- 367 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Takip
Takip
Bulmak, yetişmek, yakalamak maksadıyla arkasından gitmek. "Arkasından gitmek", esas belirleyici. Modayı takip, bir işi takip, takip edeni takip gibi çeşitleri olabilir. Hangi nedenle yapılırsa yapılsın, takibin "Doğru- yanlış" olanı vardır. Takibin şekli ile alakalı yazıyorum.
1- Doğru yolun, "Doğru" takipçisi.
2- Doğru yolun, "Yanlış" takipçisi.
3- Yanlış yolun, "Doğru" takipçisi.
4- Yanlış yolun, "Yanlış" takipçisi.
Buradaki "Doğru-yanlış" belirlemesi bireyin özgür iradesiyle belirlendiğinde en azından birey açısından sorun olmamalı.
Doğru yolun, "Yanlış" takipçileri ile yanlış yolun "Doğru" takipçileri, yanlış yapmak konusunda birleşirler.
Doğru yolun, "Doğru" takipçileri için görünen bir sorun yok. Yanlış yolun, "Yanlış" takipçileri de yanlışı "Doğru" takip etmediklerinden özde yanlış yapmamış sayılırlar.
Doğru yolun, "Yanlış" takipçisi ile yanlış yolun, "Doğru" takipçileri arasında bir çekişme muhtemeldir.
Buradaki belirleyici asıl unsurun, "Doğru- yanlış" kabulü olduğu ve bunun kişiye göreceli olduğu unutulmamalıdır. Nereden bakıldığına bağlı olarak ve bireye izafi doğru ile yanlış, yer değiştirecektir. Suçlayıcı ifadelerin çoğu, takip eden veya edilen şeyin yanlışlığını ele verir. "Doğru" tekelini kendi takibinde bulundurduğunu iddia eden, diğerini suçlamayı seçecektir. Aslen bireye özgü olan belirleme, tekel altına alınamıyor. Çünkü birey, doğal olarak kendi takibini ve takip şeklini, "Doğru" kabul edecektir. Diğeri için seçenek zorunlu olarak belirlenmiş oluyor. Şimdilerde alışverişte herhangi bir sebep göstermeksizin ürün veya hizmetin iadesi kabul ediliyor. Yani iade etmek istediğiniz veya kabul etmediğiniz bir ürünü, hizmeti, kötülemeksizin iade edebiliyorsunuz. Şu soruya dikkat! "Neden iade ediyorsunuz?" Bu soruya mecburi bir cevap bekleniyor ise ürün-hizmet, kötülenmek zorunda kalınabilir! Oysa ürün-hizmet, özünde "Kötü" değil; sadece o kişiye hitap etmiyor. Benzer şeklide insanların takip ettikleri, önemsedikleri veya önemsemedikleri, takip etmeyi gerek görmediklerinde de "Neden?" sorusu "İyi-kötü" cevabına neden olabilir. Herhangi bir neden göstermek zorunda olmaksızın kişi bir şeyleri kabul veya ret edebilmeli ki yergilere-övgülere hatta "İyi-kötü" belirlemelerine gerek kalmasın.
Gözden kaçanlar: Bir şeyi reddeden, kabul etmeyen, takip etmek istemeyen kişinin, bu reddini ispat etmesi yönünde zorlanmaya çalışılması! Kabul veya ret, kişiye izafi olarak özgürce yapılır. Bir soruya "Evet-hayır" dendiğinde cevap tek ise yani seçeneklerden birisi kabul edilmeyecek ise seçenek sunulmuş olmaz. İddia sahibi ispat eder. Reddedenin bir iddiası yok ki ispat istensin. Yani birisi bir iddiayı dillendirip reddedene, "Reddini ispatla" diyor ise böyle bir ispat, mümkün olmaz! Çocukken birbirimizi kandırmaya çalışır ve küçük yalanlar uydururduk. Mahallemizin yakınında bulunan süvari askerlerin, atla yoldan geçişi ilgimizi çektiği için "Yoldan askerler geçiyor!" şeklinde yalanlar uydururduk. Arkadaşımız, bize inandığında yola koşar; inanmadığında tepki göstermezdi. Ama şu hiç olmazdı; yoldan askerler geçiyor iddiasını dillendiren arkadaş, diğerine "Yoldan askerlerin geçmediğini ispatla; ispatlayamazsan nankörsün!" demezdi. Kişi iddia etmediği bir şeyi ispatlamak zorunda değil! Kendi öne sürdüğü şeyi takip etmeyen yani kabul etmeyeni nankörlükle suçlamak, iddianın doğru olmadığına işaret edebilir. Sen onun fikirlerini değersiz bulacaksın ama o senin fikirlerini reddettiğinde ispatla yükümlü olacak!
Son tahlilde; takip edilen her ne ise, takip edene göreceli olarak değer kazanır. Herhangi bir neden ileri sürmeden bir ürün-hizmet veya fikir, reddedilebilir. Reddedilen şeyin gerekçesi olmaz! Arz edilen şey için arzeden, kaliteyi ispatla yükümlüdür. Arzettiği ürün-hizmet veya fikrinin doğruluğunu ispat etmeye çalışması doğaldır. Talep ise kişiye özeldir. Ürün sahibi, ürününü reddeden, talep etmeyeni, nankörlükle suçladığında mecburi arz vardır.
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.