- 504 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ŞEFKAT EKSİKLİĞİ ÜZERİNE...
ŞEFKAT EKSİKLİĞİ ÜZERİNE...Uzun olacak ama yazmadan edemedim. Çünkü herkesin içinde yara bu. Biraz önce daha 18 yaşında bir delikanlının şefkat eksikliğinden, yeterince sevilmediğini hissettiğinden hayatın maddi manevi zorluklarına direnemeyip intihar ettiği haberini okudum ve çok üzüldüm. Bu haberler beni çok etkiliyor. Bir genci bu denli dönüşü olmayan, kendi içinde çaresiz duruma düşüren şeyleri düşünüp üzülüyorum. Değer mi? Hiç bir şey bu dünyayı ve öteki dünyayı da mahfetmeye değmez ama bilinci alt üst eden, hissettirmeden depresyona itenler bunun en büyük suçlusu. Insan gençken hayalleri gibi düş kırıklıkları da büyük oluyor ve sabri az olduğundan daha çok acıtıyor. Hepimiz genç olduk. Aynı yollardan da geçtik. Maksadım yeni nesili kınamak hiç değil. Bizler küçük şeylerle mutlu olunabilen bir çağda büyüdük. Sokakta güven içinde oynayabilmenin, iyi arkadaşlar edinmenin tadına vardık. Arkadaşımızla bir örnek elbise giymek dahi sevinç verirdi. Okulda tenefüslerde aynı simiti paylaşmak dahi mutluluk verirdi. Komşular birbirini sever, sayardı ve mahalleye yabancı bir kimse bile gelse bilinirdi. Kendimizi yalnız hissetmezdik hiç. Bilgisayarın olmadığı, tek kanallı günlerde aile bir odada toplanıp, aynı şeylere güler, ağlardık ve ailemizde de toplumda da dayanışma vardı. Sonra ne mi oldu? Çocuklar zaman içinde eğitim sistemi ile yarış atina çevrildi. Çocukluklarını yaşayamadılar. Kendisinden çok şey beklendiğini bilen çocuklar da özgüven eksikliği baş gösterdi. Çok başarılı olduklarını ve kendilerini özgüvenli hissettikleri sanal oyunlara dalan çocuklar odalarında yalnız vakit geçirmeyi sever oldular. Oyunlar tek arkadaşları oldu. Yalancı bir hayal dünyasında oynadıkları bilgisayar oyunlarında kolayca kah öldüler, kah zombileri öldürdüler. Bu bilinç altlarına kazitildi sinsice. Ve yine aile birliği malum diziler, filmlerle en önce sinsice yıkılmaya başlandı. Bu hepimizin sevdiği dizilerde kasıtlı olarak bolca intihar sahnelerine yer verildi kaçış noktası olarak ve kahramanca cesurca bir şeymiş gibi hem de! Bir gencin bilinç altı böylece zehirlendi. Dünyası ve ahireti yok edildi! Aileler hiç bir şey paylaşamaz, aynı sofrayı bile paylaşamaz durumda bu günlerde... Sadece çocukları değil, evdeki herkesi bu teknoloji esir aldı. Gerçek arkadaşlıklar önemini yavaş yavaş yitirmeye başlar oldu. (Ebeveynler için de geçerli) . Ve toplum bu duruma alışır oldu. Çocuklar pahalı düğünlere, davetlere davet edilmediler. Gerekli saygıyı görmediler ve komşuluğu, akrabalığı, dostluğu bilemeden büyüdüler. Hangi yaşta olursak olalım hepimizin birbirimize ihtiyacımız var. Ama en çok da çocuklarımızın bize ihtiyacı var. Düşünür’un dediği gibi "Şefkat iyileştiricidir. Çünkü, insanın içindeki tüm hastalıklar, sevginin eksikliğinden kaynaklanır." En çok da çocuklara Yaradan’ımızı korku ile değil, sevgi ile anlatmalıyız. Çünkü Yaradan’ımızın sevgisi her türlü sevgiden de daha çok iyilestiricidir. Ben de hele bu pandemi döneminde daha da çok bu sosyal medyanın esir aldığı bir insan oldum. Her ne kadar sadece iyilik üzerine paylaşım yapıp faydalı olmak amacım olsa da durum bu... Hayırlısı..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.