- 619 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
HİÇ DE ZOR DEĞİLMİŞ...
*Ders anlatırken duraksadım birden. Beynim dışarı fırlayacak gibiydi. Sandalyeme oturdum ve yalancı bir tebessümle öğrencileri süzdüm. İyi değildim, hem de hiç iyi değildim… Usulca sınıftan çıkıp kimseye haber vermeden okulun karşısındaki eczaneye gittim. Tansiyonumun kaç olduğunu söylemediler ve acile gitmemi önerdiler. “İyiyim” dedim onlara ve robot gibi yürüyerek okulumun lavabosuna gittim. Dakikalarca dirseklerime soğuk su tuttum. Zaten son dersti ve ben evime gidip dinlenmek istiyordum. Öyle de yaptım…
*Nasıl bir uykuysa… uyandığımda saat gece yarısını gösteriyordu. Evde kimse yoktu ve ben iyi değildim. Balkona çıktım derin derin nefesler alıp verdim. Olmuyordu işte! Yine bir şeyler ters gidiyordu. Midem bulanıyor, beynim zonkluyordu. Kışın ayazında saç diplerimden şıpır şıpır ter akıyordu. Bütün gücümü topladım ve tansiyonumu ölçtüm. Durum korkunçtu. 112’yi aradım. Evimin adresini bir türlü veremiyordum. “Beni lütfen bulun, dış kapıyı açık bırakacağım” dedim. Dediğimi yaptım ve kapı girişindeki duvara yaslandım. Omzuma kusmuştum. Ve çok utanıyordum!
*Samsun Araştırma Hastanesinde bütün tetkiklerim yapıldı. Doktor sigara kullanıp kullanmadığımı sordu. Doktora: “Ben terbiyeli bir içiciyim. Kendimi frenliyor ve limitimi aştığım zaman cezalandırıyorum” dedim. Doktor hafifçe gülümsedi ve acil bırakmam gerektiğini söyledi. “ Doktorcum! Benim tek kötü alışkanlığım sigara. Bu hayat çekilmez bundan sonra!” dedim. Birkaç gün sonra bir nebze olsun iyileşmiştim. En önemlisi hayat arkadaşım ve çocuklarım yanımdaydı…
Eşimin markete gidişini fırsat bilerek sigaramı yaktım ve usulca banyoya girdim. Banyonun camını açtım. Şöyle bi fırt sigaramdan çektim… Sonra mı? İkincisini çekmeye cesaret edemedim. Kendi kendime düşündüm: Allah bana bir can vermişti. Beyin kanaması geçirebilirdim. Veya yatalak duruma düşebilirdim. Madem yaşamak için bir şans vermişti Allah bana... ölüme meydan okumanın, Azraile kafa tutmanın bir anlamı yoktu! O bir dal sigarayı söndürmeden klozette attım.
Bırakış o bırakış…
*İtiraf edeyim: Bazen rüyalarıma giriyor utanmaz! Fosur fosur nasıl da çekiyorum zıkkımı. Öyle bir suçluluk duyuyorum ki anlatamam… Olsun! Eskisi gibi ciğerlerimin oksijenini tüketemiyor. Parmaklarıma dolanıp dudaklarımdan öpemiyor. Paramı cebimden çalıp emeğimi sömürmüyor, yetmez mi?
Yazan:MEHPARE GÖKÇE
YORUMLAR
Çok yakın bir arkadaşım gördüğüm en büyük tiryakiydi. Yatak odasına giderken kül tabağını ve paketini de aldığını söylerdi. Uyku arasında saati kurmuş gibi her saat başı uyandığını ve hemen bir sigara içtiğini, sabaha kadar bunun böyle devam ettiğini anlatırdı.
Liseden büyük aşkı olan eşi iki yıl önce bırakmıştı sigarayı. Bu da aralarında sorun olmuştu. Günde iki paketten fazla içen arkadaşım, bir seferde yarım paketini de kırarak bırakmış.
Yaklaşık yirmi bir yıl oldu!.. O, bırakabildiyse herkes bırakabilir diye düşünüyorum.
Yavaş yavaş değil ama bir seferde galiba!...
Bu arada büyük geçmiş olsun. Bir şeyleri çizip geçmişsiniz...
:)))