okul anıları
Şöyle geriye dönüp baktığımda 7 yıllık Gürün ortaokulu ve lise hayatımda aklımda kalan çok fazla bir şey olmadığını gördüm.
Okula hangi yıl yazıldığımı hatırlamıyorum ama rahmetli babamın köyden okula gelip gitmesinin zor olacağını düşünmüş olmalı ki veli olarak Abdi T.yazdırmıştı.
O güne kadar Gürüne geldiğimi sanmıyorum, geldiysem bile sadece köşgerler çarşısından girmiş buğday pazarından un için buğday ve davarlar için arpa almaya giden babamla birlikte gitmişizdir. Yani demem o ki ne gürünü bilirim nede gürünün kültürünü. Bizim dünyamız ortaokula yazılıncaya kadar, aşağı Telin, yukarı Telin, Manken, Tıhmın, Gübün Garasar "vilayetleri “ile Gazarlık, Gübün deresi, Uyuzpınarı mevkilerinden ve de buralarda yaşayan insanlardan oluşuyordu. Arada bir Dürmepınardan söz edilirdi. Eşe bibimin gocası Gurugafaların evinin ordan dönünce sola vururmuşsun bir rampaya sonra Gazörenin oralardan geçer, Yuva gediğini aşar sonra Kezioğlundan heyle geçer, yolu şaşırmaz sağ galırsan; almalar çürümez, pekmezler ekşimez, gabıklar dökülmeden Çatkarayıda geçtikten sonra bu mülkü şahaneye varır, tanrı misafiriyiz deyip bil cümle yükü eşeğin sırtından ekşi elma geldi mi acep diye bekleyen ahaliyle yere indirirsin. Pazarlık başlar, bu çok nadide ürünleri birkaç külek buğday arpa ile birkaç çanak elek altı (tavuk yemi) ile değiş, tokuş yaparmışsın.
Evet, nerde galmıştık? Bu yenidünya yani Gürün de evler bizim toprak damlara benzemiyor, camları birkaç bölmeli, üstü kiremitle kaplı, duvarlar toprak rengi değil. Yağmur yağınca loğ çekmiyorlar, her yıl toprak eleyip samanla karıştırıp çamur yaptıktan sonra duvarları sıvamıyorlar.
Ekmeği fırından alıyor, çorbayı Dumlupınar’dan içiyorlar. Su dersen evlerin içinde bizim gibi Meşdöğünden sıraya girip almıyorlar. Ayakyolu dersen oda öyle. Evlerin içinde. Ayrıca elektrikler saat akşam 8-9 da yanıp saat 10-11 de sönmüyor.
Gömlekleri dırıldan değil. Ayakkabılar daha parlak cıslavet, soğukkuyu çok az yok gibi. Kimiside iskarpin giyiyor.
Bizim yaz aylarında haftada bir çarşıdan getirmesini beklediğimiz açık ekmek bütün fırınlarda her gün pişiriliyor.
Gürün bir başka dünyaya açılan ilk pencere oldu.
Tam o yıllarda bir cuma günü almaları satıp eve dönen babam heybeden açık ekmek ve karpuzun yanında birde gri renkli önü beyaz şeritli bir kutu çıkardı. Ekmek ve karpuzun Cuma günleri gelmesine alışmıştık ama bu kutu ilk kez geliyordu meraklanmıştık. Babam kutuyu suluğun üstünü kapatsın diye koyduğumuz tahta masanın üstünde açtı. Evimize ilk kez bir radyo girmişti. Üstünde Sierra yazıyordu.
Pille çalışıyormuş. O güne kadar komşularda dinlediğimiz haberleri evde dinledik. Tabi ben merakımdan kısa sürede radyoyu bozmayı başardım. Niyetim zarar vermek değildi. Bazı istasyonları iyi çekmiyordu bende ayarlamak istedim. Sonradan öğrendim ki komşunun radyosun dada aynı sorun olmuş o dambaşında iki direk dikip arasına anten bağlayınca sorun çözülmüş
Okula yazılmak için fotoğraf gerekiyormuş yanlış aklımda kalmadıysa Bekir Elmacıoğlu’na gittik babamla beraber, fotoğrafçı benim uzamış saçlarımı görünce önce bir tıraş ol sonra birde kravat tak öyle gel dedi. Biz hemen berbere gittik okula kayıt için fotoğraf çektireceğiz dedik berber hemen koltuğa oturttu nasıl olsun dedi ben cevap veremedim. Çünkü o güne kadar bizim saçlarımızı annem keserdi. Babam kısa olsun gibilerden bir şey söyledi. Berber eline aldığı tıraş makinesini ense köküne dayadı güzelim saçlar tutam tutam boynuma bağlanan bezin üstüne dökülüyor ordan yere düşüyordu kısa sürede 3 numara makine ile tıraşı bitiren berber yakama bağladığı bezi aldıktan sonra uzun yumuşak bir fırçayla ensemde ve omuzlarında kalan saç kalıntılarını temizledi. Koltuktan kalktım babam parasını verdi sırtımda kısa kollu yeşile çalan bir tişört vardı. Tişört birde o zaman moda olan geniş kravatı takıp fotoğrafı çektirdim.3 gün sonra gelin dedi babama.
Okula kaydım olmuştu ama Telinden her sabah gelip derse yetişmekte okadar kolay değildi.1.düzenli olarak Gürüne giden araç yoktu. 2.araç. Olsa bile arada verecek para yoktu.
Ama bu benim okula gitmeme engel olamazdı.
Bir kere annem buna izin vermezdi. Ne okursa olsun mutlaka okula gideceksin yoksa hakkımı helal etmem diyordu. Hal böyle olunca her gün köyün içinden geçen ana yola çıkmak için Gübünderesinden gelen Tohma suyunun üstüne köprü diye attığımız süllümlerden tutunarak geçtikten sonra Hasan çavuşların kapı bocusunada görünmemek gerekiyordu. Bu iki engeli de aştıktan sonra şimdiki çarsak denilen yere çıkıyorduk. Paramız varsa arabada denk gelirse Tavilgilin Kemalin çarpık bacak Skoda’ya biniyor ve zamanında derse yetişiyorduk. Bunlar yoksa Çardaktan Gürüne doğru yaya olarak yürümeye başlıyordum. İlk virajı döndükten sonra yaban nanelerinin sardığı yosundan taşları bile kaybolmuş Hatçapınarını geçip Asma köprünün önünde arada bir şırıldayan Ucuzlukpınarından bir. İki avuç şu içip okula yetişmek için koşar adım yürürken Gübünden kazasız belasız geçmek için bildiğim birkaç duayı peş peşe okurdum.
Gürün hapishanesi göründüğünde Gürüne yaklaşmış oluyordum. Okula vardığımda çoğu zaman ya öğrenciler içeri girmiş yada girmek 0zere oluyorlardı. Bazende yetişemediğim oluyordu. İşte o zaman kızılca kıyamet kopuyordu. Bu durumu öğretmenlere anlatamıyordum. Ya devamsız yazıyorlar yada temiz bir sopa yiyordum yıllarda sınıf yetersizliğinden dolayı okul bahçesi de yer alan iki barakada bir süre eğitim gördük. Ben yetiştiğim yer ve yetişme biçimim bakımından derse çok katılan söz alan biri değildim. Bekir ince göz matematik dersimize giriyor bir gün ders arasında bir soru sordu. Bende bütün cesaretimi topladım cevap verdim. Sanırım cevabım doğru değildi. O gün benimle alaylı bir şekilde konuştu. O günden sonra asla dersine katılmadım. Sadece devamsızlık olmasın diye derse giriyordum.
Coğrafya dersimize Abdullah Kayapınar giriyordu. Sanırım o sabah ilk ders coğrafya imiş ki Abdullah Kayapınar sınıf kapısından içeri girdi. Daha kapı kapanmamıştı ki Mahken köyünden gelen Muzaffer diye bir arkadaş kapıya tıkladı. Abdullah Bey şöyle hızlıca bir geri döndü ve soru bile sormadan oo beyefendi demek teşrif ettiniz diyerek burnundan kan gelinceye kadar dövdü. Bu arkadaşımız o günden sonra okulu bıraktı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.