- 400 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
BİR SİYASİNİN PORTRESİ
BİR SİYASİNİN PORTRESİ
İslami endişelerle ortaya çıkan bir parti. Yıl 1974. İlk genel seçimlerin öncesi. Aday aranıyor. İstişare yapılıyor. Birileri bu genç avukatı işaret ediyor. Laikliğe aykırı konuşma yapmaktan mahkemeye verilmiş.
Aileden tüccar. İstanbullu. Hemen yakın kentten misafirleri var. Adaylık teklif ediyorlar. Kabul ediyor. Abisi kendini ilme vermiş muhterem bir zat. Bu acemi avukat seçimde şansı olduğu düşünülmeyen yerden adaylık teklifi alıyor.
Zayıf uzun boylu genç adan hemen çalışmalarına başlıyor. İlk etapta konuşmacı gençleri organize ediyor. İlçe ilçe köy köy bir harekât başlatıyor. Gruplar kuruyor. Kendisi grupların amiri olarak ilçe köylerine yollanıyor. Seçim yaklaştıkça ilçe merkezlerine kaydırıyor grupları. Gruplarda genç konuşmacılar ona eşlik ediyorlar. Halkı topluyorlar o geliyor günün konuşmasını yapıyor.
Çocuklara hikâye kitapları dağıtıyor, afişler astırıyor. Mitingleri organize ediyor. Nihayet seçim geliyor. Ve kazanıyor. Eski siyasiler hayrette. Koltuğu bu genç adama kaptırdıkları için pişman oluyorlar
Artık olan olmuştur. Yapacak bir şey kalmamıştır. Onun arkasında parsayı toplamak için saf tutuyorlar. Bir öne çıkma yarışıdır başlıyor. Genç avukatı ağırlamalar, iltifatlar art arda geliyor.
Genç Avukat artık milletvekili. Ankara yolcusu. İlk grup toplantısında lidere övgü dolu bir konuşma yapıyor. Artık o gözde biri. Liderin en yakınlarından biri oluyor çok geçmeden. Grup başkan vekili. Ve ilk hükümette de bakan. Flaş icraatlar yapıyor, hep kendisinden bahsettiriyor, müstehcen neşriyata savaş açıyor, TV dizilerini kaldırtıyor. Sürekli beyanatlar veriyor. Gündemden hiç düşmüyor. Hükümet düşüyor, o yine partide önemli mevkiini koruyor. Etkin makamlardan bir yine genel başkanın emriyle onun oluyor. İkinci bir hükümet kuruluyor yine banko bakan oluyor. Yine sürekli beyanatlar veriyor, yine sürekli gündemde kalıyor. Hükümet düşüyor yine o partideki etkin makamını koruyor. Yine genel başkanın emriyle yine tekili bir göreve getiriliyor partide başka yetenekli kimse yokmuş gibi.
Yıllar geçiyor yeni seçimler oluyor yine milletvekili seçiliyor. İhtilal oluyor tutuklanıyor, serbest bırakılıyor. Yeni parti kuruluyor yine parti genel başkanı yasaklı ama o onun yanında. Af çıkıyor. Eski genel başkan referandum sonucu siyasi haklarına kavuşuyor tabii oda. Yeni parti Genel Başkanını değiştiriyor o da hemen onun yanında itibarlı mevkiini alıyor seçimler oluyor o yine seçiliyor, her defasında gençlere hep biz aday olacak değiliz ya bir dahaki sefere siz adaysınız diyor. Onların sırtlarını sıvazlıyor. Ama yine onlar altta bu onların omuzlarında. Aynı şevk ve heyecanla çalıyor. Bir seçim kurnaz il başkanının manevrasıyla başka ilden seçilse de sonraları yine o ile dönüyor müstahkem mevkiini daha da kuvvetlendiriyor. Zavallı gençler bir dahaki seçim bir dahaki seçim diye hayallerle avunup duruyorlar. Bir ara partisi barajın altında kalıyor o Ankara’da bir hukuk bürosu işletiyor. Bu arada söylentiye göre ikinci evlilik yapıyor. Kızı Ankara sokaklarında kot pantolonla bisiklet sürüyor. O bunlardan gocunmuyor. Davasını savunduğu İmam hatip Liselerine çocuklarını göndermiyor parti ileri gelenleri gibi bu alanda da Muhterem genel başkanını örnek alıyor.
Partisi tekrar koalisyon ortağı oluyor o yine bakan oluyor. Ama emrindekilerin Genel Kurmay ’da brifing almalarına mani olamıyor. Suç işliyorsunuz diyor tehdit ediyor ama bir şey yapamıyor çünkü partisi post modern darbeyle iktidardan düşüyor.
Parti kapatılıyor o siyasi yasaklı oluyor genel başkanı gibi. Tekrar serbest kalıyor. Tekrar aday oluyor. BU sefer gençlere şöyle diyor:’ Bir dahaki seçimlere sıra sizde, biz dünyaya kazık çakacak değiliz ya’ diyor. Genel başkanı ölüyor ama o hala her seçimde partisinin hiç şansının olmadığını bile bile aynı vilayette milletvekili adayı oluyor yaşına başına bakmadan ve gençleri hala aynı teraneyle avutarak.
Anlaşılan gençler daha çok bekleyecek. Aslında genç te kalmadı hepsi ihtiyarladı beklemekten.
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.