- 1041 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Samimiyet ve Samimiyetsizlik Üzerine
Samimiyetsizlik, kelimelerden çok duygularla, daha doğrusu duyguların yokluğuyla hissedilen bir şeydir. Bu yüzden ’’seni seviyorum’’ cümlesi bile zaman zaman samimiyetsizce gelebilir. Hatta, eğer diyalog yazışma üzerinde gelişiyorsa kişiye duyduğunuz güvene, onun sizde yarattığı duygulara bağlı olarak, cümlelerinin samimi ya da sahte olup olmadığını hissedebilirsiniz. Fakat işin bir de farklı bir boyutu vardır ki bu da güven problemi olan bir insan olma ihtimalinizdir. Ve gayet de doğaldır, olabilir. Böyle olunca da karşınızdaki kişi gerçekten samimi cümleler kuruyor olsa bile siz hiçbir zaman bunun gerçekliğinden emin olamazsınız. Yani kısacası söyleyene ya da söylenene göre türlü türlü örnekler verilebilir ve değişkenlik gösterebilir.
Bir insana samimi hisler içerisinde bulunabilmek için öncelikle onu sevmek gerekir, onun duygularına tüm yüreğini açmak. Ve bunun için belki de bir miktar cömert olmalıyızdır, kalben tabii ki... Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki insanlar maddî konularda olduğu kadar kalbî olarak da cimrileşti, bu da ister istemez bir güvensizlik hissi doğurmaya başladı. Kimin gerçek kimin sahte olduğu, marketlerde gördüğümüz ama kimi zaman almaya cesaret edemediğimiz herhangi bir sebze ya da meyve kadar tartışılır oldu. Belki de tek ihtiyacımız olan şey; birazcık hayat tecrübesidir. Hayat, bu konuda kimilerini olgunlaştırırken kimilerini hâlâ bir çocuk gibi savunmasız ağırlıyor koynunda. Bu da bir bakıma; samimiyeti doğuştan gelenlerin "fazla samimiyet yapar hassasiyet" minvalinde maruz kaldığı bir tür ikaz olabilir.
Kendi adıma konuşmak gerekirse; çocukluğumdan bu yana üzerine eklene eklene katlandı insanlara samimiyetim. Saygıyı ve nezaketi her daim baş tacı etmek suretiyle sözcüklerimin önünü arkasını hiç kovalamadım, bir insana olan yakınlığımı zaman dilimlerine bağlamadım. Yüreğinde iyi hislerle kapımı çalan herkese 5,10 adım önde gittim. Belki çocukluğumdan beri sevgi ve huzur arayışında olduğum için kalbimden içeri birazcık ışık sızınca hiçbir ayrım gözetmeden kim var kim yoksa açtım kalbimi. Fakat çoğu zaman üzüldüğüm de oldu. Hani ne yaparsan yap kimselere yaranamazsın derler ya, olmayınca olmuyor bazen. Sen göğün en mavisinden kuş tutup ellerinle kalplerine bıraksan da ya kuşu ürkütüp kaçırıyorlar ya da kafese koyup bir kenara atıyor ve ölüme terkediyorlar. Keşke sevmenin, sana sevgiyle yaklaşana karşı nezaketle ve güzellikle karşılık verebilmenin de bir okulu olsa, ama yok... bu yüzden de kalplerin iyi ya da kötü yolculuğunun akıbeti biraz da sahiplerine kalmış durumda.
Herkese güvenmeyin elbet ama ön yargılı da olmayın. Bazen bir insandan uzaklaşmak için kendinizce bir sebep gördüğünüzde bunu bile nezaketle yapın. İnsanların kalplerini kırıp, onları insanları sevmenin yanlış bir şey olduğu duygusuna sürüklemeyin. Kendisinde suçlar aramasına sebep olmayın. Çünkü bazen suyun yüzeyinde gördükleriniz birer teferruat olabilir, herkesin kendince sebepleri olabilir, bunları da hesaba katın.
Samimiyet ve samimiyetsizlik o kadar geniş bir konu ki yazsam sayfalarca sürebilir ama daha çok bende ilk uyandırdığı duyguları ele almak istedim. Nezaket ve saygıyla işlenmiş bir samimiyet en az sevgi kadar kıymetlidir, kıymet verdiğiniz ve bu kıymeti hissettirdiğiniz oranda da sevgi büyür ve gelişir. Kalbiniz dilerim her daim güzel olan tarafa doğru atsın ve attığı kadar da yaşatsın. Sevgilerimle...
YORUMLAR
"Halk aşksızsa sokaklar
banka dükkânlarıyla doludur
Ellerimi kâlb olmayan sularla
ıslamaya alışır o kızlar"
Cahit ZARİFOĞLU
Rahmetli Zarifoğlu, "Ben dirimle doğrulurken" şiirinde böyle demiş; sizin yazınızda bir yerde o şiirin denemesi gibi tercüme olmuş duygulara...
Katılmamak mümkün değil, keşke dediğiniz gibi bir okul olsa demekten alıkoyamıyoruz kendimizi ama bu bile bizim bugünümüzün yoksunluğunun, viraneliğinin bir başka açmazı olurdu..
Çünkü bir talebe ile öğrenci kelimesi birbirine benzer görünse de, bir diğerinin yerini almışsa da iki kelime esasında farklı şeyleri anlatır...
Konudan çok sapmadan;
Talebe, İlmi ya da öğrenim konusu şeyi talep eden ona baştan gönüllü olan bireyi ifade eder.
Öğrenci ise kendisine sunulanı öğrenmekle mükellef olan ve her daim öğretecek bir başka bireye öğretmene ihtiyaç duyan gönüllü değil sorumluluk yüklenmiş kişidir.
Tekrar konuya dönersek, ruhi doygunluklarımız, insanlık aleminde inkişaf ettirecek derecelere varmamız en nihaiye insan-kamile varmamızın veyahut varamayışımızın konusudur yazınızın teması...
Sanıyorum, bedeni açlıkları ile doymazlıklarını zirveye taşıyan insanlar için, seni seviyorum sözcükleri, ambalajlı hediyeler ya da sipariş çiçekler vb. bile şaşılacak şeydir, lütuftur.
Samimiyet, iki kanatlı bir kuş imiş bir kanadı kemmiyet bir kanadı keyfiyet imiş...
Niteliğini yitiren samimiyet algılarımız yazınızda belirttiğiniz gibi sayılardan ve ruhsuz harflerden ibaret kalmış ne yazık ki...
Çok uzattım bağışlayın...
"Nezaket ve saygıyla işlenmiş bir samimiyet en az sevgi kadar kıymetlidir, kıymet verdiğiniz ve bu kıymeti hissettirdiğiniz oranda da sevgi büyür ve gelişir. Kalbiniz dilerim her daim güzel olan tarafa doğru atsın ve attığı kadar da yaşatsın. Sevgilerimle..."
Finalde ki bu güzel dilek ve duanıza kocaman aminler, sevgiler...
poetic sound
Bir başka yerde paylaştığım buradaki malum yeiku denemem sebebiyle yüksek bir kibre maruz kaldığım ve bilekleri kesecek derecede bir yeteneksizlikle (!) :) suçlandığım için moralim biraz bozuktu o sıralar, bu sebepten biraz uzak kalmak istemiştim her şeyden ama yavaş yavaş ısınmaya çalışıyorum işte. Benim modum bir düştü mü bir anda her şeyden soğuyabiliyorum maalesef. Ama sizin gibi güzel insanlara kalbim her zaman açık, hiç şüpheniz olmasın. Sadece güzel şeyler söylemek için gelecek olsam muhtemelen çoğu şiirinizi boş bırakmam ama dolu dolu şeyler yazamam belki çekincesiyle birazcık da puanlama ve favlama yoluyla dahil olayım istedim.
Selam ve sevgilerimle, çok teşekkür ederim..
Sahir Neva
Yeiku konusundan hiç haberim olmadı ama üzüldüm her kimse o canınızı sıkan, onada Aşk olsun, şiir ekseriyetle kalbi kırıkların sığınağı iken nasıl ve ne hakla soğuturlar sizi ? üzüldüm :( keşke olmasaymış ...
Lütfen siz soğumayın yazmak heveslerinizden, iç döken, güzellik fısıldayan, hakikati arayan ve samimiyet ile süren yolculuğunuza devam ediniz; kimseler ne gölge etsin ne de yolunuza taş olsun umursamayınız lütfen...
Ve hep onurlandıran o güzel takdir ve kıymet atfen samimiyetiniz için çok teşekkür ederim her zaman geliniz dilediğiniz kadar yazınız lütfen ... Kimi zamanlarda sadece bir merhaba kocaman bir boşluğu doldurmaya tek başına yeterli olacaktır, sevgilerimle...
poetic sound
Aslında kötü niyetli insanların olumsuz duygularını alıp içe kapanmak değil iyi niyetli insanların güzel duygularıyla bir bulut gibi hafiflemek lazım. Ama ne kötüdür ki kendimize kötülük etmek istercesine tam tersini yapıyoruz. Zaten artık daha iyiyim, çok sağolun. Hayatınız da kalbiniz kadar güzel ve zarif geçsin dilerim. Selam ve sevgilerimle...
Güzel kalpli, güzel esinti, melodi,
Bu sefer de kalbini olabildiğince apaçık gözler önüne sermişsin apaçık... Senin gibi duyarlı bir yüreğin sesini buradan da duymak bir armağandır... Sorular sormayı da ihmal etmeyen, anlamlı denenen için seni kutluyorum... Benim kalbim de apaçık, şurada, şu dünya avlusunda, küçük, aç bir serçe gibi, sevgiye ve samimiyetten inanmış, sevgiye inanıyor senin gibi... Tebrik ediyorum çokça... Akan kalbine, selam duruyorum usulca.... Sevgimle her daim.. Kalbim seninle...