- 408 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
yanılgının can yangını
İki seçeneği vardı. Ya kalıp olan bitene katlanacaktı ya da her şeyi ardında bırakıp gidecekti. Bu ince hesap içinde yattığı yerden doğrulup cama doğru adım atmaya başladı. Aydınlık sabahı boğan sis yığınları içinde kaybolma telaşı bakışlarına ne kadar nakşetmiş olsa da gitmenin sonsuz kaçış halini alacak olması başına gelen bu saçma durumu iyi hale getirmeyecekti. Ortaokul ’dan beri en yakın dostlarından biri olan Leyla ve eşi Ali Rıza’nın üç gün önce kendine ait silahla vurulması onu İstanbul’da kaybolmaya sürüklemişti. Üstelik silahı bir ay önce kaybolmuş lakin kaybettiğini hiçbir kimse bilmiyordu. Silahın onun üstüne olması ve ortalıktan kaybolmuş olması bütün işaretleri ona yöneltiyordu. Şile’nin sahil köyünde ufak bir kulübede daha ne kadar saklanabilecekti. Şile’den bir tekne ile kaçma olasılığı cazip fikir gibi görünse de eşi Zeynep’in hamile oluşu onu bu kulübede tutmaya yetiyordu. Kemal’in büsbütün bu çaresiz fikirleri içinde kapı birden açıldı neyse ki gelen çocukluk arkadaşı dert ortağı oğuzdu hayatları boyunca hiç ayrılmadan beraber hareket etmişlerdi. Oğuz elindeki poşeti masanın üzerine bırakıp dostu kemalden oturmasını istedi dağınık kulübeden önce kemalin aklını toparlaması gerekli idi lakin oğuzda bunun aksine kemali daha da üzecek haber vardı kemal poşetten bir su alıp yudumladı. Oğuz nasıl anlatabilirdi olup biteni, kemalin gözleri o sırada yerdeki gazeteye ilişti iki gün önce baş sayfaya atılan o manşet kemali yeniden üzmeye yetmişti ‘’ İstanbul barosu iki kıymetli hukukçusunu kaybetti’’ diye yazıyordu. Hayatın tam ortasında 35 yaşında baba olmaya hazırlandığı zamanda böylesine garip bir vaka, tam o anda oğuz baba olacağını öğrendiği o ilk günü hatırlıyor musun diye sordu kemale maksadı dostunun az da olsa tebessüm etmesi idi. İstediği gibi de oldu kemal tebessüm ederek hatırlamaz olur muyum o günü babamızı ve annemizi hiç tanımadığımız bu hayatta en mutlu olduğum günümdü dostum diyerek cevap verdi iki öksüz ve yetimin hüznü ve mutluluğu aynı anda kucakladığı gündü bugün, oğuz sessizliğe müsaade etmeden konuşmaya devam etti. Ölümlerinin ardından leyla ve ali rızanın evinin incelendiğini ve leylanın lise yıllarına ait günlüğünden kemale dair aşk notlarının çıktığını söyledi. Kemal cama dönüp bir parça aydınlık arasa da artık içinde tahmin edilemez karanlık vardı. Tamda o anda oğuzun telefonu çalmaya başladı arayan Zeynep idi. Kemal telefonu oğuzdan isteyip hızla telefonu açtı. Alo dediği anda telefonun diğer ucundaki ses kemali tanımadan oğuz bey ben Zeynep’in komşusu meral hanım leyla kendini öldürmeye çalıştı şuan hastaneye gidiyoruz kemale ulaşırsanız yahut sizinle iletişime geçerse söyleyin lütfen deyip telefonu kapadı kemalin kolları tutmaz oldu telefon yere düştüğü an oğuz ne oldu diye ısrarla sormaya başladı ise de kemal gözyaşlarına teslim olmuştu bile, hastaneye varmadan iki sokak önce kemal oğuza dur deyip arabadan indi ve oğuzdan gitmesini istedi polislerin onu hastanede beklediğini bilen kemal oğuzunda başının yanmasını istemiyordu zorda olsa oğuzu ikna eden kemal hastaneye yürümeye başladı o sıradan olup bitenleri düşündü üç gün önce evinde öldürülen dostu leyla ve eşi ali rızanın yanı başında bulunan kayıp silahımı dertti yoksa ölümle cebelleşen eşi Zeynep mi acilden giriş yapıp eşinin durumunu sorduğu sırada kemal polis engeline takıldı yalvar yakar eşini görmek istediğini söylese de araca bindirilmişti bile emniyete gittiği sırada bir kara haber daha sisli İstanbul öğlesinde polis telsizinden haber verildi Zeynep kurtulmuş lakin bebek ölmüştü. Kemal o an bayıldı bundan daha kötüsü olamazdı 3 gün içinde bunca felaket nasıl gerçekleşebilirdi sadece çok sevdiği eşi Zeynep hayattaydı ve geri kalanda koca bir enkaz vardı kemal gözlerini açtığında istanbul’da vakit geceydi. Garip olan ise kemal emniyet müdürünün odasında yanında ise dostu oğuz vardı ve oğuzu ilk defa bu kadar içli bir halde ağlarken görmüştü. Kemal durumu sorduğunda emniyet müdürü anlatmaya başladı. Kemal bey eşiniz intihar etmeye kalktığında bir not bırakmış notta yazan cümle ise ‘’doğruları yıkan yanlış bendim.’’ Zeynep hanım kendine geldiğinde ona bu notu sorduk ve o’da anlatmaya başladı arkadaşınız leyla ve eşi ali rıza beyi öldüren eşiniz Zeynep hanımmış bütün her şeyi nasıl planladığını ve hangi sebeple yaptığını anlattı sizi ve leyla hanımı yakın dostluğunuz sebebi ile sevgili sandığını söyledi o akşam evde leyla hanımın yanında sizin olduğunuzu düşünerek görmeden ateş açmış ve ali rıza bey ile leyla hanım aslı astarı olmayan bir şüphe yüzünden öldürmüş dedi kemal yıkılmıştı. emniyet müdürü anlatmaya devam etti eşinizin kendisini öldürmeye çalışma sebebi sizden olduğu düşündüğünüz çocuğunuzun biyolojik babası ali rıza bey imiş dedi. Kemal için ölüm tat buldu o an lakin bu dünyaya ait çilesi henüz bitmemişti
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.