- 654 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RUHİ SU.
RUHİ SU.
Mehmet Ruhi Su, 1912 yılında Van’da doğdu[1][2][3]. Anne ve babasının kim olduğunu Ruhi Su’nun kendisinin de bilmediği gibi, haklarında da hiçbir bilgi yoktur.[4] Oğlu Ilgın Ruhi Su, "Babamın 1912’de Van’da doğması, öksüzler yurdundan gelmesi, bugüne kadar hiçbir akrabasının çıkmaması düşünüldüğünde Ermeni olma ihtimali hayli yüksek" demiştir.[5] Çocukluğunun büyük bir bölümünü, evlatlık olarak yanlarına verildiği yoksul bir aile ve daha sonra da Adana Öksüzler Yurdu’nda (Darül Eytam) geçirdi. Bir ara İstanbul’da askeri okullarda okudu, ancak müzik sevgisi onu yeni arayışlara itti. Adana Öğretmen Okulu’nda okurken, Ankara’ya Müzik Öğretmen Okulu’na (Musiki Muallim Mektebi) girmeyi başardı. 1942’de Ankara Devlet Konservatuvarını`nın Şan bölümünü bitirdi. Aynı yıllarda sırasıyla Ankara Cebeci İkinci Ortaokulu`nda sonra Hasanoğlan Köy Enstitüsü`nde müzik öğretmenliği yaptı. Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na seçildi, konservatuvarın opera bölümünde de okudu ve daha sonra da Devlet Operası’nda çalıştı. Devlet Operası sanatçısı olarak, Bastien Bastienne, Satılmış Nişanlı, Madame Butterfly, Fidelio, Tosca, Yarasa, Aşk iksiri, Rigoletto, Figaro’nun Düğünü, Maskeli Balo ve Konsolos gibi operalarda rol aldı. Türk Opera Sanatı’nın temelinde Ruhi Su’nun da katkısı büyüktür.
Ankara Radyosu’nda onbeş günde bir yayınlanan türkü programları (Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor) düzenledi; Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi`nde büyük bir koro oluşturdu. Aldığı klasik batı müziği eğitimi, ömrü boyunca kendini adadığı türkülerin yorum ve icrasına yaklaşımının kurumsal temelini oluşturdu.
Ruhi Su, sosyalist dünya görüşü nedeniyle 1952-1957 yılları arasında 1951 TKP tevkifatı dolayısı ile hapis yattı.[6] [7] 1960’ta İstanbul’da Taksim Belediye Gazinosu’nda sahneye çıkan Ruhi Su, bir yandan da halk türkülerini kaydedip, arşivleme görevini üstlendi. Bu arada radyoda da ’Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor’ anonsuyla sunulan bir radyo programı yaptı. Bu programlardan birinde söylediği "Serdari Halimiz Böyle N’olacak? Kısa çöp uzundan hakkın alacak" türküsü nedeniyle halkı sınıflara ayırmak yoluyla Komünizm propagandası yapmaktan radyodaki işine son verildi.
Söylediği türkülerdeki siyasi vurgular yüzünden aleyhinde kampanyalar başlatılan ve işini kaybeden sanatçı, türküleri derleyip, yeniden yorumlama işine kendi başına devam etti. 1975’te Dostlar Korosu’nu kurdu. 1978’den sonra ürettiği kasetlerle halk müziğinin, yaygınlaşmasına büyük katkıda bulundu. Aydınlara türkü dinlemeyi öğreten kişi olarak da bilinir.
Ruhi Su ilk kez 1977 yılında Ahmet İsvan ve Necdet Uğur’un yoğun uğraşıları sonucu pasaport alabildi. Almanya, Hollanda, Belçika, İngiltere, Fransa ve Avustralya’da konserler verdi. Pasaportunun süresi doldu. Yeni pasaport başvurusu, yakalandığı prostat kanserinin tedavisi için yapıldı ancak hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedildi. Su için altı Alman sanatçının Kültür Bakanlığı’na baş vurduğu öğrenildi. Heinrich Böll, Wolf Bierman, Ingeborg Drewitz, Günter Grass, Siegfried Lenz, Günter Wallraff imzalı mektupta, Kültür Bakanlığı’ndan Ruhi Su’nun yurt dışında tedavi edilebilmesi için pasaport verilmesine aracı olması isteniyordu. Aynı sanatçılar Ruhi Su’ya da bir mektup göndermişlerdi.[8][9] Bunlar sonucunda nihayet kapılar aralandı ve "tedavi amaçlı ve yalnız bir defaya mahsus olmak üzere" yurt dışına çıkışına izin verildi. Ama artık çok geçti. 20 Eylül 1985 Cuma günü Cerrahpaşa Onkoloji Kliniğinde öldü. Doktoru Prof. Bülent Berkarda idi. 22 Eylül 1985 Pazar günü Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ruhi Su’nun cenaze törenine binlerce kişi katıldı ve cenaze 12 Eylül Dönemi’nin ilk büyük kitle gösterisi haline dönüştü. Cenazede gözaltına alınan 163 kişi İstanbul siyasi şubede 15 gün süreyle gözaltında tutuldu.[4]
Kendisi Alevi Deyişlerini okumuş, Pir Sultan’ın, Hatayi’nin ve diğer ozanların deyişlerini yorumlamıştır. Nazım Hikmet’in şiirlerini ilk besteleyenlerdendir. 1957’de Sansaryan handa hapisteyken daha sonra hayatını birleştirecek olduğu Sıdıka Umut için söylediği Mahsusmahal adlı türküsüyle ünlendi.
Ruhi Su’nun sesini korumadaki hassasiyeti hakkında pek çok anlatı vardır. Bunlara göre Ruhi Su, sesine zarar vermemek için kuruyemiş ve çamaşır suyundan uzak dururmuş. Sorulduğunda, sesini korumadaki bu hassasiyetinin sanata ve dinleyenlere saygısından kaynaklandığını ifade edermiş.
Ruhi Su, ölümüne kadar 16 tane 45’lik plak, 11 uzunçalar çıkardı. Ölümünden sonra kurulan Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı aracılığıyla eşi Sıdıka Su (ö. 18 Ekim 2006) ve oğlu Ilgın Su özel arşivlerdeki ses kayıtlarından yararlanarak plak, kaset ve CD üretimini sürdürdüler. Vakfın merkezi Beyoğlu, İstanbul’dadır.
Sanatçı hakkında Ajans21 tarafından, Ezgili Yurek: Ruhi Su 1995 (24 dk) adında bir belgesel hazırlanmıştır. Bu belgesel Ruhi SU hakkında hazırlanan ilk belgeseldir. Bunun dışında Avusturya Belgeseli ve Ruhi Su Belgeseli (Hilmi Etikan) adlarında iki belgesel film de Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı aracılığıyla gösterilmektedir.
Yön Radyo tarafından TGC 2015 Yılı Sedat Simavi En İyi Radyo Programı Ödülünü alan ’Yüreğinde Anadolu’nun Ezgisi, Sesinde Dağların Yankısı-Ruhi Su’ belgeseli hazırlanmıştır.[10]
2019 yılında Yurdaer KİŞİN’in hazırladığı ’Halk Türkülerinde Protest Olgu ve Ruhi Su’ adlı tez, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik Anabilim Dalı tarafından yayımlanmıştır.[11]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.