebeklerin kurtuluşu. Bize o küçük canlar bir çok şeyi anlattı, hatırlattı aslında. Tüm bunların bilimsel açıklaması bir yana dursun aslında manevi izahı daha derindi. Çocuklar... Büyüklerden daha şanslı çocuklardı. Hem o taze bedenleri, hemde o toy ruhlarıydı onları kurtaran. Bilmemekti belki onları bu hayata bağlayan. Biz büyüklerin olmadıkları kadar sabırlı olmalarıydı. Bizler hep sonuçlara odaklı yaşıyoruz hayatı, çok bilmekten çok fazla korkutuyoruz kalbimizi. Tamamen tevekkül edemiyoruz Allah’a teslim olamıyoruz kadere. Evet bu çok zor öyle bir durumda kendini telkin etmek seriz kanlı olmak zor. Ama yine de bu küçük canlar anlattılar bize yolunu gösterdiler umudun. Kıymetini bilmediğimiz bir çok şeyin sebebini eğer inandığında evreninde seninle birlikte olduğunun mucizesini.
Zor zamanların dibine vurduğumuz şu günlerde her şey daha kötü olacakmış gibi düşünsekte, her gecenin sabahı her sonun yeni bir başlangıcı olduğunu unutmayalım. Umut etmekten korkmayalım. Şimdi diliyorum ki enkaz altında kalan canlar da sağ salim çıksın. Hiç bir çocuk annesiz, hiç bir anne yavrusuz kalmasın. Ölenlere rahmet, kalanlara çokca sabır versin Rabbim.
GEÇMİŞ OLSUN İZMİR...
YORUMLAR
"Oysa küçük bir kız çocuğu ne de güzel gülümsemiş enkazların altından. "Allah’tan umut kesmeyin" demekti bu gülümseme."
o küçük kızın gülümsemesi ve tertemiz nur gibi parlayan yüzü gözümün önünden gitmiyor
o masum yavrumuzu kurtaran kişi ' sanki yeni yıkanmış gibi tertemizdi yüzü, hiç toz toprak yoktu' gibi anlatıyordu ve gerçekten de öyleydi
beline kadar enkazın içinde öyle oturuyordu ekranda gördük hepimiz
sanki parkta kumda oynuyor gibi sakin ve gülümseyen bir yüz ifadesi vardı
Allah her şeye kadirdir diyebiliyorum ifade edemiyorum hissettiklerimi
çok duygulandırdı bizi 'anne' diyerek annesini araması
):
Rabbim ömrünü hayırlı eylesin küçük kızlarımızın...
Elif karadaş
Gözler nemlenirken eller buluştu önce, ardından kalpler… Ve mucizeler gerçekleşti bir bir.
Acep bu mucizelerin adı ne ola..!!! Dört gün boyunca yemeden içmeden Elif bebeği, Ayda bebeği koruyan güç, çevrelerini saran meleklerin ilhamı, üzerinde kelebek inceliğinde kanatlarıyla dönen peri, bir peri ki enkaz altında bile nur sarmış her yeri.
Yüce Rabbim; bir kez daha iman ettim ki senin hikmetinden sual olunmaz. Her zaman sana inandım ve sana güvendim, bu dar günlerimizde iki güzel yavrumuzun hayatta kalması ancak ve ancak senin kudretinle olur.
Kurtulamayan canlara üzülmeyen yürek paslıdır, kararmıştır ve de vicdan çürümüştür...
Afetlere sebep olanlar, tedbirleri zamanında almayanlar, çalanlar ve çırpanlar ile tüm olumsuzlukları görüp de göz ardı eden yöneticiler insanlık vicdanında suçlu oldukları gibi, Allah nezdinde de suçludurlar. Suç işlemişler kanunlar önünde cezalarını çekmelidirler. Yüzleri karadır katran misali, insanlık sıfatından çıkmışlardır, onlara yakıştıracak aşağılık sıfat bulamıyorum. Bilerek ya da bilmeyerek destek olan yöneticiler, kontrolcüler kim olursa olsun gün gelir iki cihanda da cezalarını çekeceklerine inanıyorum. Ama gönül isterdi ki sıcağı sıcağına sebep olanların tümü yakalanıp hak ettikleri cezayı çeksinler.
Kadere de, kazaya da inancım vardır, ancak kaderdir diye tedbir almamak aptallıktır. Aptal insanlar cennete girerler mi (!) şüpheliyim. İnsan mı kaderinin peşinden koşar, kader mi adamını arar bilemem, bildiğim tedbiri elden bırakmamaktır.
Duyarlı olmak sözle değil, kalemle süslenmez, öze bağlıdır, anlatılması zordur, yaşanır sadece yürek kaldırabilirse...
Duyarlı yüreğiniz var olsun.