Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
Sahir Neva
Sahir Neva
@sahirneva

Okumak yarası, - " Bir Hanım" / Fatma Semiye

31 Ekim 2020 Cumartesi
Yorum

Okumak yarası, - " Bir Hanım" / Fatma Semiye

11

Yorum

13

Beğeni

0,0

Puan

1663

Okunma

Okuduğunuz yazı 31.10.2020 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Okumak yarası, -

Okumak yarası, - " Bir Hanım" / Fatma Semiye

Sevgili okur, burada yazılan öykü ve içerisindekiler bir hayalin örgüsüdür !
Öykünün esin kaynağı, görseldeki ilk kadın yazarımız Fatma Aliye Topuz Hanım’dır.
Kahramanımız Fatma Semiye bir hayal olup, ismini Fatma Aliye ve onun kardeşi olan,
ilk feminist öncülerden Emine Semiye’den esinle almıştır.

Zihin ve ufuk açması dileğiyle huzurlarınıza, uykusuz bir geceden armağandır.
......................................................................................................................................................................................

Okumak yarası – “Bir hanım”

Tahir, on dördünde henüz...Karasuyun çimeninde, kır bitkilerinden bir tuvalde; annesinin mezarı başındadır...
Annesi, Fatma Semiye,

Mezarında ne bir kuş sunağı, ne de bir karanfil vardır. Mezar taşında şöyle yazılıdır,
“Muharrire ve Sendikacı Fatma Semiye, ruhuna el Fatiha “

Tahir’in annesi, mavi tulumlu endamıyla, sarı saçları hep uzun ve taralı, elleri nasırlı işçidir.
Helalin, iffetin ve inancın ve umudun adıdır; Tahir’in anası Fatma Semiye, bir tuvalde saklıdır.

Fatma Semiye kadındır !
Adı gibi yücedir. Dilinde bir hakkın zikri ile özgür ve dik başlıdır.

Fatma Semiye’yi okutmadılar, onu bir tekstil tezgahına, makine dişlilerine talime koydular...
Nasırlıdır elleri, nasırlıdır özgün fikirleri, onu okutmadılar; onu o gün uykularından yaraladılar...

Yarasından güç bulan Fatma Semiye, her fırsatı yontar kendine. Ya bir gazete kupürüne veya bir sinema
afişine kanar yaraları, yazar hayallarını, “yazar” düşlerinde. Yazmakla kalmaz Fatma Semiye, kafasına takar
okuyacaktır ...ve okumalıdır da. “And olsun !” der, gecelerine ve her vakte...
İlk sökününü verir ağabeyinin okuma fişlerinden...

“Adem ve Havva “ der, “kadın yemek yapar”,” oğula aş eder”, “akşama evi temiz eder”...
O böyle söker okumayı, okudukça söker zihnin tasavvurunda açmazları...
Sonra sonra okudukça -

”Adem’i Hayat’a, salıverirler, kadını da -eski evlerin, soba yanan tek odası, uzun sofası –hayata dar ederler”
Fatma Semiye, ilk tefekkürlerini sessiz ve kimsesiz böyle zikreder.
.
Okumaları onun, bilincin altın yaldızlarıdır. İlmek ilmek tıpkı mahir elleri gibi dokur zihnin pak ,
saten aydınlığına...
Her fırsatı değerlendirir, ne saat on geç kahvaltısı, ne saat beş son çayı...
Ziyan edemez zamanını, okur her fırsatta ve yazdıkça yazar yarasını. Yalnız kendini mi yazar?
Tüm ezilenleri ve daha çok ezilen kadınları, anaları, kumaları ve işçi kadınları...

Yazar Fatma Semiye, dillerinden kenetli kadınları, hayallerinden düşkün, yaşamlarından tutuklu kadınları...
O yalnız yazar mı?
Yazmakla kalmaz, yaşar ve yaşatır da Fatma Semiye !
Koşar her kadının derdine; o bir omuz kadar yakındır size...

Bir çırağın yanlış kesiğine tamamlanmış bir esirgemedir o, kükrer !
Çavuş, usta başı önlerinde yalın kılıç, dik başı ve mağrur gözleriyle...
Moraran gözlerde, yeşil mor damarlara müşfik dokunuştur o, hırçın bir deniz olur sonra...
Okşayan şifa elleri, ezilenlerin, işçinin ve kadının gücü olur, sıkılı bir yumruktur O !

Fatma Semiye, okumadı , okutmadılar onu. O, Fatih terzihanesinden mezun oldu...
Dikiş, nakış biteviye kanaviçeler işledi, iplik yorgan nevresimler sırıdı, makrameler ördü.
Mahallenin genci yaşlısı herkesin uğrak yeri, rica kapısı oldu...
Sonra gelinlik işlemeye koyuldu ve pek mahir bir terzi oldu.
Osmanbeyde, Cihangir de ve daha bir çok yerinde İstanbul’un...
Sosyetenin terzilerine birinci çırak, sorasında kalfa oldu. Altı yedi eylül olayları sonrasında kaybetti işini ve masum müşterilerini ve ayrıldı yolları.

Fatma Semiye’nin yolu, şimdilerde bir üniversite bahçesine devrolan cankurtaranda bir atölyeye düştü.
Atölye büyümüş memleketin ilk büyük fabrikalarından biri olmuştu.
Fabrikanın ilkleri büyüklüğüyle kalmayacaktı...
Fatma Semiye ve kadınların bahtı onunla değişti.
O, tarihin ve devrin görmediği bir kadındı...
Her şeyi başkalaştıracak, her zorbaya baş kaldıracak ve mücadeleye zeka ve onur bileyecekti....

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Okumak yarası, - " bir hanım" / fatma semiye Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Okumak yarası, - " bir hanım" / fatma semiye yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Okumak yarası, - " Bir Hanım" / Fatma Semiye yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Erkan Cem Arslan
Erkan Cem Arslan, @erkancemarslan
1.11.2020 22:08:12
Baştan başlayalım; eserin adı ve onunla ilgili açıklamalarındaki, hem iki değerli ve örnek kadına vefa göstererek, hem de açık yürekliliğin ve eser isminin kurgusundaki zeka nedeniyle ayrıca takdiri hak ediyor bence...

Girişteki açıklamayı okuyunca ilk olarak o iki değerli isim hakkında bir iki okuma yaptım. Aslında, Fatma Semiye ile tek benzer yanları isimleri ve sona doğru geldikleri noktalar diyebiliriz. Buradan şu sonuca vardım; yazar Türk toplum yapısında kadının yerine, daha doğrusu doğduğu andan yaşantısı boyunca kendisine hak ettiği değerin verilmemesine gönderme yapmış...

Hikaye ise bu topraklardaki kadınların genel tablosu aslında. Gerçi günümüzde azalmış olsa da küçük yerlerde hala olan kız çocuklarının eğitimden uzak tutulmasından, neredeyse köle muamelesi görmelerine kadar hissediliyor bu durum.

Öyle detaylı anlatımlara girilmeden, yani kadının günlük yaşantısının rutinine değinilmeden sadece seçilmiş kelimelerle anlatılmış kadınlar.

Final ise; ütopik bir hayal gibi çıkıyor karşımıza. Hayatın her evresinde kadın gerçek gücünü göstermelidir diyor. Çünkü dünyayı olması gerektiği yere kadınlar taşıyabilir. Barış ve sevginin daha yaygın olduğu, eşitliğin genele yayıldığı bir dünya...

O günleri görebilme dileklerimle, tebrik ediyorum kardeşimi...

Sevgilerimle...




Erkan Cem Arslan tarafından 11/1/2020 10:08:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
Yinsani, @yinsani2
1.11.2020 20:36:00
Lofça'da doğmuş Ahmet Cevdet.. Lofça; eski bir Roma kazası, anlamı: Avcılar Kalesi. Balkanlar, Türk'ün yitik çocuğu ..
"İlk Türk kadın romancı kabul edilen yazar Fatma Aliye Hanım’ın babasıdır."
**
Ahmet Cevdet Paşa özetle;
Tarih Alanında: Tarih'i Cevdet
Siyasi Alanında: Tezakir-i Cevdet
Hukuk Alanında: Mecelle
Dil Bilgisi Alanında: Kavâ'id-i Osmaniyye
Din Tarihi Alanında: Kısas-ı Enbiya

**
Kızının biri, Fatma Aliye Topuz, neden bir kadın, roman yazar? Otursun çorba pişirsin öyle ya??

Romanları ve konuları… nelerdir??

Emine Semiye ilk kadın romacımızın kız kardeşi; ilk kadın hareketleri öncüsü.. Oturup çocuk doğur,
Ne işin var değişik fikirlere..

Neden ben de insanım deyip ses yükseltir ki bir kadın, bul zengin koca keyfine baksana!

Büyük insanlarmış.


Yeiku Tebriği;

Ahmet Cevdet Paşa epey eser vermiş
Kızlarının biri romancı biri sendikacı, hak mücadelecisi
Sendikacı Emine Seniyeden ihlamla yazdığın 1.11.2020 tarihli yazının
Rüzgar gibi ilhamlar getirmesi dileğiyle okurlarına
Tanrım emeklerini zayi etmesin nesildadım.
asude_vuslat
asude_vuslat, @asude-vuslat
1.11.2020 15:43:37
yazıyı tam olarak okuyamadım
cepten giriyorum
yorumlar okunuyor ama yazı satır sonları kesik kesik

anladığım kadarı ile faydalı ve güzel bir paylaşım

okumak çok güzel

okumak ve öğrenmek

hiç kimse bundan mahrum edilmemeli


teşekkürler kendi adıma

ve

tebrikler güne seçilen yazınıza...
Nar-ı Çiçek
Nar-ı Çiçek, @nar-icicek
1.11.2020 15:08:12


Çok!
sayılamayacak kadar çok hem de okumak isteyipte ama sözde büyük düşüncelere kurban edilen onca körpe hayat. Bunların sloganı da şudur çoğunlukta "kız çocuğu okutulurmuymuş" ..
Yani fasa ve fiso cahillerin böbürlendiği ve ardına sığınıp kararttıkları hayatlardan daha sonra vicdan bekleyip sevgi dilenen beyinlerin eserleri.


Diyeceğim şu ki bu yara tedavisi olmayan ince bir hastalık olarak genellikle de kız çocuklarına çamur gibi armağan edilen bir insan ayıbıdır.

Lakin unutulan bir şey var azim, hele ki bir kadının azmi hiç hafife alınmamalı.

Değerli bir yazı. Emeğinize teşekkürler.

Tebriklerimle.
Bey_Han
Bey_Han, @bey-han
1.11.2020 10:25:30
Fatma Seniye'lerin ve onların mücadelelerine kalemleri ile de olsa destek olanların daima var olması dileğiyle.
mir muğdat zinaryan
mir muğdat zinaryan, @mir-mugdat-zinaryan
1.11.2020 09:48:49
yazıda isim karışıklığı olmuş. bahsettiğiniz hanımefendi, ahmet cevdet paşa'nın kızı fatma aliye hatun mu? yoksa, osmanlı dönemi radikal feminist hareketin öncülerinden emine semiye hatun mu? bu iki hanımefendinin yolları kesişmiştir. karışıklık, ondan mı oldu ki?
Radiye Diri
Radiye Diri, @radiyediri
1.11.2020 07:56:18
Zeka ve onura bilenmek şart kaleminizi kutluyorum.
KeLeBeK EtKiSii
KeLeBeK EtKiSii, @kelebek-etkisii
1.11.2020 02:05:01
10 puan verdi
Günü fazlasıyla hakketmiş yazını kutluyorum neva başarın daim olsun tebrik ederim
Canan Köksal
Canan Köksal, @canan-koksal
1.11.2020 00:32:05
Yazıda başkasının hayatını özümseyen, empati kuran ve ''evet sanki anlatırsanız beni bir gün böyle anlatın'' diyebilecek kadar söz konusu kişiyi ve okuyucuyu memnun edecek kadar güzel bir yazıydı.

Yazınızı kutlarım.

KeLeBeK EtKiSii
KeLeBeK EtKiSii, @kelebek-etkisii
31.10.2020 16:14:21
10 puan verdi
Hani bazı şeylerin tadı hep damakta kalır ya derin bir ah çekip devamını beklersin
Ben devrimci bir babanın kızı olarak haksızlığa baş kaldıran insanları seviyor ve takdir ediyorum senin kaleminin gücü yine saha kalkmış böyle yazar böyle şairlerin varlığı gurur örneğidir bekliyorum devamını harika bir farkındalık yazısı olmus Yüreğine sağlık neva saygılarımla
black_sky
black_sky, @black-sky
31.10.2020 08:26:01
Nesildaşım devamı gelir diye umut ederek bitirdim.
Kesinlikle kendine has bir kalemin var...seni okumak senin kurduğun dünyada senin eşliğinde bir gezi yapmak gibi...ama öyle sıradan bir gezi değil, taşların bile dile geldiği ve duygularını söylediği bir gezi...
Öyküyü okuduktan sonra resimle dakikalarca konuşma isteği uyandıracak kadar güzel bir anlatıydı.
Tebrikler canı gönülden..
Eksik olma aksi olma hep ol dilerim.
Sevgilerimle..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.