Ordamyüsün günlüğü, 5.Pazar
1- 35 yıl önceydi, Beyoğlundan Kabataş iskelesine serseri sular gibi iniyorken, Tophane yamacında bir parkta duruverdim. Yerde (posmudur palamıdır) bıyıklı biri yatıyordu. Elinde siyah uzun bir şişe, ceketi omuzlarında, sağ yanına yığılıvermiş ve ökçelerine basılmış sivri uçlu iskarpinlerin birisi ayağından çıkmış vaziyette., İlgimi çekti, biraz yaklaştım yalnız bu arada bir başka dikkatimi çeken şeyde hiç kimsenin ilgilenmeden gelip geçmesi idi. Yakınlaşınca sağ yanından ceketinin astarına akmış kanın pıhtılaştığını gördüm. Tüylerim ürperdi. Mırıldanıyordu, pek net anlaşılmasada kancıklar, korkaklar ve saire gibi sözleri küfürle karışık söyleniyordu.
Kesif bir şarap kokusu yüzümü yalarken gözlerine bakınca çektiği acının ağırlığını hissettim ve o an düşündüm; Ne yapabilirdim ki, ben? .. 16-17 yaşında bir genç, sırtlasam bir hastaneye doğru, ya sırtımda ölü verirse ki, bu sefer senmi öldürdün deyiverirler, ayıkla pirincin taşını, kaş yapim derken göz çıkarırız., Böyle bir ton sorular ve aptalca cevaplar bir anda kendi kendime gırla giderken patır kütür ayak seslerine irkildim 2 tane polis, biri eğildi boynuna elini tuttu ve ölmüş! Dedi. Orda birikenlerin birinden aldığı gazeteyi açıp üzerine dağıtarak örttü, kenarlarınada taş koydu. Bu sefer kalabalık artmıştı, daha demin gelen geçiyordu, dağılın, yaklaşmayın savcı gelecek diye uzaklaştırıyordu polisler.
2- 85 yılın yaz ayları, Özal ekonomisinin cıvıl cıvıl olduğu zamanlar. Kartal tren istasyonundan minübüs durağına doğru yürüyerek ilerliyorum. Yalnız bu narin havayı bozan basit ama acı bir durum var; Önümde yürüyen düzgün giyimli bir hanımefendi elinden tuttuğu çocukla (4-6 yaşlarında) resmen sözlü münakaşa ediyor! Anladığım kadarı ile mesele çokta imkansız değil. Yavrucak büfeden bir içecek almak istiyor,ama nasıl ısrarla, yalvarıyor adeta ki, tabi bayanın duyarsızlığını kırmak içinde ağlayarak dikkat çekmeyi deniyor. Derken aslında ben gideceğim yönü bıraktım, müdahele etsem azar işiteceğim, bunuda biliyorum ama içim acıyor. Ne yapsam acaba? !
Ne oldu biliyormusunuz?
Kadın öfke ile çocuğu silkeledi, biraz sürükledi ve yere sertçe itti. Sonra yürüdü, arkasına bile bakmıyordu. Biz, birkaç kişi çocuğun başına biriktik, onu yerden kaldırdık, gönlünü almaya çalışıyorduk, Hiç unutmam; Koltuğunun altında kitplarla bir delikanlı koştu kadının arkasına. Belediye dükkanlarının önünden Kliseye doğru çıkan merdivenlerin başında yetişti, aykırı bir ses tonu ile.,
-Bayan, bu çocuk sizinmi?
- Evet, sizi neden alakadar ediyor? Konuşma bu kadardı. Adam kitapları bıraktı sağ eli ile kadının gırtlağına yapıştı. Flimlerde olur; Ayakları yerden kesilmiş, gözleri dışarı fırlamış, beti benzi, nevri alacalanmış sadece uçamayan kuşlar gibi kollarını çırpıyordu. Aldılar elinden ama Allah için kadın bir daha bir şey desin ya; Nefesini toplayıp, üzerini düzelterek çocuğun yanına döndü. Yavrunun elinde 5-6 tane meyve suyu ve çikolata vardı. O onların hepsini yere bıraktı, annesine sarıldı sonra elinden tutarak gittiler.
3- Evvelki gün kaldırımları takip ederek yürüyorum. Bir sokak başına geldiğimde uygunsuz park edilen arabaların arasından ilerlemeye çalışıyorum ancak bir yanda, (son zamanlarda moda!) kağıt karton toplayıcısı, çöp tankına eğilip kalkıyor derken arkası dönük vaziyette bana hafifçe çarptı! Döndü bir ara göz göze geldik, sandımki özür dileyecek ama hayır!
“Ulen, yaşını başını almış adamsın, nerdeyse üstüme çıkacaksın, utanmıyormusun? ” deyiverdi bana.,
Dahasını anlatmayacağım, zira yorum yapmış olurum ki, neticede ben çok utandım! ..
18.02.2007
Mehmet Sani Özel
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
--------------------------------------------------------------------------------
Bu şiirin hikayesi:
Not: Bu anlatılan hikayeler bire bir gerçeklerin suyundan şerbetlenmiş olup aralarındaki alakayı merak edenler buluversinler bi zahmet, rica ediyorum ki; Ben biraz yalın, yorumsuz olmaya çalışacağım.
YORUMLAR
ustat saygı ve sevgılerımle,sosyal patlamanın eşiğini bence haylı gecmıs olan ve geleneklerıne kulturune görgüsüne aykırı davranmayı moda -luks bılmem ne bela sayan toplumumuzun bırkac enstantanesını resmetmıssınız.Bu misallerı artırmak pek mumkun.Keske bu tabloyu hıc görmesek diyecek oluyorum,kelimeler bogazıma tıkanıyor.
Şimdı yasadıgımız zamanda fertlerımız asgarı yerıne azamı mustereklerın peşınde koşmaya ne zaman başlarsa bu tablolar mazıye gömulur bence.Zoor.Ama ımkansız degıl.Egıtımın eksık yanı saygı sevgı derslerının olmayısımıdır acaba,Yazacak cok sey var ustat,sevgı ve saygılarımla...