- 541 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beğeni
Kendime Mektup
Göbek bağıma asarım kendimi kırkımda… Gün ağarır her şeye rağmen! Ölmesini bile beceremem! Kırık kalplerden sevgi sızardı oysa … Acırdı, acıydı yara. Yaban ellere aldırmadan, bırakmadan bir dost eli yaptığın ellerinle tuz basardın zamana. Sadece senin olurdu acı. Tüm yoksun, yoksul acılar dinerdi, esrik bir şarkı söylerdi an/ı. Kendi kendine mektuplar yazanlardan bilirdin soluk benizli kışları. İadesiz taahhütsüz gönderilirdi hatıralar. Postacı çalmazdı senin de kapını. Oysa sen güvercinler kondururdun bahçene, onların gözlerinde/n okurdun yalnızlıkları… Itır kokardı yaz bahçesi evin. Kıştan gelen sözcükler ısınırdı odanda . Sızlatırdı yüreğini pulsuz zarflar, sonra öfken küheylan! Yelelerini rüzgâra bindirir, kendi haline bırakırdın şehri. Yaban! Yağmurlar yağdırırdın gözlerinden, şimşekler çaktırırdın Köz olamamış çam yapraklarına saklanırdı çocukluk sevdan , çoktan unuttuğun siyah beyaz fotoğraflarda gülümsetirdin çocukluğunu. Ağlamayı yasaklardın kendine. Çocukluğunla birlikte büyütürdün çocuklukları, çocukları… Ama kim bilir kaç kez görmüştüm ben, senin de ağladığını! Mıh gibi çakılı dururdu z/aman kalbin/d/e ağır ritimli bir şarkı. Şiirler mırıldanırdı sevdalılar, sokaklar boşalırdı. Işıkları sönerdi evlerin rüya/riya uykuya dalardı… Dokunurdun şehre öfkeni geride bırakıp, şehir omzuna dokunan ellerinde/n ürperir, bir yabancıya düşürürdü k/ayıbını . Islanırdı yanakları.Öksüz bir şehir bıraktın geride… Şimdi ağlatır özlemin her satır başında kalemi. Her sokak başında yalnız bırakılmış bir çocuk ağlar…// 22 Haziran 2011
YORUMLAR
Ben daha ilk cümlede yıkıldım...
Son zamanlarda seni daha çok okuyabilmek ne kadar mutlu ediyor beni bilemezsin...
Ölmeyi bile başaramayan biri yaşamayı nasil becerirdi ki...
Aynadaki yansımam bana sordu...
Hep yaz dilerim...
Sevgilerimle her daim..