- 376 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
OKUMUYORUM Kİ YAZAYIM
Melih Cevdet Anday’ın, artık yazamaz olduğu dönemde, ’’Okumuyorum ki yazayım.’’ dediği bilinir. Durup düşünürsek, bu kısa cümlenin altında neyin yattığını görürüz: Yazmak, bağımsız bir eylem değildir. Evet bağımlıdır, okumaya.
Okumak, şair için bir süreçtir.
Vazgeçilmezdir de.
Bilgiye varan en güçlü araç olduğu için okumak küçüksenmeye gelmez. Şiir bilgiyle yazılır ama bu ’’bilgi’’ nin nasıl bir şey olduğuna karar vermeli.
Şiir yazılma süreci okumanın yanında başlar, beraber gelişir. Bu süreç, en az okumak kadar zorlu, bin kat daha tehlikelidir. Tehlikelidir çünkü eylemin öznesi tekilden çoğula kaymıştır. Bunu T. S. Eliot şöyle açıklar:
’’Hiçbir ozanın , hiçbir sanatçının tek başına anlamı yoktur. Onun anlamı ve değerlendirmesi, ölmüş ozan ve sanatçıların bağının değerlendirmesidir.
Öyleyse şiir yazıyorum diyen kişi bütün bir geçmişi duyumsayarak bu işe kalkışmalıdır. Bir şair ancak devraldığı mirasın, dolayısıyla dilin içinde yeriyle var olur.
Kimseye yol göstermek değil amacım. Ama Eliot’un dediklerine bakacak olursak, çok okuyup az yazmalıyız. Bilmem bu konuda siz ne düşünüyorsunuz ?
YORUMLAR
"Uzaktan eğitim dersinde bir öğrenci mikrofonunu açık unutarak, öğretmenine "Kendi kitabını öneriyor mal mı bu adam ya?" diyerek hakaret etti. Öğretmen, öğrencisine cevap vererek "Evet malım Tuğba, mikrofonun açık, terbiyesizlik yapma" dedi. O anlar sosyal medyada gündem oldu." kaynak internet haber siteleri.
***
bu olayı okuduktan sonra bu yeiku'yu yazdım..
"Film şeridi gibi akıyor zihnimizde
Mal gibi bilgi satıyor dedi öğrenci; kapitalistler komünistler dinistler
Tek bir gerçeği haykırdı kendini pazarlayana.
İnsanlar edep diye yırtınıyor seller heyelanlar depremler gibi
Tanrım, sen kes kuyruğumuzu; öğretmen mi haklı, öğrenci mi?"
***
bazı deyimler vardır.
okumuş ama adam olamamış. ...
ve yine derler; yıllardır sağda solda genel kültür diye satılır
oku baban gibi...
virgülün önemini anlatmak için de kullanılır ya ifadenin tamamı vb..
***
son 50 yıl içinde okuduğum en güzel sözlerden biri; eskilerin eserlerini oku idi..
eski bu devre uymuyor ki, çocuklar neyi okuyacak bu çağda?
yeniden eğitim -öğretim reformundan bahsedilir oldu. komple değişecek sanırım sistem yeniden.
dede ve nineler ile torunların, çocukluğunda oynadıkları oyunlar değiştiyse üstadım, çağ değişmiştir, bu kadar basit aslında olayın özeti.
***
yazının konusu okumadan açıldı anca, sorunlar okumakla alakalı değil bu dönemde. en büyük sorunumuz; ahlak, dürüstlük ve doğruluk ile insan hakkı vb oldu artık.
bilginin ahlakı, bilginin dürüstlüğü, bilginin doğruluğu ve bilgili insanın hali pürmelali.... bu devirde en çok tartışacağımız konular bunlar olmalı.
dede ve nine ile torunun anladığı ve gördüğnü resim birbirinden o kadar farklı ki..
***
geçenlerde mahkemedeydim, unuttum demeyi sonra aklıma geldi, hakim heyetine diyeceğim şuydu; bana benden önceki kuşaktan kalan savcı iddianame düzenleyemez beni önceki kuşaktan bir hakim heyeti yargılayamaz arz ederim efendim diyecektim unutmuşum... (bazı davalar için diyeyim yine de...)
***
tüm okuma ve kültür ve kuşaklar arası anlayış, algılama ve anlatma o kadar farklı ki,
yeni kuşaklar neyi okusun, yeni kuşaklar ne okutulsun üstadım??? belki de gerçek soru bu olabilir.. mi? ve yüzde 50 okuma yüzde 50 görme eylemleri üzerine durmalıyız, pratik ve uygulama konusu bir bakıma da...
***
bu konu o kadar hamur yoğurur ki, kim yoğuracak bu hamuru şüpheli.. sanırım tamamen robotik ve insanların aynı fabrikadaki üretim bantları gibi öğretileceği, şekillendirileceği, zihinleştirileceği bir döneme girdik...
***
bilmiyorum sürçi lisan ettiysem affola efendim.
çok güzel bir konu lakin nasıl açılmalı bu konular bilemiyorum..
saygı sağlık ve huzur dileklerimle..
Bir Dünyevî tarafından 10/21/2020 11:34:02 PM zamanında düzenlenmiştir.