- 443 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
KUR’AN KURSUNA İHTİYAÇ
(Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Aytekin Kırdıoğlu)
Bir insanın inancını öğrenmeye, hem de güvenilir bir kaynaktan öğrenmeye elbette ihtiyacı vardır. Özellikle çok küçük yaşta, olur olmadık yerlere giderek, olur olmadık insanlardan öğreneceğine devletin kontrolünde ve devletin görevlileri tarafından öğretilirse çok daha iyi olur.
Burada başka toplumlarda var mı bilmiyorum ama bizde Kuran kurslarına değinmek istiyorum. Yeterince bilgim yok ama bildiğim kadar bu kurslar devletin kontrolünde, özellikle Diyanet açıyor. Diyanetin dışında birileri açıyorsa da devletin denetiminde açılıyor. Bu yazdıklarımı içim rahat yazmadığımı belirtmek isterim. Dini öğreten devlet görevlileri de olsa bu iş bir eğitim işidir ve her Kur’an bilen bunun eğitimini veremez, vermemelidir. Camideki din görevlilerinden çok iyi öğreticiler olduğu gibi el yordamıyla yapanların varlığını da biliyoruz.
Gelelim kursta öğretilenlere: adı üstünde Kur’an kursu. Yani kur’an okuma kursu. Biliyorsunuz, Harf inkılabı yapıldığı için artık Arap harfleri ile eğitim yapmıyoruz. Yapsaydık da yine Kur’an kursu açmak gerekirdi, çünkü Osmanlıca yazım ile Kur’an okunamıyor. Belki kolaylaştırıcı bir özelliği olsa da ayrı bir eğitim gerekiyor.
Çocuklara sadece Kur’an okumak mı öğretiyor diye araştırdım, dini bilgi de öğretiliyormuş. Namaz kılmak, oruç tutmak, otuz iki farz gibi bilgiler de veriliyor. Şimdi bu kadar saptamadan sonra şu sorular akla geliyor.
1. Kur’anı iyi bilse de, eğitimcilik alanında her hangi bir eğitim almamış din görevlileri bu işi hakkıyla yapabiliyor mu?
2. Bu kursu bitirip Kur’an okumayı öğrenen çocuklardan ne kadarı sonraki hayatlarında Kur’an okuyorlar?
3. Bu kursa gitmek çocuğun inanç dünyasında sağlam bir Müslüman olmasına yetiyor mu? Hafız olmuş kimseler için “dini bütün” denilebilir mi?
4. Kursun amacı sadece yüzeysel bir okuma mı, yoksa içerik hakkında adımlar atılıyor mu?
5. Okullarda da isteyene öğretildiğine göre, tekrar kurs açmak ne kadar doğru, bunlardan biri seçilemez mi?
6. Allah kelamını Araplar gibi telaffuz ederek okumak yerine, içerik öğrenmek ve bu içeriğe uygun yaşamak esas olmalıdır görüşü daha doğru değil mi?
Aklıma gelen sorulardan da anlamışsınızdır. Amacım kurslara karşı çıkmak değil. Daha doğru, daha verimli olmalarını sağlamaktır. Popüler bir yaklaşım yerine yapılan işlerin sonucunu araştırmak ve eğer bir hata yapılıyorsa da bunu düzeltmekten söz ediyorum.
Eğitimimizde bu yanlışa örnek İngilizci eğitimi verilebilir. Kendimden örnek vereyim. On yıl İngilizce eğitimi almama rağmen bu dili konuşamıyorsam demek ki burada bir hata var. Aynı hataların Kur’an öğretiminde de yapıldığı kanaatindeyim.
YORUMLAR
Bir kişi bilmediği bir dilden Kuran VEYA başka bir dilden bir eseri okuyup, öğrenmesi için önce kendi dilini iyi öğrenmelidir
bu ise okumakla mümkündür.
eğer sizler ve sizin gibiler, kendi öz dili ve edebiyatını öğrenip okumadan başka dille yazılan bir kelamı ÖĞRENMELİYİZ diye cebren dayatırsanız eğer
O dayattığınız kişilikler birilerine kul ve köle olurlar
bu ise dinimize ve kurana aykırıdır.
İLİM İLİM BİLMEKTİR
İLİM KENDİN BİLMEKTİR
SEN KENDİN BİLMİYORSAN
BU NİCE OKUMAKTIR DER
YUNUSUMUZ EMREMİZ
NİCE SAYGILARIMLA
Hocam, Kuranın kökeni sorunlu bende. Arap istilasına din kılıfının uydurulmuş şeklidir diye düşünüyorum. Öncelikle Kuranın yazımındaki bizlere aktarılan bilgilerin doğru olup olmadığına eğilmemiz gerekmez mi.
İki cihana sultanı diye gönderilen ve o şekilde adı geçen Muhammed; ölmeden önce kendinden sonra peygamber gelmeyeceğini bildiği halde, NEDEN KURANI KİTAPLAŞTIRMADI? Ben bu sorunun cevabını bulamadım.
Emevi döneminde yazılan 200 yıllık saray tarihine inanmamız mecburi mi?Sonuçta halifeler tarihini günümüze uyarlarsak da kıyas mıyas deniyor ya, bol siyaset ve koltuk koruma değil mi?
İslamda insanların dine alıştırılması için rüşvet vermek bile caiz sözü doğru mu?
Bir harfi bile değiştirilmediği söylenen Kuran'a sonradan harekeler eklenmesi kendi içinde çelişmiyor mu?
Yasaklanan ve unutturalan tövbe süresinin ayetleri gibi ayetlere açıklama getirmiyorlar.
Hepsini bir kenara bırakalım..
Neden Kuranın ayetlerini arapça okuyor insanımız ibadetlerinde ve neden anlamadığı dilde ezbere okunuyor. Bu şekilde içe dönük veya zihne dönük ne faydası var. İçe ve zihne dönünce de arap zenginlerine, arap hukuğuna hizmet eden bir din öğretimi çıkmıyor mu?
Kuran komple Türkçeleştirildiğinde Kuran kurslarına gerek kalacak mıdır? Kalmayacaksa; Kuran öğretiminin de diğer derslerden farkı kalmayacaktır. O yüzden din öğretimi öğretmeni diye aslında sadece bir ruhban sınıfı yetiştirmiş olmuyor muyuz? Ve bir çok çoçuğumuz da bu şekilde yetiştirmelerine izin veriliyor. Bunları da bolca dolduruyor ve bu yazınıza bile cevap veremeyecek insanlar karşımıza çıkıyor. Konu özünden saptırılıp vay din düşmanı seni, kafir urun kellesine dönüyor.
Hatimimi ettim, namaz sürelerinin üzerine 5-10 süre daha koymayı denedim çalıştım, mezarlıklar yasinler okudum, yasini kendim ezberlemeye çalıştım, 3-5 süreyi kendi el yazımla yazmaya çalıştım arapça olarak, ramazanlarda günde 20 saydafan ayda bir hatim bitirmeye çalıştım, vb bildiğimiz herkesin de geçtiği bir din kültürü ve islam yolundan geçtim..
Sonuçta bana anlatılan bir çok konuda kandırıldığımı anlamaya başladım yoksa kendimi mi bu şekilde kandırmaya çalışıyorum. Turan Dursun öldürülmedi gerçekleri yazmaya çalıştığı için o ajandı, haindi, kafir miydi? Yoksa gerçeğin ortaya çıkması için mi çalışmıştı.
Sonuçta her şeye bir kılıf bulup, her itiraz edeni öldürmek isteyen bir din var karşımızda ve bu da kutsanıyor.
Eğer bir gün yapay zeka robotumsu insan üretilirde o zekaya sadece Kuran yüklenirse ne yapacağını deneyerek izleyerek öğrenebiliriz gerçekten. Diğer türlü mü, bilinmeyen bir ölüm sonrası için korkutma ve çöllerde bulunmayan cennet tarifleri ile sanki bir hayal dünyasına gaye ediniyordum veya hala edinilmesi için uğraşılıyor..
İyi ve ahlaklı olmak için dine ihtiyaç var mı? Öyle demişler ya düşünürler; siz bana çocuğu verin, ondan alim de canavar da meydana çıkarırım diye..
Ki bir de Allah'a ganimet ayrılması var dinde? Herşeyin sahibi olduğunu düşündüğümüz ganimet bekliyor? burada bir bit yeniği yok mu?
Hocam bu din benim ömrümü yedi, hayatımı tüketti, lakin yapacak bir şeyim yok.
Çevremin yüzde 95'i Müslüman. Benim öğrendiğim dine göre de bu yüzde 95 in kaçı müslüman? Ben cehennemi bu dünyada yaşıyorum zaten yani.. Sadece bu dinlerin, kulaktan kulağa gelen duyumları nedeniyle.. Yapacak bir şey de yok ki; gelecek nesiller benim çektiğimi çekmemeli...
İllahi din mecbursa yaşamak veya insan olmak için; bari Türkçe olsun veya devletin kazasından din için ödenek ayrılmasın. Devletin görevi olamaz din öğretmek, ailenin görevidir, Çocuklarıyla baş edemeyen aileler gönderiyorlar çocuklarını camiye cem evine. öğretmen veya dede ilgilensin diye..
Ülkemizde din zulmeti ve tekeli katolik hristiyanları bile geçmeye doğru gidiyor.
Sonumuz ne olacak meçhul..
Cehennemi burada yaşamak isteyen dini terketsin burada cehennem ise öldükten sonra cennet olmalı..Dinden çıkınca daha iyi veya daha üst bir düşünceye mi kavuşacaklar yoksa kötü, zalim mi olacaklar bir de öyle denesinler yaşamayı.. Hangisi daha kapsayıcı, herhangi bir ceza ve ödül peşinde koşmadan İnsan olmak mı, yoksa ödül için türlü türlü kılığa girmek mi güzeldir sizce?
Saygılarımla,
aytekin hoca
Öncelikle hacı değilim, olmayı da çok isterim Allah nasip ederse...
O iki sözcük arasındaki farkı benim öğrencilerim bile bilir. Buradaki hatanın bir yazım yanlışı olduğunu da keşke farkedip biraz hoşgörülü olsaydınız. Ve hepsinden önemlisi yazıya değil de fikre yönelip fikri eleştirseydiniz.
Yine de teşekkürler. Bundan sonra yazım hatası olmaması için bir kaç defa daha incelerim.
Kolay gelsin.