ÇOÇUKLUK ANILARIM
1962 yılında 3.sınıf öğrencisiydim.15 Eylül ilkokulundan sene sonu karnemi almıştım. Okul çıkışımda anne’me büyük bir sevinçle karnemi göstererek bak anneciğim hiç zayıfım yok hatta ortam bilek yok çoğu derslerim pekiyi. Annem ocağın başında odun ateşinde kızartma yapıyordu. Terlemişti annem biraz kilolu olduğundan çömeldiği kızartma tavasının başından zor kalktı. “Aferin benim oğluma okusun da adamlar olsun diyerek ayağa kalktı bana sıkıca sarıldı.”Beni sarılıp öperken terleri benim de yanaklarımı ıslatmıştı annemin o terleri bana lavanta kolonyası sürülmüş gibi mis gibi kokmuştu. O yaz telsiz mevkiindeki beş dönüm, birde limana giden ana yolda Fevzi eniştemden icarla tuttuğumuz şoförün orası diye bilinen 3 dönüm tarlayı tütün dikimi için kiralamıştık.O yaz tütünlerimizi dikip kırdıktan sonra yazımızı bitirmiştik.Tam okula gitmeme 15 gün kala annem ve Ahmet ağabeyim bir gece biz karar verdik,
Germiyan köyüne taşınıyoruz dediler.Ben hem babamın köyüne ve oradaki akrabalarımızın yanına taşınıyoruz diye sevinmiştim birazda içimde bir burukluk oluştu.Çünkü çocukluk arkadaşlarımın hepsi Alaçatı’daydı.İçimi birden hüzün kapladı.Ben gelmesem büyük annemle burada beraber kalsak olmaz mı deyiverdim.? “Annem olur mu oğlum sen burada biz orada nasıl olacak, hem bak büyük annen yaşlı sana nasıl yemek yapar çamaşırlarını nasıl yıkar hem büyükannen rıza dayının evinde onlarla beraber yaşayacak, olmaz sende bizimle geleceksin dedi.”Ben boynumu büktüm ve bunlar kararını vermişler ben ne kadar ağlasam da başarılı olamayacağımı anladım. Daha sonra ısrarımı sona erdirdim. Alaçatı’daki evimiz eski Rumlardan kalma iki katlı ve çok büyüktü bahçesi de altı yüz metre kare bahçesinde her türlü bize yetecek kadar sebzelerimizi yetiştirdik. Alaçatı’daki komşularımız çok iyi insanlardı. Komşularımız birkaç gün sonra bizim Germiyan köyüne taşınacağımızı öğrenmişlerdi. Komşularımız rahmetli Abdurrahman ağabey eşi rahmetli Sevim abla tam bizim evimizin karşısında ilk olarak onlar geldiler annemi ikna etmeye çalışıyorlar “aman gitmeyin ne yapacaksınız köyde burada sizleri biz özleriz gibi ikna edici sözler söylüyorlardı”. Evimizin yan komşumuz rahmetli kunduracı Ahmet Özcan, eşi Hikmet abla. Arka bahçe komşumuz rahmetli maş maka Ömer. Oğlu rahmetli maş maka Hasan Atılgan amca eşi Şehriban ablam, diğer yan komşumuz İbrahim Tığlı eşi Bahriye abla bahçe komşumuz yıllarca, Alaçatı’mızda sağlık memurluğu yapmış sıhhiyeci Ali Varhan eşi Emine abla ne değerli ne naif insanlardı.Annemi köye taşınmaları için bir türlü ikna edememişlerdi bu güzel insanlar. Annem belki haklıydı. Bütün çocuklarını bu köyde dünyaya getirdirmişti kocasının ocağının tütmesini istiyordu beklide.Sonunda annem ailesini, Germiyan köyüne götürmeyi başarmıştı. Köye taşındığımız gece ağabeyim Yaşar ve annem, tek katlı ve üzeri toprakla örtülü tek odalı bir evde kalıyorduk. Benim için yeni annem için uzun yıllar yaşanmışlıklarla dolu olan bir yerdi belki, kalacağımız odada elektrik yok, çeşme suyu yok. Aydınlanma gaz lambası ile içme suyumuzu Germiyan köy altında bulunan onlarca yağmur kuyuları birkaç tane de yer altı kaynağı olan kuyularından sularımızı sırtımızda testilerle kuyudan kovalarla su çeker evimizin su ihtiyaçlarını sağlıyorduk. Okul zamanı gelince ben tam evimizin karşısında bulunan Germiyan İlkokuluna kaydımı yaptırıp Necdet ablamın kızı Hatice ile beraber okula gittik. Hatice beni okuldaki arkadaşlarla tanıştırmaya başladı. “Bak bu benim Ömer dayım”diyordu. bir kaç gün alışıncaya kadar zorluk çekmiştim ama sonunda bu köyde de güzel insanlar yaşıyordu. Çoğu da akrabalarımmış.
Kalın sağlıcakla…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.