YAŞAMAK ZOR BE ARKADAŞIM!
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Zor.
Yaşamak çok zor be arkadaşım.
Ne yana dönsen karamsarlık diz boyu.
Kime baksan yüzünde dünyanın ağırlığı ve yorgunluğu, dalga dalga dalgalanıyor.
Kimle bir iki kelime konuşsan ağlayacak durumda buluyorsun onu.
Bugünleri de mi, bu başıma gelmez dediğimiz şeyleri de mi görecektin?
Oysa eskiden ne güzeldi hayat. Daha dertsiz, daha yalansız, daha acısız günler vardı.
Daha şen yüzlü çocuklar, daha güler yüzlü anneler ve daha adam gibi adam babalar vardı.
Her şeyden öte, Allah’ına kadar insanlık vardı.
Bu güzel ve anlam dolu değerler gün geçtikçe değersizleşti be arkadaşım.
Akan su yolunu bulamadı, barajlar inşa edildi diye.
Seven sevdiğine kavuşmadı, tüm duygular birkaç günde tükendi diye.
İşini bilen, başka işe göz dikti diye.
Karşı kıyıya geçen geldiği yeri çabucak unuttu, yeni kıyı aldatıcı olduğu için.
Eskiden daha güzeldi her eylem ve söylem. Mesafeleri sıfırlamak daimdi.
Yan yana ve yüz yüze muhabbet sınırsızdı. Aşk yürektendi.
Meseleleri halletmek imkân dahilindeydi. Sorunlara çözüm bulmak, zor bilmece değildi.
Kavga gürültü pek az’dı. Kalp kırmak, söz konusu değildi.
Birlikte yaşamak ve birlikte engelleri aşmak ortak amaçtı.
Endişelenmek, güvensizlik ve hile gibi kötü durumlar yoktu.
Umutsuzluk arada olsa da birkaç vakte giderdi.
Başa bela gelse de, diğer gün etkisi geçerdi. Virüs filan belası yoktu.
Hastalık kokan davranışlar da olmazdı be arkadaşım.
Komşu, kardeş gibi yakındı. Köy yaşamı, en güzel cennetti.
Bulutlar sahici, mevsimler dört dörtlüktü.
Yalancı baharlar, kuyu kazmalar, yalan dolan ayaklar, gereksiz harcamalar,
para hükümranlığı, sahte gülüşler, içi boş dostluklar yoktu.
Arkadaşlık, tam arka çıkmaktı.
Sevmek ise baştan sona emekti, ekmek gibi.
✓Meselci
YORUMLAR
tüm olumsuzluklar vardı belki de biz görmüyor duymuyorduk, duyar olduk görür olduk zihin değişti. bir ormanda herkes herkesi avlarken mıntıkamıza gelen bir acı haber veya keşkemeş olmadan haberimiz olmuyordu ya şimdi bulutlara çıktık ormanı izliyoruz. görüyoruz ki, ağaçlar bile ağaca düşman
tırtıl yaprağa diş geçirmiş
tilki tavşanı izliyor
ayı suyun başında balıkları bekler
kartal leş peşinde bizden de yukarıda herkesi izler
bir yılan kuş yumurtasını indirir boğazdan
bir kuş arıları havada kapar
...
ve en kötüsü aç kalan hayvan kendi evladını yemeye başlar..
insanlık içinde de gördüğümüz bu değil mi?
bize anlatılırdı arı bal yapmak için çiçek çiçek dolaşır diye, oysa arı çiçekleri öldürmek iiçin sefere çıkmıştı gerçekte.
bize anlatırılırdı en bilgin olan baykuş yol gösterirdi ahaliye, oysa gece bir fareyi pençesine takardı
bize anlatılırdı...
**
ormanın ve ağaçların üstünden bakıyoruz ya, bugün kü bir haberde afrikada bostvana denilen bir yerde 300 e yakın fil de bir virüs nedeniyle ölmüş..
insanlık alemi mi? veya güncel zihinler mi ustam... şirazeden çıktı. eskiden görmüyorduk belki, küçüktük. büyüdük, yaşamak hiç olmadığı kadar zorlaştı..
hani der ya üstadların bazıları
uzatma dünya sürgünümü benim , aynen öyle..
keşke umuttan mutluluktan veya komediden yazabilsek..keşke..
saygılarımla.