Ağır Okuyacağım
AĞIR OKUYACAĞIM
Denizli Kitap fuarının açılışının üçüncü günü. Gelen giden öğrencilerle bir yoğunluk oluşmuştu. Bazı okullardan gelen öğrenciler habersiz getirilmişler fuara. Öğrenciler haklı olduğundan kitaplara bakmıyorlar. Baktırılmıyorlar da. Kara koyunun suya götürülmesi gibi. Suya gidip su içmeden geri dönmesi sanki. Okul müdürlükleri belli bir zaman dilimi için göndermişler. Yani yasak savmak için gönderilmiş çocuklar. Turistik gezi gibi. Bu öğrenciler nasıl kitap sevecek, nasıl okuma alışkanlığı kazanacaklar? Kitaba eli değmeden hissetmeden özgün okumayı yapar mı çocuk? Kitaptan korkanlar kitap okumaz ve anti kitapçılardır. Üzgün olarak belirmeliyim ki; Öğretmenlerimiz de kitap okumuyor veya meslek gereği yılda bir ve iki kitaptır.
Gelen okulların birinde, uzun saçları örgülü ve arkada bağlı , entarimsi allı güllü elbise giymiş, gülerek bana doğru geldi. Bana hitaben, ”hoş geldiniz. Ben cevap vermeden “beni tanıdınız mı?” Öğrencinin adını hatırlamam olası değil. Kıza hitaben kurnazlıkla,” simanı anımsadım ama adını çıkaramadım. “
Kız öğrenci:
-Benim adım Gül.
-Kusura bakma Gül. Şimdi unutmam siman değişmezse.
-Hocam, geçen defa aldığım kitapların çok yararını gördüm. Hele ‘İyi Okuma anlama anlatım ve Özetleme’nin. Okumam hızlandı. Oyunlarda hep seçici ben oldum. Çünkü tekerlemeleri ben ezberden okuyorum. Önceden aldığım kitaplar çabuk bitti. Mesela Ergene Güzeli’ni ben okudum sonra da ailemizdeki okuma saatinde bir defe daha okuyup ailece de değerlendirme yaptık. Ne kadar fedakar kişiler varmış? Şimdi alacağım kitabı ağır okuyacağım.
-Neden çabuk bitiyor.
-Ben Büyük Lokma adlı kitabınızı alacağım.
Öğrenci Büyük Lokma kitabını alınca ben de armağan olarak Birlikte yaşamak adlı kitabı hediye ettim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.