- 533 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Yapacak bir şey yok...
Sen de duymuyor musun bu cümleyi sıkça?
Ben duyuyorum.
"Yapacak bir şey yok."
Bu yeni bir tür salgın...
Bana ister algıda seçicilik de, ister abarttığımı; ben böyle düşünüyorum. İnsanlar bu cümleyi çok kurar oldu. Bence bu bir sanal virüs, bir tür truva atı toplumlar içine salınan. Ve bence olabilecek salgınların en ürküncü.
Fi zaman evvel bir Amerikan filminde insanlığın bitişini umudun bitmesine bağlayan uzaylılara karşı hala umudun olduğunu ispat etmiş ve Dünyayı kurtarmışlardı.
Peki bizi kim kurtaracak?
Son elli yıldır Dünyayı terk etmeye çalışan bir grup canla başla uzayda yeni arsa bakıyor. Güney Kutbunda yok olması beklenen ekosistem için kara kutu hazırlanıyor. Politikacıların safi yalancı, düzenbaz ve materyalist canavarlar olduğunu herkes kabul etti. İnançlar, dini saçmalıklara kurban edildi. Bir kurtarıcı gerekli mi?
Tv programlarında, haberlerde spikerler "Yapacak bir şey yok" diyorlar sunumlar arasında. Kabulleniş hızla dağıtılmak istenir gibi. Filmlerde, dizilerde kullanılıyor. Şarkı ve şiirlerde kara bulutlar geziyor. Eskiden çokça dalga geçtiğimiz Hintlilerin "Şükret, senden daha kötüleri de var" sloganlı dizilerine benzer programlar dünya medyasında kol geziyor. Sanki bir dağ tepesindeyiz. Ayağımızın altı daimi biçimde yavaş yavaş eriyor. O kadar yavaş ki sakince kabulleniyoruz. "Dağ eriyecek, dağ bitiyor" diyoruz kulaktan kulağa. Çok da üzülmüyoruz, korkudan ölmüyoruz. Oluruna bırakıyoruz. Ya da bıraktırılıyoruz...
"Ne yapsak olmuyor", "Neler denedim, olmadı" ,"Hiç çabalama, her şey olacağına varır"...
İnsanlığın dişi cinsinin erkek cinsiyle alan savaşı bitmiyor. Üzeri yosun bağlamış fosil politikacılar koltuk bırakmıyor. Sömürülmeye alışıklar düzen bozmak için kıl kıpırdatmıyor... Peki biz, biz ne yapıyoruz? Gerçekten "yapacak bir şey yok" mu diyor alt benliğimiz? Bu ontolojik azalmayla daha ne kadar dayanabiliriz? Virüsü kaptık mı? Bulaştırıyor muyuz acınası sosyalliğimizle.
Ya sen?... Sana göre de yapacak bir şeyler yok mu? Her şey için... Vazgeçtim; en az bir tanesi için sana sıkıntı veren...
Aristotales, "Umut, uyanan insanın rüyasıdır" demiş. Çok optimist sayılmam ama uyusam da uyansam da rüya görebiliyorum bazen. Bu beni uyanmaya sevk ediyor. Yarını görmeye... "Kahretsin! Ne sıkıcı gündü. İçim karardı. Kendimi eyleyecek bir şey bulamadım. Geçti gitti saatler..." derken "Yarın sabah erken kalkayım. Beklettiklerim var, onları bitireyim. Belki iyi bir haber de gelir..." diye düşündürüyor.
Sen ne düşünüyorsun?
Sevdiğim bir ölü adam demiş ki; ölümcül hastalıktır umutsuzluk...
Sen de hastalandın mı? Kaptın mı "Yapacak bir şey yok" virüsünü. Kapmamış ol. Umutlarını ayak tabanına gömmemiş ol.
Henüz sen ve ben buradayken, dünya dönmeyi bırakmamış ve rüyalar tüketilmemişken yapmamız gerekenler var. Düşünerek çözebileceğiz düğümler... Akıl yürüterek indirtebileceğimiz maskeler...
Fark et, yardım et.
Yapacak şey çok!
12.10.2020