- 1106 Okunma
- 20 Yorum
- 10 Beğeni
İki cennet kuşu Sayra ve Çınar
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Derin bir sessizlik hakimdi Türkiye’nin bir çok şehrinden gelen ekipler deprem enkazından gelecek bir ses umudundaydı..
Bir canı daha canlı çıkarmak için var gücleriyle çalışıyorlardı..
Uykusuzluk yorgunluk açlık soguk hiç birinin umrunda değildi söz konusu can ise bunların hiç bir ehemniyeti yoktu..
Herkes sustu,işaret dili ile anlaşırlarken içlerinden biri olaganca yüksek sesiyle seslendi
_Orada kimse varmı diye
ses yoktu yine tekrardan yine yine aynı kelimeyle seslendi
_Orada kimse varmı? diye
derinlerden cılız bir ses
_ buradayız ikizimle beraber ne olur kurtarın bizi annem babam iyi mi?diyordular..
_Anneniz babanız iyi dışarıda sizi bekliyorlar bekleyin geliyoruz sizi ordan canlı çıkaracağız korkmayın sakın sizin için çalışıyoruz dedi yine O ses..
İki kardeş iki cana saatlerce ulaşmak için çabaladı ekiplerin hepsi sevinmişti canlı birileri daha vardı enkazda kurtaracaklardı onları,saatlerce ulaşmak için onlara ugraşıyorlardı da zaten umutlandı oradaki herkes çöken binanın enkazından onları kurtarabilmek adına var güçleriyle devam ettiler yorgunluklarına aldırmadan.
Ekipler orda annesi babası sevdikleri enkazın gölgesinde bütün Türkiye ekran başında dua etti bu ikizler için...
Birbirlerine dahada sıkı sarıldı Sayra ve Çınar’ın anne babası onlara dair ne çok umutları hayalleri vardı daha hikayeleri umutları karatoprakta bitmemeliydi bir ışık oldu bu ses onlara daha çok duaya sarıldılar...
Yaşıyorlardı iki gözlerinin nurları ilk hamile olduğu anı öğrendiğinde bugüne dair şerit gibi geçti onlarla ilgili zamanları keskeler dolaştı zihinlerinde sonrada umut ışığı doğdu yüreklerinde diğer enkazdan sağ cikarilanlarıda görünce ....
Saatlerce o beton yığınlarını sesin gelen yerine doğru kazdılar...
Ses yoktu artık tek tek duvar değil un ufak olan kum tanelerini tırnaklarını kanatircasiks kazidilar ekipmanlarıyla ama yoklardı başka bir yerden yansımıştı ses...
Ve tekrar kazdılar başka yöne doğru beton yığınlarını bir umut ile canlı ulaşmak için.Sonra iki el gördüler birbirlerinin elinden tutmuş kenetlenmiş iki el bunlar aradıkları ikiz kardeslerin elleriydi birbirlerine saatlerce Kimbilir ne umut vermislerdi kurtulacaklarına dair hayallerinden bahsetmislerdi...Birbirlerini uzdukleri heran için özür dilediler birbirlerinden.. Umutlarını yitirmemek için şarkı söylediler dua ettiler hayallerinden bahsettiler...
Ama üşuyorlardı , oksijenleri kalmamıştı zor nefes alıyorlardı canlarıda çok aciyordu bedenleri binlerce tonun ağırlığındayken ikizlerden biri;
Sordu kardeşine
_biz şimdi cennetemi gidecegiz canım kardeşim..
_ evet kardeşim biz cennete gideceğiz sanırım anne babamız daha sonra gelecekler dedi.
_Gözlerim kapanıyor kardeşim çok üşüyorum ellerimi tutar mısın? daha fazla dayanamayacağım çok uykum var uyuyacağım belki uyuyunca geçer ağrılarım dedi.
Kardeşi ona seslendi
_Uyuma sakın korkuyorum konuş benimle..
Ama artık onu duyamazdı anlamıştı buz kesen ellerinden yinede bırakmadı kardeşinin ellerini belki sıcaklığıyla uyanır diye
Sonra bir melek geldi daha fazla canı acımasın diye onuda ebedî uykuya daldırdı...
Ve beraber Elele yürüdüler cennete
Onlar şimdi anne babasının "cennet kuşu."
Kurtaramadılar onları toprak onları daha çok sevip bağrına basarken vakit dolmuşken ...
Toprağın derin sessizliginde kayboldu fısıltıları..
Ulaştı ekipler sonunda onlara ama bedenleri çok soğuktu anlamışlardı hersey için çok geç olduğunu..
Ağladılar acıları ikiye katlandı onları Elele görünce keskeleri bogazlarında boğum boğum sözümüzü tutamadık diye
Sonra çıkardılar enkazdan ölü bedenlerini hepsinin gözleri dolu dolu diyemediler bile ailesine "onlar öldü" diye.
Bir feryat düştü anne babasın sevdiklerinin can evi yüreklerine bir enkazdan daha büyük enkaz yeriydi şimdi yürekleri...
Kimi enkaz çalışmalarını izlerken kimi TV başında canlı çıkarılmaları için umut ile dua ederken "buz kesti herkesin yüreği" bu kötü haberle..Hemde elele ölüme yürüdüklerini öğrenince oysa daha çok küçüklerdi yaşayacakları ne çok şeyleri vardı da ölüme yakalanmışlardı...
Aldı toprak onları teğet geçmeden enkazda ailelerinin sevdiklerinin unutamiyacağı bir kara günde...
Kader miydi enkaz altında kalmak imtihan vesilesi miydi yoksa o binayı usulsüzce malzemeden çalararak yapanlarda mıydı suç?
Yoksa binanın hasarlı raporuna rağmen orda ikamet etmek zorunda kalmalarımıydı
yoksun yoksul kaderlerimiydi yoksa bu ölüm..
"iki cennet kuşunun yazgısı."
Hoşçakalın cennet kuşları yaktınız,sızlattınız yüreklerimizi dağladınız mekanlarınız cennet olsun
Nevin Aktekin Gülfirat
YORUMLAR
Duyarlı kalem ödülünü almış.
Kutlarım.
Tüm DEPREM ŞEHİTLERİMİZE RAHMET OLSUN.
YARALILARIMIZA RABBİM bir an önce ŞİFALAR versin İnşallah.
Selam ve Dua ile.
Nevin Aktekin Gülfırat
saygilarimla🙏
Çok çok Amin 🤲
Nevin Aktekin Gülfırat
dünkü şiirimde de sorgulamıştım yine sorguluyorum.. bu şiddet ve süredeki deprem Tokyo da olsaydı ne olurdu sonuçları... inanın hiç bir şeycik olmazdı.. hayatlarına 10-15 dk mola verip devam ederlerdi burunları bile kanamadan... Peki neydi Sayra ve Çınar ın suçu japon olamamak mı.... çok üzgünüm, utanıyorum ve bu bu acıyı inan sevgili Nevin ne 2020'ye ne İzmir'e ne de ülkeme yakıştıramıyorum...
Nevin Aktekin Gülfırat
Umarım artık ders alınır
Devlette muteahitlerdetoplumda daha bilinçli olurda bu felaketler böyle ileyikimlarolmaz insaallah hocam..
Saygılarımla huzurla kalin
Hepimiz ölecek yaştayız.
Sebepler başka başka. Fakat insanın yüreği dayanmıyor; mekanları cennet olsun.
Anne ve babasına tahammül gücü versin Allah.
Nevin Aktekin Gülfırat
Birilerinin hataları birilerinin ocaklarını söndürüyor ve biz buna kader değil keder diyoruz😪😪
Nevin Aktekin Gülfırat
Nevin Aktekin Gülfırat
Çok çok Amin😪🤲
Nevin Aktekin Gülfırat
Çok çok amin🤲
Ben teşekkür ederim okuyan gözleriniz varolsun hep sevgiyle 🙏
Nevin Aktekin Gülfırat
Hep huzurla kalasın ☕
son zamanlarda
insanın ciğerini delip geçen
ne çok olaya, acıya ve kedere tanık oluyoruz
ne çok içimiz dağlanıyor böyle 😔
*
Allah rahmet eylesin. Mekânları cennet olsun inşallah.
Ailelerine ve yakınlarına sabır dilerim 🙏
Nevin Aktekin Gülfırat
Bu yıl gerçekten zor geçiyor😪
Çok çok Amin🤲
Nevin Aktekin Gülfırat
Huzur ve sağlıkla kalın insaallah 🙏🤲
Mekanları cennet olsun, Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabırlar versin ve bu felaketin sorumlularını da gün yüzüne çıkartmayı ve hesap vermelerini sağlasın...Benimde üniversitede Toplum Gönüllüleri Vakfı çatısında beraber gönüllük yaptığımız; birlikte yurdumuzun bir çok yerinde köy okulları tadilatına gittiğimiz, birlikte S.H.Ç.E.K , Darülaceze, Sokak çocukları, Mülteci kamplarında sorunlar, Erozyonla mücadele, Kız çocukları okula kampanyaları, yurdun bir çok yerinde Huzur evlerinde birlikte gönüllü organizasyonlar ve daha sayamadığım ,sürdürülebilir bir çok projeyi birlikte yeşertip içerisinde yer aldığımız bir güzel insanı, bir kardeşimi ,eşini ve biricik yavrularını Doğanlar apartmanında kaybettim, kaybettik maalesef :( Mert KÜÇÜKYUMUK, Eda KÜÇÜKYUMUK ve çocukları minick Ateş KÜÇÜKYUMUK aramızdan ayrıldılar, nurlar içinde uyusunlar :(
Biraz daha fazla kazanayım diyerek ; kumundan, demirinden çalanlar, yer açayım diye kolon kesenler ve bunlara göz yuman yetkililer umarım sizinde hikayeleriniz yarım kalır, mezarlarınız çiçeksiz kalsın hak ettiğinizi bulun ....
Nevin Aktekin Gülfırat
Duaniza bende katılıyorum eminimki ilahi adalet tecelli edecektir... Dünyadaki adaletten de öte..
Böyle kayiplarin bir daha yaşanmaması dileğiyle huzurla kalın🙏🤲
Sahir Neva
Hem de ne sessizlik!.. Evde 'çıt' çıkarmadan yaşadım diyebilirim iki gün. Kanaldan kanala atlayarak acaba son bir gelişme var mı diye...
Böyle iç acısı ne öyküler izledik bu sürede... daha neler su yüzüne çıkacak zamanla...
Malzemeden çalan müteahhit, böyle kusurlu bir inşaata 'oturulabilir' rapor veren 'bilirkişi', son iki denetimde verilen çürük raporuna rağmen gereğini yerine getirmeyen 'bürokrasi', bu rapora rağmen bu evde oturmayı sürdüren anne baba... hepsi bir şekilde bence suçlu...
Ama bu iki güzel can - bu iki güzel çocuk... Çok suçsuz!..
Bedelleri hep böyle günahsızlar - suçsuzlar ödedikçe diğerlerinin cesaretleri mi artıyor bilemedim. Ya da bu aymazlığa ne denir?
:(((
Nevin Aktekin Gülfırat
Keskelerin hukumsuzlugunde kaybettiğimiz iki can daha..
Ve yine ders almayıp yine alışkanlıkların verdiği şeylerle susarak
Yine bir başka felaketin gelmesini engelliyemeyecegiz..
Ders alsak 1999 depreminde alırdık sanırım..
Olan hep masumlara oluyor işte..
Ne diyelim..😪😪
Rabbim yaşatmasın ülkeme bir daha böyle acılar inşaallah😪😪
Tüm ülke ağlarken, insanlıktan nasibini almamış haddini bilmezler, sosyal medya üzerinden yapacaklarını yine yaptılar. Toplum olarak onlar kınıyoruz.
Duyarlı kişiliğiniz ile yumruk büyüklüğünde olan yüreğinize yerleşen merhamet duyguları kaleminize çok güzel yakışmıştır.
Enkaz altında kalan şehitlerimize Allah'tan rahmet dilerim.
Saygılarımla Efendim...
Nevin Aktekin Gülfırat
patavatsız insanlıkla alakası olmiyan kalemleri susar inşallah..
Bir tarafımız öyle hasta ruhlu daha cogumuzda birlik olduk yine hoca otelini açanlar evlerini açanlar yardım ekiplerimiz gönderilen yardımlar ve devlet birliğinde güzel bir birlik olduk..
Ah keşke denetimler daha sıkı yapılıp su çürük binalara mühür erken vurulsada böyle yıkımlar felaketler olmasaydı hocam..
Teşekkürler değerli yorumunuz için..
Amin 🤲 Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun inşaallah 🙏🤲
Hepimizin başı sağolsun can..
Hükmen şehit sayiliyorlar can bilmesem bu konuda yazmazdim çünkü vebali büyük tabiki vatan için ölenlerin makamı en büyük haklisinölçülemez digerleriyle can.
..S ehitler beş kısımdır: Bulaşıcı hastalığa yakalanan, ishale tutulan (karın ağrısından), suda boğulan, göçük altında kalan ve Allah yolunda savaşırken şehit olanlar." (Buhârî, Cihâd 30; Müslim
Teşekkürler kıymetli yorumun ve naif yüreğin için..sevgilerimle iyi geceler🙏☕
KeLeBeK EtKiSii
Dünya itibariyle şehid sayılmayan, yani, yıkanıp kefenlenmiş olarak gömülen, fakat âhirette şehid muamelesi gören kimselere şehîd-i uhrevî denir. Şehîd-i kâmil olmanın şartlarından birini kaybeden kimseler, bu kısma girerler.
Bundan başka şu kimseler de âhiret şehîdi sayılır:
* Suda boğulanlar.
* Ateşte yananlar. (İbnu Mace, Cihad, 17)
* Enkaz altında kalanlar.
* Veba gibi bulaşıcı bir hastalıktan ölenler.
* Sıtma gibi ateşli hastalıktan ölenler.
* İlim yolunda ölenler.
* Ciğer hastalıklarından ölenler.
* Doğum sırasında veya lohusa iken ölen kadınlar.
* Baş ağrısından ölenler.
* Karın ağrısından ölenler.
* Ailesinin nafakasını helâlinden kazanmak için çalışırken iş kazasından ölenler.
* Cuma gecesi ölenler.
* Gurbet ilde vefat edenler.
* Akrep, yılan sokması gibi sebeblerle vefat edenler...
(Savaş dışındaki şehîdler hakkında hadisler için bakınız: Buhârî, Ezan, 32, Cihâd, 30;
sevgilerimle