- 244 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ÇIKMAZ SOKAKTA ÜÇ KADIN BÖLÜM 6
ÇIKMAZ SOKAKTA ÜÇ KADIN
BÖLÜM 6
Sabah evden çıkarken babama,
‘’ Baba sen önden git, ben bir, iki saat gecikeceğim.’’
‘’ Fazla gecikme kızım.’’ Sonra gülerek ilave etti, ‘’ Kızına torpil geçiyor derler otoritem sarsılır sonra.’’
‘’ Merak etme baba kısa bir ziyaret olacak gecikmem’’
Babamın yanından ayrılınca ağır, ağır İbrahim Ustanın dükkânına doğru yürümeye başladım. Epeydir yanına uğramaya fırsatım olmamıştı. Dükkânın önüne gelince, hayretle kapalı olduğunu gördüm. Hemen yanı başındaki fotoğrafçı Tacettin Amcanın dükkânından içeri girdim. Beni görünce,
‘’ Gel polis kızım, bu gün benim çayımı içeceksin.’’
‘’ Hayırlı işler Tacettin Amca. İbrahim Ustanın dükkânı neden kapalı? Bu saate kadar kalmazdı?’’
‘’ Hiç sorma kızım? İbrahim Usta bir haftadır hastanede yatıyordu. Dün taburcu oldu şimdi evde yatıyor.’’
‘’ Çabuk anlat neden hastaneye yattı?’
‘’ On beş gündür bir gurup genç çete kurmuş, bütün esnafı haraca kesiyorlar. Bizim İbrahim, ‘’ Ben haraç vermem’’ Diye kestirip attı. Geçen hafta dükkânı kapatıp eve dönerken, yolunu kesmişler. Çok fena dövmüşler. Anlayacağın kızım başımız dertte.’’
‘’ Sen verdin mi?
‘’ Verdim kızım on beş bin lira.’’
‘’ Polise başvurmadınız mı?’’
‘’ Başvursak ne olacak? Başvurduk, ne ses çıktı ne de seda anlayacağın koskoca semt üç beş çapulcuya teslim oldu.’’
‘’ Merak etme Tacettin Amca, İbrahim Ustaya kalkan elleri ben ve arkadaşlarım kıracağız.’’
Tacettin Amcanın yanından ayrılınca, İbrahim Ustanın evinin yolunu tuttum.
Kapıyı Şehriban açtı. Beni görünce boynuma sarılıp ağlamaya başladı. Elimde olmadan bende sarıldım. İçerden gürültüler geliyordu. Beni salona aldı. Saraç İbrahim ustayı göremiyordum.
‘’ Baban nerede yatıyor Şehriban göremiyorum?’’
‘’ İçerde odasında yatıyor. Biraz nefeslen yanına geçeriz.’’
‘’ Galiba zamansız geldim. Misafirleriniz var?’’
‘’ Yok, onlar bizimkiler memleketten yeni geldiler.’’
‘’ Ayıp olmazsa İbrahim Ustanın yanına geçmek istiyorum.’’
Bana kalkmamı işaret etti. Hemen salonun yan tarafında, biraz daha küçük bir odanın kapısını açarak içeri geçmemi işaret etti. İçeri girince, odanın içi dışarıdan ışık almadığı için oldukça loştu. Birden İbrahim amcanın sesini duydum,
‘’ Şehriban kızım biraz su getirir misin?’’
Şehriban’a sus işareti yaptım. Masadaki sürahiden bir bardak su doldurup, hastamızın yanına götürürken, Şehriban, ışığı yakınca bir an gözlerim kamaştı. İbrahim usta beni görünce, geçirdiği şaşkınlıktan sonra, yerinden doğrulmaya çalışırken,
‘’ Eda, kızım seni burada görmek ne güzel bir şey?’’
‘’ Çok öfkeliyim İbrahim Usta, sana bunları yapanların yanına bırakmayacağım.’’
‘’ Bırak onlara bulaşma kızım.’’
‘’ Benim polis olduğumu unutuyorsun galiba. Şimdi bana her şeyi baştan anlat.’’
İbrahim usta olup biten her şeyi anlattı. Şehriban, çay ve bir tabak çerezle yanımıza geldi. O kadar canım sıkılmıştı ki, gözüm hiçbir şeyi görmüyordu.
‘’ İbrahim usta, dükkânın anahtarlarını ver bana. Sen iyileşmene bak. Ha birde senin işten anlayan birisi lazım bana.’’
‘’ Şehriban kızım, Tacettin amcanı arasana.’’
Telefonu alan İbrahim Usta, Tacettin Amcayla konuştuktan sonra, bana dönerek ,
‘’ Yarın Tacettin’in yanına uğra. Sana birini göndereceğim.’’
Biraz daha oyalandıktan sonra, Asayişe doğru yola çıktım. Şimdiden kafamda bir plan şekillenmeye başladı. Asayişten içeri girince babama geldim işaretini verdikten sonra bizimkilerin yanına gittim.
‘’ Erkeklere sesleniyorum, içinizde ayakkabı tamirinden anlayan var mı?’’
Hiç kimseden ses çıkmadı, bu sırada arkalardan bir el havaya kalktı.
‘’ Birazcık anlarım. Bu işte hayli tecrübeliyim.’’
Hayal karşıma dikildi.
‘’ Komiserim tam olarak aradığınız benim.’’
‘’ Dalga geçmeyi bırak Hayal, bu erkek işi.’’
‘‘ Amcam kunduracı idi, yanında uzun zaman çalıştım’’•
Niye olmasın ki, yanına Ruşen’i verdim mi? Bu iş tamam olur.
‘’ Yarın devriyen var mı Hayal?’’
‘’ Hayır, yok buradayım.’’
‘’ Güzel, yarın bir yere ayrılma. Ruşen Komiser ortalıkta görünmüyor. Oda ayrılmasın.’’
Arkadaşlarının yanından ayrılan Eda, babasının odasına girdi.
‘’ Gel Eda, benden iki saat istedin. Neredeyse üç buçuk saat oldu. Neden geciktin?’’
‘’ Pasajda işlenen cinayetleri hatırlarsın baba. Pasajın karşısında bir ayakkabı tamircisi vardı.’’
‘’ Hatırlıyorum İbrahim Usta. Ne olmuş ona?’’
‘’ Gençlerden kurulu bir çete türemiş. Esnafı haraca bağlamışlar. İbrahim Usta haraç vermemek için direnince onu hastanelik etmişler. Bu işe el koymak lazım. Hansa Baş komiserim öldürülen kızın dosyası ile ilgileniyor. Bende bu işe el atmak istiyorum. Yalnız başıma bu işin üstesinden gelemem.’’
‘’ Kimleri yanına alacaksın?’’
‘’ Şimdilik Ruşen’le Hayal yeter. Daha sonra duruma göre hareket ederiz.’’
‘’ Neden Hayal?’’
‘’ Güzel soru baba, Hayal ayakkabı tamircisi olacak.’’
Sedat Amir şaşkınlıkla gözlerini açtı.
‘’ Ayakkabı tamircisi? Yanlışın olmasın?’’
‘’ Valla kendisi bu işe talip oldu.’’
Ertesi günü sabah sekizde, Ruşen, Hayal ve Eda pasajın önündeydiler. Eda, tamirci dükkânını işaret ederek Hayal’e,
‘’ Yeni işin hayırlı olsun tamirci çırağı.’’
‘’ Komiserim bir beşlik atında dükkâna bereketiyle işe başlayalım.’’
Hayal, dükkânı açınca Eda cebinden beş lira çıkartarak dükkândan içeri attı.
‘’ Siftah senden Komiserim Allah bereket versin.’’
‘’ Hadi Ruşen, bizde Tacettin Amcanın yanına geçelim.’’
‘’ Kolay gelsin Tacettin Amca,’’
‘’ Hoş geldin kızım, İbrahim Ustayı gördün mü?
‘’ Dün ziyaret ettim, size selamı var. Arkadaşım Ruşen, birkaç gün senin yanında takılmasını istiyorum.’’
‘’ Bak buna çok sevinirim ama burada Ruşen Komisere iş yok.’’
‘’ Nedenini sorabilir miyim?’’
‘’ Anladığım kadarı ile İbrahim Ustanın dükkânını gözaltında tutmak istiyorsunuz?’’
‘’ Evet.’’
‘’ Gelin benle Karşı sıradaki Rüştü ustaya merhaba diyelim. Buradan kontrol zor olur. Ama karşıdan çok daha kolay kontrol edersiniz. Rüştü Usta ise İbrahim usta için canını verir. Siz beni dinleyin.’’
Hakikaten de Rüştü Usta en az Tacettin Bey kadar cana yakındı. Ben İbrahim ustanın kamera kayıtlarını yanıma alıp Asayişe dönerken, bizim ikilide yeni işlerine başladılar.
Dükkanda tek başına kalan Hayal, etrafı incelemeye başladı. Gördüğü kadarı ile İbrahim Usta işinin ehli bir adammış. Tamir edilecekleri bir tarafa, tamir edilenleri, diğer tarafa istif etmiş yeni ayakkabıların çoğu vitrinde idi. Önlüğü üzerine geçirip keyfine göre dükkana yeniden düzen vermeye başladı. Bu sırada kapı açıldı, içeriye yaşlı bir kadın girdi.
‘’ Kolay gelsin kızım, İbrahim usta yok mu?’’
‘’ Birkaç gün istirahat edecek teyzeciğim. Yerine ben bakacağım.’’
‘’Geçen hafta tamir için bir çift ayakkabı bırakmıştım. İşte şu köşede duran ayakkabılar.’’
Kadının gösterdiği ayakkabılara baktım hakikaten tamir edilmişti. İçinde ufak bir kağıtta 35 lira yazıyordu. Ayakkabıları poşete koyup poşeti teyzeye uzattım.
‘’ Teyzeciğim borcunuz 35 lira.’’
Kadını yolcu edip parayı kasaya attım. Eda Komiserin beş lirası uğurlu gelmişti.
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.