- 473 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
İKİ BÜYÜK MUCİZE
ELİF VE AYDA BEBEKLER
İncecikten bir kar yağmadı,
Toz toprak çöküştü yüzüne, gözlerine…
Saçlarına kumlar doldu Elif diye diye,
Ve ardından Ayda bebeğin…
Depremin üzerinden 65 saat geçtikten sonra Elif’in güzel haberinden ülke olarak sevinçlerimiz sürerken, çoğumuz Ayda bebekten bihaberdik. 91 saat dolmuştu ikinci büyük haber geldiği vakit. Tv’lerin başında gözleri nemlenmeyenler parmak kaldırsın lütfen…!!!
Gözler nemlenirken eller buluştu önce, ardından kalpler… Ve mucizeler gerçekleşti bir bir.
Acep bu mucizelerin adı ne ola..!!! Dört gün boyunca yemeden içmeden Elif bebeği, Ayda bebeği koruyan güç, çevrelerini saran meleklerin ilhamı, üzerinde kelebek inceliğinde kanatlarıyla dönen peri, bir peri ki enkaz altında bile nur sarmış her yeri.
Yüce Rabbim; bir kez daha iman ettim ki senin hikmetinden sual olunmaz. Her zaman sana inandım ve sana güvendim, bu dar günlerimizde iki güzel yavrumuzun hayatta kalması ancak ve ancak senin kudretinle olur.
Kusura bakmayınız lütfen; bugün kimse bizden edebi yazı beklemesin, yorumlar yazmaya da gerek görmüyorum, hele güne seçilmeyi asla beklemem... Çok şeyler yazmak istiyorum, ama boğazım tıkandı, Ayda bebeğin görüntüleri izlerken gözyaşlarına hakim olamayan eşim... mutluluk gözyaşları…
An İtibariyle;
03 KASIM 2020
Mehmet AKIN
YORUMLAR
O iki küçücük günahsız minicik yavrunun kurtuluşu, hepimizi çok sevindirdi. Benzer duygusallıkla izledik hepimiz...
Ama ben en az onlar kadar kurtulamayan her yaştaki cana da ağladım. Onların sonları mucize olmadığı için 'ecel' mi demeliyiz. O zaman kaza ve kaderi nasıl anlatırız? 'Önce tedbirini al, sonra Allah'a emanet et'. sözünün ne anlamı kalır o zaman?
Bu minicik yavruların biri annesiz büyüyecek!...
Her ikisi de uzun süre susuz kaldıkları için böbrekleriyle ilgili sorunları çözülmeye çalışılıyor. Ya ömür boyu böbrek hastası olarak kalırlarsa?
Üstelik onlar uykularında son nefeslerini vermediler ki!... Birilerinin ihmalinin, çıkarcılığının, paragözlülüğünün, beceriksizliğinin bedelini canlarıyla ödediler...
Yani Değerli Öğretmenim, demem o ki... Bunları düşününce sevincim kursağımda kaldı...
Büyük fotoğraf çok güzel değil bana göre... :(((
Duyarlı yüreğinize sağlık.
Saygılarımla...
Mehmet Burhan AKIN
Kurtulamayan canlara üzülmeyen yürek paslıdır, kararmıştır ve de vicdan çürümüştür...
Afetlere sebep olanlar, tedbirleri zamanında almayanlar, çalanlar ve çırpanlar ile tüm olumsuzlukları görüp de göz ardı eden yöneticiler insanlık vicdanında suçlu oldukları gibi, Allah nezdinde de suçludurlar. Suç işlemişler kanunlar önünde cezalarını çekmelidirler. Yüzleri karadır katran misali, insanlık sıfatından çıkmışlardır, onlara yakıştıracak aşağılık sıfat bulamıyorum. Bilerek ya da bilmeyerek destek olan yöneticiler, kontrolcüler kim olursa olsun gün gelir iki cihanda da cezalarını çekeceklerine inanıyorum. Ama gönül isterdi ki sıcağı sıcağına sebep olanların tümü yakalanıp hak ettikleri cezayı çeksinler.
Kadere de, kazaya da inancım vardır, ancak kaderdir diye tedbir almamak aptallıktır. Aptal insanlar cennete girerler mi (!) şüpheliyim. İnsan mı kaderinin peşinden koşar, kader mi adamını arar bilemem, bildiğim tedbiri elden bırakmamaktır.
Duyarlı olmak sözle değil, kalemle süslenmez, öze bağlıdır, anlatılması zordur, yaşanır sadece yürek kaldırabilirse...
Saygılarımla Öğretmenim.
hissettiklerimizi yazıya dökmek mümkün değil
sözün bittiği yer değil mi?
Mehmet Burhan AKIN
O, her şeyi bilendir...
Saygılarımla.
Mehmet Burhan AKIN
O, her şeyi bilendir...
Saygılarımla.
Her şey O'nun dilemesiyle ol deyince oluyor öl dediği ölüyor ölme dediği de yaşıyor, bu kadar basit aslında...
Mehmet Burhan AKIN
Saygılarımla...