3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
794
Okunma
19.10.2020 tarihli "Edebi akım ve Türk şiirinde yeni bir akım hevesi ile yeiku hakkında" yazısına eleştiride bulunan Yaşar Özmen’e ve onun nazarında benzer eleştirilerini sergileyen diğer üyelerinde soru ve eleştirilerine bir açıklama gereği bu yazıyı okurun bilgi ve alakalarına paylaşma gereği hasıl olmuştur, sabrınız ve anlayışınız için teşekkür ederim.
Eleştiri konusu olan yazıya ulaşmak için,
www.edebiyatdefteri.com/198160-edebi-akim-ve-turk-siirinde-yeni-bir-akim-hevesi-ile-yeiku-hakkinda/
Eleştiri,
"Haiku veya yeiku her ne olursa olsun, kuralları, olurdu olmazları dediğiniz her şey Türk şiirinde zaten var ve uygulanıyor. Bunları gariple de yapabilirsiniz, ikinci yeniyle de bugünün çağdaş şiiriyle de. Burada tek sıkıntı şudur. Şiiri Haiku veya yeiku gibi bir kalıba sokmak. Böyle bir kalıp şiire dar gelir ve bunlar bir akım değildir. Zaten uygulanan bir tarzın bizim öykünmeci şairlerimizce yinelenmesidir. Mazur görün yorumumu ama şiirde kural ve sınırların atılması için Türk şiiri 150 yıldır mücadele ediyor. Sanatta sınır ve sadece kurallar değil özellikle de bu tür kalıplar kabul edilemez... Siz şiirinizi haiku ya da yeiku biçimine sokmaya çalışabilirsiniz ama bu ne bir yeniliktir ne de serbest şiirden çok fazla Türk şiirine katkı yapacak yaklaşımdır... Biçim bile olsa benzetmeye çalıştığınız her şey, sanatta öykünmeciliği çağırır.."
Yaşar ÖZMEN 19.10.2020
Eleştiriye cevap,
Merhaba,
Aristo’dan bu tarafa sıklıkla dile getirilen temel bir mantık hatasını, dün olduğu gibi bugünde ne yazık ki yaşamın her alanında görüyoruz. Aristo’nun dile getirdiği hata ise bir söylevin mantığını, söyleyenin kişisel hatasıyla ,söylediğine de gölge düşürerek yanlışlamak veya bir başka biçimi ise zaten bu söylediğini bir bakasıda söylemişti o yüzden bu söylediğinin yeni , daha tutarlı ve anlamlı bir yanı yoktur karşı söyleviyle yanlışlamak.
Burada iki olguyla karşı karşıya kalırız, birincisi Aristo temel mantık hatasını, “hatalı mantık” nedir ?i, kendi düşün dünyasında “ önce bir mantıksızlık üretmeliyim” diyerek tezine temel yapmamıştır. Onun yaptığı şey kendisinden öncede var olan ve kendi döneminde de süregelen mantık hatasını tanımlamak olmuştur; hatayı tanımlama çabası ve nihayetinde de hatanın tanımlanması hatalı bir eylem olmasa gerek, eylemin oluşumunda hata söz konusu olsa bile burada da tezin değil hipotezin kurulumunda ki hatadan söz edilebilir yani farklı şeylerdir...
İkinci olgu ise doğru ya da yanlış, güzel yada çirkin, yetkin yada yetersiz tanımlarıyla ilgilidir. Öyle ya biz insanın en temel ilmi, yabancı olduğu şeyi tanıma ve anlama çabasıdır onu ne kadar tanımlama gayreti varsa , kişi onu o derece anlayabilmiş ve o derece ona yakınlaşmıştır. Örnekle açmaya çalışayım, henüz iki, üç yaşında bir küçüğe veya bir yabancı dilin öğrenimi için öğretmeni, grameri ve kaynak imkanları olmayan -bir yabancı mahkum veya bir turist olsun- onun öğrenimini nasıl gerçekleştirmesini beklersiniz ? Herhalde o size parmağıyla bu nedir diye işaret edecektir siz de o işaret edileni dağarcığınızda bir yeri varsa tanımlamaya çalışacaksınızdır. Uzattım bağışlayın, sosyal deney ya da adiyattan bir espri konusu olan örnekleri görürsünüz, İnsanımız yurtdışında bir gezide Türk’e ve Türkçeye dair hiç bir fikri olmayan insanlara, bir futbol takımına küfretmeyi , ona bunu öğretinin hoyratlığından habersiz bir hoş geldin çevirisi gibi algılayabiliyor ve o en baştan yapılan bir yanlışla dağarcığına yanlış katan kişi olarak doğruyla karşılaştığı bir yerde linçe uğrayabiliyor...
Bu kadar uzun bir giriş yapmak istemezdim ama bir sualin kritiği kimi zaman bir kitap dolusu cevabı gerektirebilir ; bir ilhamın veya bir sorunsalın kritiğinin anlaşılabilir bir müzakereye çıkarılabilmesi ise için ise tarafların ne anlatmak istediği ve ne hak talep ettiğini ancak her iki tarafında dağarcığında ki terimlerin aynı olması ve benzeşmesiyle mümkün olacaktır.
Türk şiirinin yüzelli yıllık mücadelesine katılmıyor; aksine onun bilinen örnekleriyle iki bin yıldır dönüşüm yaşadığını düşünüyorum.
Göçebe zamanlarından itibaren şekil ve içerik gelişimini, bulunduğu her coğrafya da karşılaştığı onlarca farklı kültürle, toplum hayatında ki beşeri ve teknolojik gelişmelerle sürdürdüğü kanısındayım.
Yazımın en başında akımların nasıl ortaya çıktığı ve bir akımın bir başka akımın yerini nasıl aldığını yeterince açık ifade ettiğim kanısındayım.
Haiku, Yeiku’nun esin kaynağı olmakla beraber konumuz olmadığı için üzerinde durmayacağım.
Yeiku, şiirin içeriğine ve şairin sanatına bir kalıp uydurma derdinde olmadığı gibi onu öyle bir kalıba sığıştırmakta ona haksızlık olacaktır.
Yeiku ile yapılmak istenen, tuvalde ki manzaranın tarifi değildir; manzaranızı oluştururken kullanılacak araçlar içerisinde şunlara ve şunlara da yer verilmesi onun yeiku düzeninde bir estetiğe kavuşturulmasıdır.
Bahsedilen şunlardan kasıt araçlar ise
Yeiku tekniğiyle sanatınızın kısa ve öz bir anlatımla icra edilmesi,
icra faaliyetinde mümkün olabildiğince vurucu, etkileyici bir paydaya yer vermesi
bu etkileyiciliğin mümkünse bilişsel bir veriyle veya mübalağalı bir espriyle taçlandırılması
sanatın tüm yolculuğunun insan ve doğa ilişkisine atıfla kişinin esin kaynağı doğasına yer vermesi
ve son olarak yazarken yalnız olan sanatçının yalnız olan icrasında yaratıcı mefhumun diyalogla eşlik etmesi arzu edilir.
Burada olanlar şiiri bir kalıba koymaz ona estetik bir zaviye kazandırır.
sizin Yeiku eleştirinizde, neyin ne olmadığını bir reddiye ile değil bir önermeyle veya yapılanın benzeştiğini düşündüğünüz bir kaç örnekle açıklamanızı dilerdim.
Türk şiirinde Yeikunun kullandığı araçları kullanan bir akım demiyorum, bir kaç şairde demeyelim, bir kaç şiir var ise bizimle paylaşmanızı arzu ederim.
Eleştirinizle bize ne anlatmak istediğimizi bir kez daha derinine inerek açıklama fırsat ve farkındalığı verdiğiniz için teşekkür ederim(iz).
Sevgi ve hürmetle,
Yeiku Nedir ? Nasıl ortaya Çıkmıştır ? İlk örnekleri Nelerdir ? Yeiku ile ilgili merak edilenler için aşağıdaki linklere bakabilirsiniz,
www.edebiyatdefteri.com/198160-edebi-akim-ve-turk-siirinde-yeni-bir-akim-hevesi-ile-yeiku-hakkinda/
www.edebiyatdefteri.com/198074-heyy-dogum-gunu-partimiz-var-hepiniz-davetlisiniz/
www.edebiyatdefteri.com/198043-yeiku-siir-sanati/
www.edebiyatdefteri.com/siir/1327875/yeiku.html
www.edebiyatdefteri.com/siir/1327965/nefti-yesil-bir-askin-siiri-----yeiku.html
www.edebiyatdefteri.com/siir/1328083/yeiku-ucleme.html
www.edebiyatdefteri.com/siir/1328077/yeiku-lamaca---ucusu-bi-yerde.html
www.edebiyatdefteri.com/siir/1327972/yeiku-ca.html
www.edebiyatdefteri.com/siir/1328224/yeiku-black-uclemesi.html
www.edebiyatdefteri.com/198145-bir-kac-pejmurde-yeiku/
www.edebiyatdefteri.com/siir/1328909/ucrenk-ten-yeiku-uclemesi-deneme.html
www.edebiyatdefteri.com/198197-yeiku-denemeleri/