- 507 Okunma
- 5 Yorum
- 6 Beğeni
TÜKÜRÜĞÜNÜZE YAZIK
Ayşe daha on dokuzunda, köyün en güzel kızıydı. Bir bakan bir daha bakar, köyün tüm erkekleri onunla evlenmek için birbirleriyle yarışırlardı ama Ayşe’nin gönlü Yusuf’taydı.
Yusuf der başka bir şey demezdi. Yusuf, düşman ailenin küçük çocuğuydu, İstanbul’da üniversite bitirmiş, babası hasta olduğu için işlerin başına geçmek için köye gelmişti.
Köy hayatına pek alışamasa da alışmaya çalışıyordu, bir taraftan da nasıl Ayşe ile evlenebilir onun planlarını yapıyordu.
Günler günleri, aylar ayları kovaladı.
Ayşe gün geçtikçe daha da güzelleşiyordu, suya bile gitse etrafı köylü delikanlılarıyla doluyordu. Bu durum Ayşe’nin abisini çok rahatsız etmiş olacak ki! Bir gün bir hışımla eve geldi Ayşe’yi gösterip -Gel buraya iki gözümün çiçeği dedi. Ayşe utana sıkıla, eliyle eteğini avuçluya avuçluya abisinin karşısına çıktı, abisi-Senin artık evlenme zamanın geldi yoksa başımı belada koyacaksın, kardeş katili olmak istemiyorum dedi.
Ayşe için hayat o anda bitmişti. Abisi heybetli takılır, dediği dedik, sırtında ceketsiz ve tesbihsiz gezmeyen bir adamdı. Çalışmaz, akşama kadar kahvede vakit öldürür, eve geldimide terör estirirdi. Ayşe’nin eti budu neydi ki, ona karşı gelsin ve sözlerine devam etti abisi -Seni kan kardeşim Keremle evlendireceğim. Harbi, has, mert çocuktur, sağlamdır ha deyince. Ayşe koşarak ağlaya ağlaya odasına kapandı. Evlenecek ti başka çaresi yoktu abisi Yusuf’u sevdiğini öğrense Yusuf’u da kendisini de öldürürdü. İsteme, nişan derken Ayşe Kerem ile evleniyordu istemeye istemeye annesi -Kızım eksiklerini tamamla haftaya haklılarını almaya gelecekler Keremin ailesi dedi.
Ayşe adeta yıkılmıştı hayır, bunu Yusuf’a yapamazdı.
Hemen annesinin tansiyon haplarını içti ve bir saat içinde de odasına düşüp bayıldı. Uyandığında bir hasta odasında başucunda ’da abisi vardı, burnundan soluyordu -Neden Ayşe neden diye duvarı yumrukluyordu, adeta kendinden geçmiş, ellerinden sızan kanları bile görmüyordu.
Ayşe çok korkmuştu kem küm etse de konuşamıyordu. Abisi bir hışımla Ayşe’nin boğazına sarılıp -Yoksa başkasını mı seviyorsun? Dediğinde, dili istemsizce çözülüyordu, kelimeleri yutsa da abisi Yusuf olduğunu anlamıştı. Taburcu işlemi bittikten sonra abisi, koşa koşa merdivenleri adeta zıplaya zıplaya çıktı, asma tavan katına orada rahmetli babasından kalma bir tüfek vardı tüfeği aldı, yanına da biraz mermi alıp tam evden çıkacaktı ki! Ayşe önüne karşı durdu -Tamam abi Keremle evleneceğim. Abisi bu lafın üzerine rahat bir nefes almıştı.
Nihayet düğün günü gelmiş Ayşe o beyaz gelinliğin içinde adeta bir kuğu gibi salınıyordu ama gözleri ağlamaktan mosmor ve kanlıydı. Adetlerinde gelin düğün yerine gitmez evde kocasını beklerdi. Erkekler eğlendiler, içtiler ve sıra halvet olmaya gelmişti. Keremi yumruklaya yumruklaya adettendir diye odanın kapısından attıklarında, gördüğü manzara karşısında adeta yıkılıp kalıyordu. Kırmızı ipek yatak örtüsü üzerinde beyaz gelinlik kan gölüne dönmüş ve yerde bir jilet duruyordu. Hemen yatakta cansız yatan Ayşe’nin boynuna elini koydu Kerem ve atmıyordu, iki elini başına kenetleyip ağlamaya başladı Ayşe intihar etmişti peki değmiş miydi?
Değmemişti.
O günden sonra köyde kim kimi istiyorsa, onla evlendirildi. Ayşe’nin abisi de kayboldu. Belki bir gün bir yerde karşılaşırsanız -Affet beni Kardeşim! Diye bağıran bir adama bilin ki o Ayşe’nin vicdansız, merhametsiz abisi tükürün yüzüne, gerçi böyle insanlar tükürüğünüzü bile hakketmez boş verin tükürüğünüze yazık.
YORUMLAR
evet çok yazık
eskiden zorla evlendirilen o kadar çok kız çocuğu vardı ki say say bitmez
erkek çocukları da vardı bunların arasında
ama her zaman kız çocuklarına çok daha fazla zulmedildi
günümüzde yok mu peki
var tabi ki
kız çocuklarının da bir kalbi olduğunu unutan bu zalimler onların insan olduğunu da unutuyorlar
bir gün gelecek kendi insanlıklarına tükürecekler
lakin o gün iş işten geçmiş olacak
bence de yazık tükürüğümüze
ceza olarak tükürük yetmez çünkü
İçime işledi adeta, tüylerim diken diken, etim kemiğimden sıyrıldı resmen. Anlamıyorum ben bu insanları, sana ne kardeşim, seven sevdiği ile evlensin, abisi yada babası olma hakkına sahip olman, kız yada erkek fark etmeksizin, evlendikten sonra huzursuz ve mutsuz bir yuvaya sahip olmalarını istemekteki ısrar neden? Seven sevdiği ile evlensin ki, yetişecek çocuklar sevgi içerisinde büyüsünler, diğer türlüsü zorbalıktır. Baskı ile evlilik olmaz, o kadar istiyorsan o insanı sen evlen diyemediğimiz için bu gün yine aynı şeyleri duyuyor görüyor ve yaşıyoruz. Yazık ki, teknoloji ilerledikçe insanlık geriledi, vicdan bitti. Gerçekten çok anlamlı bir yazı, yüreğine sağlık, günün yazısı.