- 676 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
10 EYLÜL ORHANGAZİ'NİN KURTULUŞU VE VEFA BORCUMUZ.
Benim büyük babannem yani dedemin annesi Orhangazi Fındıklı köyünden Sineklerden Emine Erdem 107 yaşında vefat etti. Orhangazi’nin kurtuluşuna dair ilk bilgileri ondan aldım.Mekanı nur olsun!...
Ama anlatıklarıyla kitaplardaki bilgilerin uyuşması ne kadar sağlam hafızaya sahip olduğunu gösteriyor,Çünkü son günlerinde kurtuluşa dair dinlemiştim kendisini ama benim asıl etkilendiğim şey soysuzlara inat kişilerin hakkını vermesiydi...
İşte Orhangazi’nin kutuluşu;Başkomutan savaşında Yunanlıların Anadolu’daki asıl gücünü oluışturan güney kolordularının büyük kayıplar vermesi ve kılıç artıklarının İzmir’e doğru bozgun halinde çekiliyor olması,düşmanın kuzeydeki 3. Kolordusunuda Marmara’nın güneyinde sıkışıp kalma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştı.Kolordunun Anayurt’a dönebilmesi için, Gemlik,Mudanya ve Bandırma limanlarının yaşamsal önemi vardı. Orhangazi-Gemlik yöresi öncede 55. alay ile desteklenmişti...
Alınan önlemlere karşın,kolordu komutanına ulaşan savaş raporları iç açıcı değildi.Türk ordusunda cesareti ve kararlılığıyla nam salmış olan Halit paşa’nın (KARSIALAN) komuta ettiği Kocaeli Grubu savunmadaki Yunan birliklerini zor duruma düşürmüştü. Albay Jiras’ın uğraşlarına rağmen Yenişehir geri alındı.(6 Eylül 1922 saat:13:40)
7 Eylül 1922 günü Kocaeli Grubuna bağlı mürettep müfreze ile bu müfrezenin batısında bulunan iki tabur ve bir bağımsız bölük gücündeki birlikler Orhangazi’nin batısındaki sırtları ele geçirmek amacıyla şiddetli bir saldırı başlattılar.
Arazi son derece sarp ve uzun süreden beri Yunan istikham birliklerince özel olarak berkitilmiş bulunduğu için saldırı çok güç ilerliyordu.Birlikler ağır kayıplar vermekteydi.
8 Eylül 1922 günü Kocaeli Grubunun mürettep müfrezesinin sorumluluk bölgesinde önemli bir gelişme olmadı.Müfreze birlikleri, berkitilmiş mevzilere son ve kesin saldırı için hazırlıkları sürdürdüler.
9 Eylül 1922 günü Türk süvarileri yıldırım hızıyla İzmir’e ulaştılar ve kordonda’ki hükümet konağına Türk bayrağı’nı çektiler.
Bu kutlu haberi Batı Cephesi Komutanlığı, 3. Türk kolardusuna gönderdiği bir telle muştuladı.Hemde "3. kolordunun ,Kocaeli Grubu ile birlikte Bursa cephesindeki düşmanı izleyerek saldırııya geçmesi "buyruğunu verdi. 8 Eylül’ü 9 Eylül’e bağlayan gece Bursa’nın doğusundaki Kazancı mevzilerini tutmakta olan Yunan birlikleri 3. Yunan kolordu komutanının emriyle geri çekilmeye başladı. Bu durum 9 Eylül’de güğn boyu sürdü. Yunanlılar çekilişlerini örmek için Türk birliklerine sınırlı saldırı girişiminde bulundularsada ,bu saldırı saat 16:30’da durduruldu ve püskürtüldü. Gelen olumlu raporlar üzerine 1. Tümen hemen ileri yürüyüşe geçerek Kazancı mevzilerini ele geçirdi.Güney’deki Mürettep süvari tümeni’de ,Marmaracık kesimine değin ilerledi,çekilen düşmanı ateş baskısı altında tutmayı sürdürdü.
10 Eylül 1922 sabahı saat 10:30’da Kocaeli Grubu karşısındaki düşmana iki koldan saldırıya geçti.Sağ kol (Batı kolu) şiddetli direnmeyle karşılaştıysada , kısa sürede direnmeyi kırarak Şahintepe’yi (Beşpınar dağı) ele geçirdi. Sol kol(Doğu kolu)ise Hamzalı köyü-Fındıklı hattına yanaştı.Şiddetle saldırıya geçerek düşmanı mevzilerinden attı;Saat 10:00’da Orhangazi’ye girdi. Böylece işgal boyunca büyük acıların yaşandığı,bir kaç kez yakılıp yıkılan Orhangazi kasabasıda kurtarılmış oluyordu.Sırası ile diğer il ve ilçelerde kurtarılırken işgal bitiyor ve Cumhuriyet ilan ediliyordu.
Gelelim asıl meseleye Halit paşa Kocaeli’den Orhangazi’ye geldiğinde ilk gittiği yer hakim muhit olan Şahin tepesi olarak askeri haritalarda geçen bizim çukurlar dediğimiz tepedir. Oradaki istikhamları geçen sene gezdim. Her sene gitmeye gezmeye ve orada dua etmeye çalışırım. Milli ve manevi havasını solumaya çalışırım. Dağlardaki şehit kabirlerini ziyaret ederim. Gönlümde olan oraya dev bir Türk bayrağı ve aziz şehitlerimize ve Halit paşaya atfen bir büst yapılması tek arzumdur. Hatta Alis yoluna düzenlenen fener alayı Şahin tepesine düzenlenebilir.
Yetkililerden buna dair bir çalışma beklemek hakkımızdır. Sözüm ona bazı dengesizlerin zannettiği gibi bu topraklar boş değildir. Yazıma Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal marşındaki dörtlük ile son verirken yetkililerin bir kez daha Halit paşaya vefa borcumuzu ödemeye davet ediyorum.
Bastığın yerleri ’toprak!’ diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
İlhan Erdem
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.