- 289 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Anlamak Gerek XXXV -XXXVI
Bu kolektif payınız. Bu kolektif katılım hakkınız. Kolektifçe ortaya konan birikimi oluşan enerji potansiyel enerji yokuşlaşan enerjidir. Enerji hem bir potansiyel özelliktir. Enerji potansiyelden ötürü eğimli ve akışkandır. Yarın yeniden ve yeniden sistem çevrimi için harcanacak olan depo enerjisi (başlangıç enerjisi) ya da amortisman enerjinin karşılanması nedenle kolektif yapı yokuşla yan enerji harcanması ortaya koyar.
Kolektif enerji birçok yollardan ve birçok kişiler tarafından ortaya konan karmaşık kapasiteli bir enerjidir. Kolektif enerjiyi ortaya koyan birçok yol ve birçok kişi ile birikim arasında bir kuvveler alanı oluşur. Bu alanı en az ve en temel iki kuvvetle tanımlarsak, birisi potansiyel birikimden geri kaynaklara doğru oluşan akı ve akış kuvvetinin yolu.
Diğeri de birçok yolu ve birçok kişiyi oluşan akı ve akış alanında harcanan boşalan yerin tekrar potansiyel enerji eğiliminden ötürü doldurulmasına neden olacak kuvvet çekimidir. Bahçenizde açtığınız çukurla (boşlukla) oluşan tümseği düşünün. Tümseği oluşan çukur malzemesinden boşalan iş yapan enerjidir.
Çukuru geri dolduran enerji de tümsekte biriken potansiyelden kaynaklı tümsek durumlu potansiyel enerjidir. Bir yol tersi veya zıddı durumla hem gidilen yol; hem gelinen yoldur. Dolma boşlama zıt durumlardır. Yani gidilen yolun tersi de gelinen yoldur. Yani kolektifçe biriken akı ve kapasitenin tersi olan yokuşlaşan yolun inişi de birçok yol olukla, birçok kişiye doğru eğim olan yoldur.
Bunun kolektif söylem içindeki sosyal dildeki anlamı da herkesin yeteneğine ve ihtiyacına göre olan yolu oluşan pay ve paylaşım hakkıdır. Paylaşım ve hak kolektif kapasiteli birikim ortaya koymanın tersi olan eylemle bir yol akışı, bir yol eğimi olan durumla, durum içi alan hareketinden doğuyordu.
Artık bu somut gerçek nesnellik kolektif özne bindirişle oluşan anlamlarıyla nesilden nesle aktarımdı. Kolektif birikim olur zorunlu durumla kolektif mirastı. Pay ve paylaşımdır. Git olmakla kolektif alan yalıtımlı sınır içindeki birikimeler, sınır engeli nedenle gerisin geri yokuşlaşan yol eğimi üzerinde, inişle dönüş ve akış yapan gel kuvveti (çekim) olmaktadır.
Kolektif kapasiteyi veya depo enerjiyi ya da bilgiyi oluşan sürecin birçok olan yokuşlaşan yolun yalıtımlı dön sınırı iniş eğimidir. Akı, akış ve bilgi de olan sağlasan enerji bu eğimi üzerinde gel veya dön akışı olmakla birçok kişiye doğru dağılma ve boşalmadır. Kolektif birikimin kaynakları enerji sağlayıcı kaynaktılar. Enerji, bilgi de eğimli ve en kısa yol ile akışlıdır.
En kısa yol da erkeye en az direnç gösteren yoldur. Enerjiyi ortaya koyan birçok yol ve birçok kişi de aynı zamanda direnç kaynağını oluşacak olan süredurumla gidiş geliş yapan yokuşlaşan iniş olan eğil yoldur. Bu yol ne zaman DİRENCİ olur? Ne zaman DİRENİCİ olur? Kuşkusuz ki kolektif gücü, kolektif potansiyelli, kolektif birikimi, kolektif yeteneği olan birçok yollardan ve birçok her kişiden oluşan akış yollarında biri veya birkaçında birçoğunda tıkaçlanma olduğu zaman sistem o kanallarda stres, yani DİRENÇ veya akı ve akış yığılması biriktirir.
Kolektif sistem içinde pay paylaşma gibi kolektif bilgiyi kolektif kavramları rızk kavramıyla birlikte söylerseniz; rızk kavramı kolektif anlamlarla eşleşir. Sıcak bir ortam, daha az sıcak veya anlam boşluğu olan niceli devinmeyle bir potansiyel veya bir akı eğim alanı, kuvvetlerini oluşur.
Sıcaklık, soğukluk gibi (hava) akımı, manyetik alan gibi akı dokunma ile veya ışıma yoluyla birinden diğerine yansır, küple olur, bağ bağıntı veya ilişkindik olmakla birbirine geçer. Sıcak olanla, daha az sıcak bir durum olan iki nicelikler den çoktan aza doğru olan kuvvet; en az iki kutuplu veya iki polarmalı eğim veya potansiyeli geçişmeyi oluşan durumdur.
İşte rızkla eşleşme yapan somut, gerçek ve kolektif anlamlarda; rızk ile birlikte söylenince içi dolu olan kolektif anlamdan, içi boş olan rızk söylemine doğru, oluşan iki alanlı iki potansiyel farktan ötürü, alanlar arasında bir anlam akışı, bir bilgi akışı, bir enerji akışı olur.
Bu enerji akışının kolektif yapı üzerine doğru geri dönüşü de El iradesi olur. Yani kolektifi bilgi ve kapasite olan kuvvet, rızk söylemli içi boş afaki söylemli boşluk devinmesi içine dolmakla boşluğun devimi modüle (bindirişle) olur. Kolektif iradeyle, kolektif bilgiyle yer değişen sistem dışı bir El bilgisine dönüşür.
Rızk söylemi ile eşleşen paylaşma veya paydaşları olma, ortakları olma gibi kolektif söylemli ifade kavramları sistem içinde çeker alırsanız, kolektif kavramla eşleşen kolektif etki, bu kes de rızk kavramı içine dolan yük aktarımı olukla kalır.
Yüklü çubuğu elektroskopa değdirmeden yaklaştırıp çekseniz bile; uzaktan etki ile elektroskopun kolları yüklenen elektrik yükünden ötürü açılır ve bir süre açık kalır. İşte eşleşme yoluyla rızk kavramı içinde kalan bu tür kolektif etkilere; EL etkisi denecekti. Etki veya kuplaj (aktarım, bağlantı) yansıma, geçişme dokunumla olacağı gibi ışımayla uzaktan etki ile de olacaktı.
Eşleşen anlam girişmesi içinde kolektif söylemi çekerseniz ve sürekli El tarzı rızk söylemini etki olarak kullanırsanız; açılan elektroskop kolları gibi rızk kavramı içine dolan kolektif anlamlar, rızk kavramla olan süreci güç yetmez bir El takdiri olan kapasiteye dönüştürür. Bu yeni anlam içinde artık varsa rızk, yoksa rızk hüviyetinde imaj bir etki girişmesi, ortaya konur. Kolektif sağlatma kolektif yapının verdiğiydi. Rızk ta El ’in verdiğiydi. Kolektifin eylemi sistem içi bir durumdu. Somuttu.
Oluşan bir dirence karşı çözüm, kolektif etkili değer yargısına göre ve kolektif bilince göre müdahale ile ancak çözüm edilebilirdi. Oysa El ‘in verdiği rızkın etki gücü, dokunmakla veya uzaktan etki ile etkilenme içinde anlam yüklenmesi olan kavramdı.
Bu nedenle kolektif alan içinde bir dirence karşı çözüm, kolektif sistemle değer yargılarına göre olacaktı. Oysa El mantığı içindeki bir sorunun çözümü ne idiğü belirsiz bir El ‘in rızasını kazanma diye söylenen illüzyon bir kavramın söylemine göre olacak. Asıl anlam olan birbirine karşı yüküm olan kolektif eylem; kolektif sınırlar içinde, kolektif yalıtma içine dönen sağlamanın anlamı; El ile birlikte sistem dışı kuşaktan geri dönen bir anlamın baskı ve basıncı oluyordu. El ‘e göre kolektif sağlatma olan kolektif irade ortaklığı, şirk olup; büyük suç sayılıyordu.
Rızk denen köleci söyleme göre El ‘in rızk verme gücü aslında, kolektif alandan etki ile etkilenme nedenle rızk söylemine geçişen kolektif etkili güçtü. Rızk diye dağıtılanlar da kolektif paylaşımla kullanıma ve tüketime konu olan her şeydi. Kişiler yeni kavramları önce kolektif içinde ÖRTÜK ÖĞRENME İLE ÖĞRENDİLER. Örtük öğrenmenin konusu ve dikkat çekileni El olmadığı halde El söylemleri kolektif söylemler içinde, kolektif söylemlere göre eşleme anlamdı.
Kolektif sistem içindeyken kişiler farkında olmada eşleşen örtük öğrenme yolu ile yavaş yavaş köleci söylemle olan ajan ve kışkırtıcı kavramların zihin yatkınlığını, masumca nedenlerle çoktan anlam edinmişlerdi. Böylece köleci ahit, monarşin yapı içinde kendi dili ile kendi iman akdini yapacaktı.
Kişilerin, kolektif mirasla eşleşen El tarzı söylemlerdeki anlamlar nedenle köleci vaatle olan ahde, içine girene kadar fazla bir reaksiyonları olmadı. Kişiler umursamaz bilinçle, umursamaz tavırla köleci sistem vaadini yakınsar oldular.
Kişilerin köleci sisteme umursamaz tavır içinde olma yakınsamaları, kişilerin sisteme karşı kendilerinde bir aşinalık görmelerine, neden oldular. Kişiler El ‘e inanmıyordu. Ak sine El adı altında kolektif değerlerin geçişen anlam etkilerine kolektife sadakate inanmakla bu kolektif etkileri El ile aynılaştırdılar.
Kolektif dönem içindeyken akıl oyunlarını başlatacak olanların bu geçiş dönemi içinde ortaya koyduğu tasım sal rızk gibi söylemleri, şimdiki açılımıyla olan rızk söylemi içindeki gizli ve üs sel eylemli alan belirmesi olacaktı. Bu tür kavramlar henüz kolektif dönem içindeyken üssü eylemlerin açılmışlarını geçiş dönemi içinde ortaya koyamıyordu.
Bu kolektif payınız. Bu kolektif katılım hakkınız. Kolektifçe ortaya konan birikimi oluşan enerji potansiyel enerji yokuşlaşan enerjidir. Enerji hem bir potansiyel özelliktir. Enerji potansiyelden ötürü eğimli ve akışkandır. Yarın yeniden ve yeniden sistem çevrimi için harcanacak olan depo enerjisi (başlangıç enerjisi) ya da amortisman enerjinin karşılanması nedenle kolektif yapı yokuşla yan enerji harcanması ortaya koyar.
Kolektif enerji birçok yollardan ve birçok kişiler tarafından ortaya konan karmaşık kapasiteli bir enerjidir. Kolektif enerjiyi ortaya koyan birçok yol ve birçok kişi ile birikim arasında bir kuvveler alanı oluşur. Bu alanı en az ve en temel iki kuvvetle tanımlarsak, birisi potansiyel birikimden geri kaynaklara doğru oluşan akı ve akış kuvvetinin yolu.
Diğeri de birçok yolu ve birçok kişiyi oluşan akı ve akış alanında harcanan boşalan yerin tekrar potansiyel enerji eğiliminden ötürü doldurulmasına neden olacak kuvvet çekimidir. Bahçenizde açtığınız çukurla (boşlukla) oluşan tümseği düşünün. Tümseği oluşan çukur malzemesinden boşalan iş yapan enerjidir.
Çukuru geri dolduran enerji de tümsekte biriken potansiyelden kaynaklı tümsek durumlu potansiyel enerjidir. Bir yol tersi veya zıddı durumla hem gidilen yol; hem gelinen yoldur. Dolma boşlama zıt durumlardır. Yani gidilen yolun tersi de gelinen yoldur. Yani kolektifçe biriken akı ve kapasitenin tersi olan yokuşlaşan yolun inişi de birçok yol olukla, birçok kişiye doğru eğim olan yoldur.
Bunun kolektif söylem içindeki sosyal dildeki anlamı da herkesin yeteneğine ve ihtiyacına göre olan yolu oluşan pay ve paylaşım hakkıdır. Paylaşım ve hak kolektif kapasiteli birikim ortaya koymanın tersi olan eylemle bir yol akışı, bir yol eğimi olan durumla, durum içi alan hareketinden doğuyordu.
Artık bu somut gerçek nesnellik kolektif özne bindirişle oluşan anlamlarıyla nesilden nesle aktarımdı. Kolektif birikim olur zorunlu durumla kolektif mirastı. Pay ve paylaşımdır. Git olmakla kolektif alan yalıtımlı sınır içindeki birikimeler, sınır engeli nedenle gerisin geri yokuşlaşan yol eğimi üzerinde, inişle dönüş ve akış yapan gel kuvveti (çekim) olmaktadır.
Kolektif kapasiteyi veya depo enerjiyi ya da bilgiyi oluşan sürecin birçok olan yokuşlaşan yolun yalıtımlı dön sınırı iniş eğimidir. Akı, akış ve bilgi de olan sağlasan enerji bu eğimi üzerinde gel veya dön akışı olmakla birçok kişiye doğru dağılma ve boşalmadır. Kolektif birikimin kaynakları enerji sağlayıcı kaynaktılar. Enerji, bilgi de eğimli ve en kısa yol ile akışlıdır.
En kısa yol da erkeye en az direnç gösteren yoldur. Enerjiyi ortaya koyan birçok yol ve birçok kişi de aynı zamanda direnç kaynağını oluşacak olan süredurumla gidiş geliş yapan yokuşlaşan iniş olan eğil yoldur. Bu yol ne zaman DİRENCİ olur? Ne zaman DİRENİCİ olur? Kuşkusuz ki kolektif gücü, kolektif potansiyelli, kolektif birikimi, kolektif yeteneği olan birçok yollardan ve birçok her kişiden oluşan akış yollarında biri veya birkaçında birçoğunda tıkaçlanma olduğu zaman sistem o kanallarda stres, yani DİRENÇ veya akı ve akış yığılması biriktirir.
Kolektif sistem içinde pay paylaşma gibi kolektif bilgiyi kolektif kavramları rızk kavramıyla birlikte söylerseniz; rızk kavramı kolektif anlamlarla eşleşir. Sıcak bir ortam, daha az sıcak veya anlam boşluğu olan niceli devinmeyle bir potansiyel veya bir akı eğim alanı, kuvvetlerini oluşur.
Sıcaklık, soğukluk gibi (hava) akımı, manyetik alan gibi akı dokunma ile veya ışıma yoluyla birinden diğerine yansır, küple olur, bağ bağıntı veya ilişkindik olmakla birbirine geçer. Sıcak olanla, daha az sıcak bir durum olan iki nicelikler den çoktan aza doğru olan kuvvet; en az iki kutuplu veya iki polarmalı eğim veya potansiyeli geçişmeyi oluşan durumdur.
İşte rızkla eşleşme yapan somut, gerçek ve kolektif anlamlarda; rızk ile birlikte söylenince içi dolu olan kolektif anlamdan, içi boş olan rızk söylemine doğru, oluşan iki alanlı iki potansiyel farktan ötürü, alanlar arasında bir anlam akışı, bir bilgi akışı, bir enerji akışı olur.
Bu enerji akışının kolektif yapı üzerine doğru geri dönüşü de El iradesi olur. Yani kolektifi bilgi ve kapasite olan kuvvet, rızk söylemli içi boş afaki söylemli boşluk devinmesi içine dolmakla boşluğun devimi modüle (bindirişle) olur. Kolektif iradeyle, kolektif bilgiyle yer değişen sistem dışı bir El bilgisine dönüşür.
36
Rızk söylemi ile eşleşen paylaşma veya paydaşları olma, ortakları olma gibi kolektif söylemli ifade kavramları sistem içinde çeker alırsanız, kolektif kavramla eşleşen kolektif etki, bu kes de rızk kavramı içine dolan yük aktarımı olukla kalır.
Yüklü çubuğu elektroskopa değdirmeden yaklaştırıp çekseniz bile; uzaktan etki ile elektroskopun kolları yüklenen elektrik yükünden ötürü açılır ve bir süre açık kalır. İşte eşleşme yoluyla rızk kavramı içinde kalan bu tür kolektif etkilere; EL etkisi denecekti. Etki veya kuplaj (aktarım, bağlantı) yansıma, geçişme dokunumla olacağı gibi ışımayla uzaktan etki ile de olacaktı.
Eşleşen anlam girişmesi içinde kolektif söylemi çekerseniz ve sürekli El tarzı rızk söylemini etki olarak kullanırsanız; açılan elektroskop kolları gibi rızk kavramı içine dolan kolektif anlamlar, rızk kavramla olan süreci güç yetmez bir El takdiri olan kapasiteye dönüştürür. Bu yeni anlam içinde artık varsa rızk, yoksa rızk hüviyetinde imaj bir etki girişmesi, ortaya konur. Kolektif sağlatma kolektif yapının verdiğiydi. Rızk ta El ’in verdiğiydi. Kolektifin eylemi sistem içi bir durumdu. Somuttu.
Oluşan bir dirence karşı çözüm, kolektif etkili değer yargısına göre ve kolektif bilince göre müdahale ile ancak çözüm edilebilirdi. Oysa El ‘in verdiği rızkın etki gücü, dokunmakla veya uzaktan etki ile etkilenme içinde anlam yüklenmesi olan kavramdı.
Bu nedenle kolektif alan içinde bir dirence karşı çözüm, kolektif sistemle değer yargılarına göre olacaktı. Oysa El mantığı içindeki bir sorunun çözümü ne idiğü belirsiz bir El ‘in rızasını kazanma diye söylenen illüzyon bir kavramın söylemine göre olacak. Asıl anlam olan birbirine karşı yüküm olan kolektif eylem; kolektif sınırlar içinde, kolektif yalıtma içine dönen sağlamanın anlamı; El ile birlikte sistem dışı kuşaktan geri dönen bir anlamın baskı ve basıncı oluyordu. El ‘e göre kolektif sağlatma olan kolektif irade ortaklığı, şirk olup; büyük suç sayılıyordu.
Rızk denen köleci söyleme göre El ‘in rızk verme gücü aslında, kolektif alandan etki ile etkilenme nedenle rızk söylemine geçişen kolektif etkili güçtü. Rızk diye dağıtılanlar da kolektif paylaşımla kullanıma ve tüketime konu olan her şeydi. Kişiler yeni kavramları önce kolektif içinde ÖRTÜK ÖĞRENME İLE ÖĞRENDİLER. Örtük öğrenmenin konusu ve dikkat çekileni El olmadığı halde El söylemleri kolektif söylemler içinde, kolektif söylemlere göre eşleme anlamdı.
Kolektif sistem içindeyken kişiler farkında olmada eşleşen örtük öğrenme yolu ile yavaş yavaş köleci söylemle olan ajan ve kışkırtıcı kavramların zihin yatkınlığını, masumca nedenlerle çoktan anlam edinmişlerdi. Böylece köleci ahit, monarşin yapı içinde kendi dili ile kendi iman akdini yapacaktı.
Kişilerin, kolektif mirasla eşleşen El tarzı söylemlerdeki anlamlar nedenle köleci vaatle olan ahde, içine girene kadar fazla bir reaksiyonları olmadı. Kişiler umursamaz bilinçle, umursamaz tavırla köleci sistem vaadini yakınsar oldular.
Kişilerin köleci sisteme umursamaz tavır içinde olma yakınsamaları, kişilerin sisteme karşı kendilerinde bir aşinalık görmelerine, neden oldular. Kişiler El ‘e inanmıyordu. Ak sine El adı altında kolektif değerlerin geçişen anlam etkilerine kolektife sadakate inanmakla bu kolektif etkileri El ile aynılaştırdılar.
Kolektif dönem içindeyken akıl oyunlarını başlatacak olanların bu geçiş dönemi içinde ortaya koyduğu tasım sal rızk gibi söylemleri, şimdiki açılımıyla olan rızk söylemi içindeki gizli ve üs sel eylemli alan belirmesi olacaktı. Bu tür kavramlar henüz kolektif dönem içindeyken üssü eylemlerin açılmışlarını geçiş dönemi içinde ortaya koyamıyordu.
Kolektif eşleşmeli anlamlar El ’e göre olan anlamlara, eşleşti. El, kolektif kapasite üzerindeki anlamlarıyla eşleşen yeni anlamlar içinde kendisine üssü değerli belirsizle belirme verecek olan yeni EYLEM ALANINI açmıştı.
Belirsizle belirme olan bir üssü durum içinde siz bir ölçme değerlendirme belirlemesi yapmadıkça, o şey var olsa da sizin için yoktu. Belir imsizdi. Ama gerçekti. Her yeni eylem, düşünce, duygu vs. kendi oyuk alan eylemini ortaya kor.
El ‘in eylem alanı: kolektif potansiyelli, kolektif bilinç ve kolektif bilgi gücü olmakla; mülk sahipli yöneten El, kolektif güç ile mülk sahipli muktedirce eylemlere doğru akıllanacaktı.
Bu akıl mülk sahibi olmayanların akıllanması değildi. Totemi kolektif yapı için duyuşla çarpan kişi kalbi, şimdi fakir, daha fakir ve sefil komşuları için çarpıyordu!
Kişilerin kolektif yapıya olan eğilimlerinden doğan kolektif akla, kolektif yeteneğe ve kolektif sağlatmaya duyulan bağlılıkta, sadakatti.
Kolektif zorunluluğun sosyal mantıktaki anlamı sadakatti. Mülk sahipli ego ile yöneten kişi, kolektif eğilimli sadakati yöneten kişinin kendisine gösterilen sadakat saymakla; El deliliyim hastalığına yakalanacaktı.
Kolektif mantık, kolektif sadakatle yöneldikleri ilahlar, hiç delirmemişti. Aksine ilahlar kendileri oldukları için ve ilahlar inşacı oldukları için inşaya devam etmişleri.
Bir ilahta kolektif insan bilinci olan davranışlar dışında davranışlar görülemez. İlaha gösterilen eğilim ve sadakat kolektife gösterilen eğim ve sadakat olduğunu ilah çok iyi bilir.
İlahlar ittifakında ilahlar kurulunun oluştuğu mecliste ilahların durduğu yerin duvarında ilahın mesleğini simgeleyen resim veya şekil ya da yontu vardı.
Bu semboller elinde buğday başağı, asa tutan, kucağında koyun vs. tutan ilaha geldiği totem aitlik ve totem mesleği neyse örneğin; çobansa, çobanlığı; tarımsa tarımcı geçmişini ve şimdiki ittifakın olan tarihi yerini unutma diyordu.
Bu tür kolektif mantık köleci sistem içinde buna "taç giyen baş akıllanır" diyordu. Ama ne yazık ki taç giyen baş kolektife gösterilen bağlılık ve sadakati kendisine gösterilen bağlılık sadakatle aynılaştıracaktı.
Yöneten kolektif irade nedenle kişimize doğru olan eğim; kişisi duygulanma ve anlama olan boşluk devinmeli duygu ve anlayış içine kolektife olan sadakati şahsına, şahsi kuruntularına gösterilen eğim anlayışına bindirmekle; yöneten kişi kolektif sadakati şahsına sadakatle birleştirir. Kolektife olan sadakati şahsına tevhit eder. Hesap vermezledir.
Böylece kolektif şuurdan yoksun olan kişi, kolektife olan sadakatten; kendisine Mazhar Osmanlık bir deliriyum devinmeli alan açmış olur. Artık kolektif güçten ötürü şahsı olan, lütfu olan, hayırsever olan El vardı.
Atatürk tarihi bir diyalektikti. Atatürk, tarihi diyalektiğin getirdiği tarihsel konjonktüre koşullar içinde kadro hareketiydi. Kadro hareketi eylem değişik uzlaşma süreçli kadrolarla, kendisine değil kolektif sadakate olan bilincin içindeydi.
Atatürk hiç te uygun olmayan bir ahval içindeki vaziyet içinde bir durumla yanında olanların diğer durumla karşısında olmalarına karşın, yapılabilir olanların uzlaşısını farklı kadrolarla ancak yapabiliyordu. Konjonktürün de Atatürk’ü, kadroyu ve halkı aşan bir eğimi vardı.
Atatürk kendi aşkınlığı içinde konjonktürle birleşen konjonktür eğimiyle halkı mutlu bir alan eğimine konumlamıştı. Sosyal mantık buna bile çok dirençliydi. Ve halk binlerce yılın serseme çevirdiği telkin içinde tarih sel bilinçten yoksun uyuşması içinde konjonktür sel rekabetleydi.
Konjonktür sel rekabet siz isteseniz de istemeseniz de bağımsız bir var oluş için herkese ve her şeye bir zorlamaydı. Doğa veya tarih size bir zorlamaydı. Veya siz doğa ya da tarihin değişen çevre koşullarına karşı uyum içindeydiniz.
Ne Atatürk bu konjonktür sel zorlamadan veya uyumdan muaftı. Ne de halk bu konjonktürsel zorlamadan veya uyumdan müstesnaydı. Kişiler kendisinden önceki koşulların uyumunu, din diye kendisine sabit eksen çevrimi yapmıştı.
Sadece Atatürk ve az sayıda birçok kişi alan akışlı eğim olan tarihsel bilincin farkındaydı. Ne olacaksa tarihsel şartlar içinde doğan bu sürükleyiciliğin oluşumuyla olacaktı. Değilse kolektif gücü içinde "buğu gücü" olmayan bir konjonktüre, Atatürk ile "buğu gücü" getirilmeyecekti.
Getirilecek olan eski köye yeni adet değildi. Eski köyden dönüşen yeni köye getirilecek olan, konjonktür uyumuydu. Yeni durumla etkisinde olunan koşullar, dünya konjonktürle genel konjonktürdü.
Etkilenecek olan da özel durumlu; işgale uğramış. Kurtuluş Savaşından yeni çıkmış. Yanmış. Yıkılmış. Ekonomisi yok denir denli cılız. Hastalıklı. Eğitimsiz. Teknolojiden, bilimden uzak.
1908 den 1922 ye kadar 14 sene içinde iç isyanlardan savaşlardan bitap düşmüş oluşumun, neyi varsa üreten kolektif aidiyetli totemler sentezini "Türk" ve "Türkiye Cumhuriyeti" bilinci olukla, yaptıklarından geçmişini geleceğe tanımlayan bilimsel inşayı olan bir diyalektik bilinçti.
Bu nedenle; bu tarihi bilinçli kadro hareketi olabildiği kadar halk destekli konjonktür dayatmasını kolektif tarihli bilinçle, kolektif diyalektiğe aykırı durumu olmayan mutlu bir kolektif eğim akışına tutumla çok tarihsel, çok konjonktür sel olanın asgarisini yapmıştı.
Bu şu demekti. Tarih bilincini özümleyen kolektif bilinçli kişi; o günlerin konjonktür el haklılığıyla bir Osman Bey gibi inşa ettiği devlete "şahsım devleti" dememişti. "Türkiye Cumhuriyeti" demişti.
Siz bugün Türk kavramına istediğiniz kadar ajan provokatör anlamlar yükleyin. "Türkiye Cumhuriyetini kuran kişilere Türk denir" diyen ifadeyle sosyal kimliğine bakılmaksızın katkı vermiş ve kendisini bu katkıya ait hisseden herkes; başı sonu belli bu kavramsal sürecin; üreten, kullanım olan alanıyla sınırlı kader ve yaşam ortaklığı vatandaşlıktı.
"Yolumuz çağdaş uygarlık yolu" demekle özel, dini ve El tandanslı milletler tarihi olan duyuş kadar duyuşu ve daha fazlası ile "çağdaş uygarlık yolu" denişteki insanlık tarihine de sahip çıkan yeni ve tarihi sentezli Türk uygarlığı, kurulmuştu.
Türk medeniyeti, kökleri özel ve öznel tarihle genel dünya tarihi olan yeni sentezdir. İnsanlı dünya tarihi üreten ittifak ilişkileri içinde birbirinden etkilenmelerle Dünya tarihiydi Dünya Tarihi genel süreklilikti.
Türkiye cumhuriyeti kimi cumhuriyetler gibi genel tarih içinde özel durumlarla sınırlı, özel duruma referansla başı belli ve bir ucu gelecek olan açıklığın tarihi sentez hareketidir.
Kısacası Türkiye Cumhuriyeti söylemli olgu; günün inşa, oluşum ve o inşaya ve o olguya verilen katkılara bir bakınız; bu bakış içinde Türk kavramına yüklediğiniz ajan kodlamaların, hiç birini inşa içinde bulamazsınız.
Kolektif etkiye olan eğilim ve kolektif etkiye gösterilen sadakatler; hubris bir kişilikte "şahsım devleti" demeyi kibir yapan kolektif kişilik bozukluğu içinde, Deli İbrahim gibi, Nemrut gibi bir yığın sonuçlar ortaya konacaktı.
Deli İbrahim’e olan sadakat kolektife olan sadakat olmakla, delilik hayli dem sürecekti. Şahsım sadakati; Tramp gibi "İngiltere, Fransa, Almaya ve bir de şahsım dörtlü zirve yaptık" deme türünden kibir dediğimiz hubris sendromunu ortaya koyacaktı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.