- 1236 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
VELİ
Eskiler bilirler.
Çarşaf çarşaf bordrolar daktilolarla yazılır, fasit hesap makineleriyle hesaplar tutturulduktan sonra, maaş günü mutemetler gider bankadan maaşlarımızı alır, küsuratları da -mutemet parası– adı altında keserek bizlere dağıtırlardı.
Sıkıştın. Paraya ihtiyacın var. Ne yapacaksın?
Yapılacak iş şu; mutemetten maaşından kesilmek üzere para isteyeceksin. Peki, hemen mutemet verir mi parayı?
Hayır…
İstediğin parayla doğru orantılı yaptırımları vardı borç almanın. Ya bir yemek ısmarlaman gerekir, ya da bir içki…
Bazen insafsızına düşersin. Kayıtlarda olmayan rüşvet, ya da ne derseniz deyin faizin aldığınız borç paradan kesildiği de olurdu.
Öyleydi o günler…
Ya şimdi?
Teknoloji ilerledi ya, hepimizin bir hesap numarası, ceplerimizde kartlarımız, ellerimizde akıllı telefonlar, televizyonlarda dakikalarca süren banka reklamları var.
Sevemedim bu teknolojiyi. Belki de sevgisizliğim kullanmasını bilmediğimden kaynaklanıyor. Bilmiyorum.
Önceleri maaşımı aldığım bankaya sık sık gider hesap durumumu öğrenmek isterdim. Banka görevlisi sempatik bir genç:
“Abi ben sana CEP indireyim. Buraya gelmene gerek yok, oradan takip edebilirsin” dedi.
Nasıl kullanacağımı da anlattı. Ohh ben öyle rahatladım ki…
Ama dün gelen bir mesaj kafamı karıştırdı. Mesajda özetle:
“CEP’in yeni sürümünü ….. tarihine kadar telefonunuza indiriniz. Aksi halde sorun yaşayabilirsiniz" deniliyordu.
Haydaaa!!
Sürüm bilmem. İndirme bilmem.
Telaşla koştum banka şubesine. Şubenin önü kalabalık. Bir güvenlik görevlisi kapının önünde bekliyor. Genç birisi, bacakları açık ellerini arkadan kavuşturmuş. Ara da bir belindeki silahı okşuyor. Bekleyenleri sırayla alıyor içeri. Arada bir bağırıyor da:
“Sosyal mesafeye dikkat edin, maskelerinizi indirmeyin !!”
Ben de girdim sıraya. Bana üç günde sıra gelmez. Ben de bir telaş, bir heyecan. Ya sıra bana gelinceye kadar hesabıma el konulursa? Ya da televizyonlarda gördüğümüz gibi benim adıma dolandırıcılar kredi çekerseler?
Her şeyi göze aldım. Çıktım sıradan güvenlikçiyle görüşeceğim. Arkadan bağıranlar oldu:
“ Hop dayı, sen akıllısın da biz salak mıyız? Sıranı bekle sıranı…”
Haklılar. Cevap vermedim.
Güvenlik görevlisinin boynunda asılı kartta ismi yazıyor. VELİ ….
“ Amirim Veli’m. Maşallah aslanlar gibisin. Ben de Silahlı Kuvvetlerden emekliyim. Ama senin kadar görevime titiz davrandım diyemem. Seninle meslektaş sayılırız."
Veli beni ayağımdan başıma kadar süzdü.
”Sıradan da çıktın. Nedir senin derdin?
Başım eğik, boynum bükük telefonumdaki mesajı gösterdim.
“Amirim benim telefonuma bir mesaj geldi. Korktum. Eğer yeni sürümünü girmezsen bütün işlemlerin durdurulacak deniliyor. Üniversitede okuyan bir torunum var. Ben hesabımdan ona her ay düzenli olarak para gönderiyorum. Eğer o sürüm neyse indirilip, yüklenemezse torunum sürüm sürüm sürünür. Sen GÜVENLİK cisin. Ben sana güvenmeyeceğim de, kime güveneceğim? Şunu hallediver"
Veli gökyüzüne baktı. Omuzlarını salladı.
“Ver bakayım telefonunu”
Çekti aldı telefonumu elimden.
Bir kaşını kaldırdı. Ben boynumu büktüm, ellerimi göbeğimde bağladım bekliyorum. Telefonumda bir yerlere dokundu. Bir şeyler yaptı.
“Tamam, yeni sürümü girdim. Rahat ol. Aslında bu bizim görevimiz değil haaa”
Sorunum çözülmüştü. Mutluluğum ayyukta…
“Veli’im, amirim bekâr mısın?
“Evet”
“Allah sana karakaşlı kara gözlü bir kız nasip etsin.”
“Dayı ben sarışın severim ama.”
“Allah gönlüne göre versin o zaman.”
Sıradakilerin isyanı artmış bağırıyorlardı.
“Her yerde kayırmacılık var, bu bankalarda da mı başladı yaa? Sıra bize ne zaman gelecek?
Veli hemen koydu tavrını:
“Yaygara yapmayın. Olay benim kontrolümde. Sen; sıradaki gir içeriye.”
Ben olanları seyrediyorum. Veli fark etti.
“ Gitmedin mi sen hâlâ? Sorununu hallettim. Bekleme yapma yürü doğru evine…”
Evet, sorunum hallolmuştu. Veliyle de işim bitmişti.
Birden değiştim, sertleştim:
“Veli kuvvet aldığın o belindeki silahı ben 30 sene taşıdım. Benim bu bankada uzun yıllardır maaş hesabım var. Ne yaptın sen bana? Bilmediğim bir işlemi yerine getirdin. Her hizmet kayıtlarda yazmayabilir. Bu bankadan hisse mi verdin? Yoksa babandan tarla mı bağışladın?
Dondu kaldı Veli. Sıradakiler güldüler.
Yüreğimde huzur, yüzümde tebessüm tuttum evimin yolunu…
YORUMLAR
Kaleminize sağlık Bedri Ağabey
Ne yazık Toplumca hepimizin yaşadığı sıkıntılar. Hani 65 yaş üstü önceliği. Yada engelli önceliği. Ne yazık ki uygulama sorunumuz var.
Saygılarımla.
Bedri Tokul
Hani Köroğlu'nun bir sözü var ya;
"Delikli demir çıktı mertlik bozuldu" diye.
Teknoloji gelişti saygı sevgi yok oldu.
Bizler böyle miydik?
Büyüğümüzü, küçüğümüzü bilirdik.
Maalesef yapacak bir şeyde yok.
İçimize atıyor,hoş görmeye çalışıyoruz.
Teşekkür ediyorum.
Selam ve Saygıyla Kıymetli Kardeşim.
Yani Bedri Abi gecenin bu saatinde çok güldüm inanki ama çok da hak verdim.
Sen yine iyisin. Düşünki, senin gibi torunu veya çocuğu uzakta olanlar ne yapsın? Herkes beş başı mamur teknoloji uzmanı mı? Gayet normal bu durumlar, Anadoluda hala okuma-yazma bilmeyen veya çok az bilen bir çok insan mevcutken, insanlarımıza bilimadamı gibi davranmalarına şaşırıyorum.
Siz Veli'yi boş verin. Öyle zorda kaldığınız zaman direkt banka müdürüne gidin durumunuzu anlatın. Sizinle ilgilenecek Ali'de bulurlar, Ahmet'de.
Sağlıcakla kalın efendim.
Bedri Tokul
Sanki sen güldün de ben gülmedim mi,
gecenin bu saatinde?
Hem de sesli sesli kahkahalarla.
Allah'tan kapım kapalı da hanım duyup uyanmadı.
Bu ne güzel, ne samimi bir yorum böyle?
Selam ve Saygılarımla Kardeşim benim...
Ben her zaman şuna inanırım makam mevki sadece kalıp tır önemli olan kişiliktir
oradaki güvenliğin tavrı hiç hoş değil
ne oldun bir tuşa bastında bir de deden yaşında adam deden gitse aynı sorunu o yaşasa öylemi davaranacaksın ben çok sinirlendim inan yanımda olsa bir osmanlıyı patlatmıştım yüzüne saygısız şey
işte böyle insanlar yüzünden bir arpa boyu yol gidemiyoruz neyseki işini halletmişsin abim
ben şiddet yanlısı değilim ama bazıları da kaşınıyor
duyarlı yüreğine sağlık abim
Mavii KeLeBeK tarafından 9/18/2020 12:13:58 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
"Banka evime ancak 400-500 metle uzaklıkta. Sabah 9.00 gibi aldım bastonumu elime
çıktım yola. Zor yürüyorum. Bir ara düşmüşüm. Ben bir tarafa bastonum bir tarafa.
Bu halimi gören kadınlar apartmanlarından ellerinde su, kolonya koşup geldiler.
Yüzüme su, kolonya sürdüler. Beni oturttular. Soruyorlar:
"Ahh dedem ahh. Bu yaşta ne işin var sokaklarda? Otursana evinde. Nereye gidiyorsun?
Zorlukla:
"Ban-ka-ya" diyebildim.
"Tamam oğlu, torunu -maaşını çek bize getir- diye göndermişlerdir bu ihtiyarı. Bunun en az 60 yaşında oğlu, 40 yaşlarında da torunu vardır. Yazıkk çok yazık. Dedem bankaya az kaldı
istersen koluna girip seni götürelim."
Konuşmaya mecalim yok. İstemem anlamında elimi salladım.
Bastonumu elime verip bıraktılar beni.
Bankaya geldiğimde saat 3' e geliyordu.
Ondan sonrasını biliyorsunuz zaten...
Hani DEDE'yim ya...
İlahi Kelebek. Sen bir ömürsün.
KeLeBeK EtKiSii
Bedri Tokul
Sana biraz takılmak istedim sadece...
Selam ve Sevgiyle...
O zaman ne zormuş işler. Ben de bankaya para yatırmaya filan giderdim iki saat daktilo da yazarlardı ağabey. Şimdi her şey elektronik, her şey İnternet de ben de bazen çocuklarıma sorup, yaptırıp öğreniyorum. Hala daha kart ile maaşını çekemeyen güvenlik görevlisinden yardım isteyen insanlarımız, yaşlılarımız var, kınamamak lazım yine de ... Kutluyorum abi güzel yazını...
Bedri Tokul
O günler öyleydi.
Ancak;
Her nimetin bir külfeti oluyor işte.
Selam ve Saygıyla...
Tebrik ederim saygı değer Bedri abim yine güzel bir anlatım zevkle okuyorum abimi nice güzel günlere
Bedri Tokul
Beğenmen,zevkle okuman benim mutluluğumdur.
Öperim gözlerinden.
Sağ ol, var ol.
Aman abi ucuz atlatmışsın geçmiş olsun.
Vallahi “sürüm sürüm sürünürdün haaa”
Hahahahhaaa
Alem adamsın abi sen çok yaşa. Şu yazıların var ya Temmuz sıcağında serin su içmiş gibi.
Konu süper, anlatım süper. Yazdı mı yazıyor adam. Yazıyor ve yaşatıyor. Güvenlikçinin yanında ellerin göbeğinde dikilmen film şeridi gibi gözümüzde.
VAROL.
Selamlarımla kelden öptüm.
Sağlıklı günler diliyorum. İyi ki varsın.
😅
Suat Zobu
Bedri Tokul
Şimdi tek korkum benim.
Bankayla işim olursa beni tanır da ya içeriye almazsa.
Hele o günler gelsin. Bulurum ona da bir çare...
Sağ ol, var ol.
Öperim dost gözlerinden.