- 296 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Pencere
İnsan çocukken başlar pencereden hayata bakmaya.Küçük bir çocukken hayatı o pencerenin önünden ibarettir.Merakla izler gökyüzünü, ağaçları, kuşları, insanları.Dünyanın özgür olduğunu hisseder,bu yanılgının peşinde koşarak fark etmeden yaşar ilk aldanmasını.Önce büyüsüne kapıldığı o gizemli dünyaya atılır,sonra birkaç arkadaş dahil olur filizlenen hayatına.Çocukluk dirilir o anda.Yıllar sürecek bir koşuşturma başlar.Çocukluğun masumiyetinin keyfine varırken büyüyeceğini hissetmez.Koşarak atıldığı hayatta büyümek kelimesini öğrendiği zaman tökezler adımları.Kaçınılmaz gerçeğe çarpar, bir ömür sürecek çaresizlik orada çöreklenir yüreğine.
Büyümenin darbelerini yiyince fark eder yaşamdaki çekilmezliği.Yıllar geçer; bedeni değişir,baktığı pencere değişir, çocukluktaki hisler körelir, bakışlardaki heyecan söner.Aynı yere baksa bile gördüğü sadece karanlıktır.O pencerenin önünde anılar birikir, gözyaşları dökülür, gidenler beklenir.Beklemekten yorulunca sessizce veda edilir.Bir pencere insanın ömür boyu dostu olur.
Gençlik bedenden usul usul sıyrılırken yıpranmışlık çökertir yüzünü.Birikmiş dertler kazınır feri çekilmiş gözlerine,sevdiklerinin kaybının acısı soldurur ifadesinde kalmış son hayat kıpırtısını.Omuzlarına yapışan o koca dünya sinsice sömürür bezgin ruhunu.İçinde barındığı evi gibi kalbi de bomboş kalır zamanla.Hisler kaybolur, yaşlılık evresi bedenine sokulmaya başlarken, hastalıklar kalan son yıllarını kıskıvrak yakalar.Adım atamayacak hale geldiğinde çocukluk tekrar başlar.Bu defa neşeden yoksun bir çocuk olur insan.Ölümün pençesinde kıvranırken dışarıdaki dünya bir kez daha değerlenir gözünde.Beyaz tavana bakıp durmaktan sıkılan gözleri özlemle çevrilir tıpkı ömrü gibi solmuş gökyüzüne.Hayatında kalan birkaç insan tarafından unutulmuş olmanın getirdiği kalp kırıklığıyla son günlerini zihninde kalan birkaç güzel anıyla geçirir.Ve bir pencerenin önünde taptaze umutlarla başlayan hayata,o pencerenin önünde kimsesizliğin kasvetine boğulmuş bir son yazılır.