ISTIRABIN HUZURU
Bu gece avuç dolusu izmarite dönüştüm, sımsıkı sarıldığım
zamansız yokluğunun su katılmamış ıstırabında!
Nasıl da muhtaç! gri yalnızlığım, içimi kemiren o sonsuz hasretimle,
başımı sinene koyup hıçkıra hıçkıra yılların çöl kurağı sevda
yağmurlarında yıkanmaya...
Peki neden yoktun, neden böylesine ulaşılmaz dın? tüm
sevgini ruhuma akıtıp seni yaşarken...
Kader! evet kaderimizdi değil mi? haklısın! sevgili kaderemizdi,
bizi yılların eskittiği an da ayrı ayrı şehirlerde ümitsiz ve imkansız
vuslatla bir sevdanın pençesine sıkıştırmış, ruhlarımız iki şehrin orta
yerinde alev alev ne sen gelebiliyorsun, ne de ben gidebiliyorum.
Aslında biliyor musun? yalnız bu gece değil, seni yaşadığım her gece
yokluğunun hasreti, ıstırabı ile avuç avuç izmarite dönüşüp sonsuz
huzurla yorgun düşerim.
Çünkü! ümitsiz ve imkansız vuslat zamanlarına inat biz sevdiğimiz için
sevdik birbirimizi yürekten yüreğe...