10
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1011
Okunma
Zaman zaman insan hayatında devir daimler yaşıyor; kendisiyle, çevresiyle, yakınlarıyla, dış kapının dış mandalları ile... Ha, bir de akreplerle!
Kimisi arkanızdan atıp tutar. Sağır sultan hesabı duymasan da olur tabi, ama kimi zaman akrebin kıskacından bir acı hisseder gibi olursunuz. Dışarıya doğru bağırsak, duyan olmaz; içimize atsak, e o da olmaz!
Ne yapsak? Görüp incelesek şu akrep dediklerimizi, bizim en iyi köstekçilerimizi.
Neyi başarmış bunlar hayatlarında, nereye varmışlar, neler yaşamışlar, nasıl bir hayat sürdürüyorlar?
Aslında cevabı açıktır da o an acıyor işte! Nankör kedi gibi dökülüyor yollara; mamasını almış, karnı tok, doymuştur, doyurmuşsunuzdur. Olsun! Sefam olsun, canım sağ olsun.
E bir de destekçiler vardır; mütevazı halleri ile canlarını, zamanlarını, emeklerini sana harcayanlar! “Can kurban” size.... Hayatınızda başarılar olduğu gibi bize de yardım etmek için elinizden geleni yapıyorsunuz ya; öğretmeni, şairi, emekli devlet müdürü, sanat hazineleri!
Sanat neydi? Saygı idi, sevgi idi ve karşıdaki insana değerdi; dinlemek, anlamak, canı gönülden. “Sanat; benim için bilinmeyene doğru giden bir serüvendir”
Bilinmiyor... Kimin ne zaman, kiminle, nerede olacağını! Akrebi kapı dışarı yapmak bizim vazifemiz. Gönlü hoş olsun, ruhu şad; ama bizden uzak olsun.... Bir zahmet!