- 479 Okunma
- 4 Yorum
- 6 Beğeni
ADI GÜLSÜM...
Ne çok biz var içimizde. Ne kadar çoğuz. Kimisi ile yanyana, kimisiyle candan içeri, kimisiyle yabancıyız hiç tanışmamış gibi.
İçimiz kırık ayna parçalarıyla dolu. Yüzümüze sırıtıyor acı gerçekleri; korkuyoruz bakmaya ters çeviriyoruz aynaları. Kanatıyor ellerimizi dokunamıyoruz.
Her şiirde bir parçamız dile geliyor. Her yazıda bir biz’in resmi çiziliyor. Bazen yazımızı bazen kışımızı paylaşıyoruz okurlarımızla.
Ağlarken yazıya akıtırız gözyaşlarımızı. Resmini çizeriz mutluluğun. Güz yaprağına şiirler yazarız.
Bazen bir çocuğun yüreğine dokunuruz kalemimizle.
İçimizden biri;
Adı Gülsüm. Dört çocuklu bir ailenin doğuştan engelli çocuğu. Yürümek yok, konuşmak yok ve uzun bir süre oturamıyor bile. Oturtulduğu yerde akıp giden su gibi yavaşça kayıyor, tekrar oturur hale gelmesi için birisinin yardımına ihtiyacı var. Düşse yüzünün üstüne;
"Beni kaldırın!..
Demeye gücü yok...
Kendisi yemeğini yiyemiyor, suyunu tek başına içemiyor. O kadar çok şey var ki yapamadığı.
Perçemi düşse o güzel yüzüne; ellerini kaldırıp saçını bile düzeltemiyor.
Hava alması için birisinin onu bahçeye çıkartması gerekiyor. "Daraldım beni azıcık balkona çıkartın" demekten bile aciz.
En güzel yaptığı şey kocaman gülümsemek. Hafif boynu yana eğik, dik tutamıyor çünkü. Öyle tatlı gülüyor ki!..
Dünyanın en tatlı şeyi Gülsüm. Su gibi duru. Bir kartanesi gibi...
Gül yaprağında şebnem...Gözlerinin içi yakamozlar gibi ışıldıyor gülümsediği zaman.
İnsanların gülümsemeyi unuttuğu günümüzde o kadar güzel yapıyor ki bunu!..
Hiç kimseden yardım almadan yaptığı tek şey gülümsemek.
-Gülsüm seni görmeye geldim, nasılsın iyi misin? Beni tanıdın mı?
Öyle garip bakıyor ki, içim sızlıyor. Bahçede annesi ve komşu teyzesi ile birlikte güneşleniyorlar.
Sonra, "hadi hoşçakal ben gidiyorum," diyorum el sallıyorum.
-Hadi teyzene el salla." Diyorlar.
İşte o zaman o buğulu gözlerinde bir güneş doğuyor. Tüm gücüyle elini bir kaç santim yukarı kaldırarak el sallıyor. Ve işte o güzel an gerçekleşiyor. Sanki bakışında hissettiğim o kara bulutlar yok oluyor.
Bu kadar mı gerçek olur bir gülümseme. Katışıksız tertemiz saf ve doğal. Bir kaç saniye ona acımayı unutuyorum. Dünyanın en güzel şeyi var o an karşımda.
Gülsüm dünyanın en zengini sensin. En şanslısı da sensin. Kalbin çok güzel. Yüzün güneş gibi aydınlık ve sıcak.
O sıcacık güzelliğin cennet bahçesi gibi. O tatlı gülüşün benim hüznümü dağıtan bir meltem serinliği sanki...
Benim hüznümü dağıtan o gülümsemen tüm kötülüklerin panzehiri olabilecek güçte inan ki...
Güzel bakmayı bilseydik zaten bu dünyayı bu hale getirmezdik. Senin gibi gülümsemeyi becerebilseydik yüreklerimizi zehirleyen nefreti kini yok edebilirdik.
Biz çok fakiriz. Çok zavallıyız. Acınacak durumdayız. Sen bakma bizim konuşabildiğimize, yürüdüğümüze ve şanslı göründüğümüze.
Bizim gibi güçlü değilsin ama asla imrenme bizim sahip olduklarımıza. Bizler merhamet engelliyiz. Kalplerimiz katılaştı. Acıma hissimiz köreldi. Senin gibi masum değiliz hiç birimiz!..
Bizim ellerimiz silah tutuyor, bıçak kullanıyor, dilimizle küfrediyor, kalp kırıyor gücümüzü kuvvetimizi zayıf insanları ezmek için kullanıyoruz.
O masum bakışın beni ağlatıyor Gülsüm. Ağlıyorum ama sana acıdığım için değil. Senin güzelligin bizim çirkinliklerimizi suratlarımıza haykırıyor. Sana değil kendimize ağlıyorum.
İnan sen değil biz acınacak durumdayız. Gülsüm ne olur bize acı. Bize dua et. Ruhlarımız kirlendi, çok canileştik Gülsüm. Katil olduk. Savaşlar çıkardık. Çaldık çırptık...
Çocuklara bile tecavüz edecek kadar iğrençleştik. Miras için kardeşlerimizin boğazına sarıldık, ana ata demedik, sövdük dövdük hem dünyamızı hem ahiretimizi cehenneme çevirdik.
Gülsüm acı bize. Ah güzel gülüşlüm, ah güneş yüzlüm. Annen hiç üzülmesin. Ağlamasın.
Bir katil, bir cani, bir hırsız, bir arsız, bir nursuz ve insanlığın yüz karası bir ahlaksızın annesi olmadığı için ne kadar şükretse azdır. Senin annen dünyanın en zengin insanı. Çünkü senin gibi güzel bir hazineye sahip...
Gülsüm senin gibi masum olamadığımız ve senin gibi gülümseyemediğimiz için çok üzgünüm!..
Gül kokulu gülüşlü güzel yavrum; sen cennet çocuğu biz cehennem yolcusu o masum gülüşüne sakla; üşüyorum!..
Gülsüm can kızım ısıt beni...
...
.
YORUMLAR
Engelli sayımız, rakamlarda belirtildiği kadar değil ne yazık ki... Yeni yeni toplumda bu algı düzelmeye başladı ama onlar için sosyal devletin neler yapabildiği tartışılır.
İki çocuğu da ağır engelli olan gencecik bir aile tanıyorum, çabalarına yakından tanık oluyorum.
Bilinçli ve maddi yönden sorunsuz olmaları evlatları için bir şans da... kaç çocuk bu şansa sahip?..
Acaba onlar düşünüldüğü kadar 'şanslılar mı?'...
yaşamdaki şans nedir?
Sorular... sorular...
Hassas bir konuyu işlemişsiniz, kaleminize sağlık.
Sevgilerimle...