ANNELER GÜNÜ..
Tarih:09.05.2011 10:29
Konu: Anneler günü
Merhaba Hocam. Anneler günü kutlu olsun, Anneler günü geçti ama olsun ne fark eder ki; her gün anneler günü bana göre. Epey bir zaman oldu yazmadım size, artık bir kaç satır yazmak ve de hal hatır sormanın vakti geldi deyip yazmak istedim, umarım hoş karşılarsınız beni.
Dün hayatımın en özel anlarından birini yaşadım ve hala daha şaşkınım ve de çok da mutluyum ayrıca. Dün, her sabah olduğu gibi erkeden geldim iş yerini açtım, ortalığı şöyle bir gözden geçirdikten sonra PC başına oturdum, birkaç mesaj, biraz gazete okuduktan sonra, biraz da yazı yazıyordum ki, benim büyük oğlan geldi; şaşırdım. Saat erkendi onlar için ama iş için değil tabi ki de. Burası net kafe ve her sabah ben gelip açıyorum iş yerini, akşam da onlar kapatıyorlar gece ikiye doğru geliyorlar eve tatili falan yok bu işin bu yüzden çok yorucu oluyor bizler için, neyse.
Oğlana, hani kardeşin, madem erkenden geldin onu da gelseydi ya, sen neden tek geldin deyince, Oğlum, ‘’o da gelecek duşa girdi gelir birazdan, sen bana yiyecek bir şeyler verebilir misin karnım çok aç’’ dedi. Tamam, hazırlarım, birlikte gelseydiniz daha iyi olacaktı şimdi de birlikte kahvaltı yapardınız, ne o, öyle ayrı-ayrı, dedikten sonra bir yandan da Oğlana kahvaltı hazırlıyordum. Ben büyük oğlana kahvaltıyı hazırlarken küçükte geldi, şaşkın şaşkın ikisine de baktım, saat erkendi ve her ikisi de gelmişti.
.. Küçüğe de yiyecek bir şeyler hazırladım ama küçük, ‘yok karnım aç değil ben daha sonra yerim dedi ama gözü telefonunda parmakları telefonun tuşlarında ve durmadan mesajlaşıyordu birisiyle, o birisi de kız arkadaşıydı. Sabahtan bu tarafa işimiz oldukça yoğundu ve tek başıma oluşum da bayağı bi yormuştu beni.
Tamam, madem erkenden geldiniz, madem her ikiniz de buradasınız benim işim bitti, eve gidiyorum dedim. Küçük, ’’Anne, hemen gitme biraz daha kal’’ dedi. Ya oğlum neden kalıyorum? Yoruldum ve eve gidip dinleneceğim, dedim ama oğlan dükkândan çıktı, ’’bak ben dönmeden sakın gitme he, dedi ve de gitti. Ben biraz daha oyalandım ve tam kapıdan çıkarken, oğlum ve kız arkadaşı geldi. Kız, ’’aşk olsun, beni beklemeden mi gidiyordunuz?’’ Deyince. Ya ne bileyim senin geleceğinden haberim yoktu ki, dedim ve ikimiz birlikte içeriye girdik. Kız, elindeki paketi bana vererek, ’’anneler günün kutlu olsun’’ dedi ve bana sarıldı, takibinde oğullarımla da kucaklaştım ve paketi açınca asıl şoku o zaman yaşadım. Paketi açınca içinden çıkan kutuyu hemen tanıdım, çünkü bundan bir kaç ay önce o paketi ben almıştım kargodan. Kutuyu açtım içerisinde o çok beğendiğim kolye takımı vardı, bu kez şaşkınlıktan dilimi yutacaktım. O paketi kargodan almış, merakımı yenemeyip kutuyu açmış içindeki o kolye takımını görmüştüm ve çok beğenmiştim. Oğlumun böyle bir kolye takımını kız arkadaşına alması, ayrıca zevki de çok hoştu, ama doğrusunu isterseniz, o zaman oğluma, böyle bir kolyeyi ben de takmak istedim doğrusu demiştim. Kız arkadaşın için de çok hoş ve de güzel bir hediye olmuş sevgililer günü için, o güne yakışır bir hediye, deyip yinelemiştim sözlerimi. . Oğlum hiç ses etmedi, hiçbir yorumda yapmamıştı o zaman.
.. Tabi aradan aylar geçti ve dün o kolyenin bana alındığını öğrendim. İki oğlum, birde oğlumun kız arkadaşı, kendi aralarında anlaşıp bana böyle bir sürpriz yaptılar. Hayatımın en güzel, en özel anını yaşadım o an, hayatımda en güzel yaşadığım anneler günüydü dünkü anneler günü. İnsanlar birçok özel anlar yaşar ve bunlardan en özelleri insanın beynine kazınır ve ne yaparsanız yapın asla unutamazsınız, işte dünde o özel anlardan birini yaşadım ve hayatım boyunca unutamayacağım bir gün oldu benim için dünkü anneler günü. Her üçüne de yeniden sarıldım kucakladım, küpeleri kulağıma kız, kolyeyi de oğlum taktı boynuma. Kırmızı taşları olan, yuvarlak gümüş kolye takımı. Ben, o ana kadar hayatım boyunca iki özel hediye aldım, birisi ağabeyimden, bana bir saat almıştı ve henüz ( on dört ) yaşındaydım, ikincisi dün, anneler gününde ikisi oğlum, ötekisi de gelinim diyebileceğim oğlumun kız arkadaşıyla ortaklaşa bana yaptıkları bu güzel sürpriz, beni sevince boğdular. Dün adeta kaçar gibi gittim eve, ağlamamak için kendimi zor tuttum. Hocam, İnsan sevinince de ağlayabiliyor, üstelik yaşları da ağar gelmiyor hiçte acıtmıyor insanı. yakmıyor yanakları, ellerine yapışmıyor acının verdiği o dayanılmaz ağrı. Ben hala çok mutluyum biliyor musunuz? ..
Her hangi bir nedeni yok, sadece paylaşmak istedim, Hep başkalarının mutlu, ya da hüzünlü anılarını okuyordum, bu kez de benim yaşadığım bu güzel olayı herkes okusun istedim, o kadar :)
Gündüz Yavuz...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.