SEVGİNİN SİHİRLİ GÜCÜ
Anneleri, teyze ve yengeleri çocuklarına, mini mini yavrulara henüz dokunulmaması gerektiğini söylemişlerdi. Yumurtadan yeni çıkmış yavruların, çok hassas olduklarını belirtmişlerdi.
Çocuklar, büyüklerine her zaman saygılıydı. Sevecen bakışlarla şirin yavruları süzecek, şimdilik onları, uzaktan sevmekle yetineceklerdi. Elbette biraz büyüdüklerinde, yavruları yumuşakça okşamaya doyamayacaklardı. İçlerinde en büyükleri olan Peri:
—Yumurtadan yeni çıktıkları için çok narinler. Onları incitmemek için sabretmek ve üzerlerine titremek gerek.
Batu söze atıldı:
—Ama daha sonra onları avucumuza alabilecek miyiz Peri?
—Tabii ki de alabileceğiz Batucuğum. Ama annem en az bir hafta kadar beklemelisiniz demişti.
Dora heyecanla yerinde zıplamaya başladı. Söze katıldı:
—Oh! Bu şirin yavruları puf puf elimize almak, kim bilir ne hoş olacak!
Maya:
—Ben başını okşamak için sabırsızlanıyorum! diye, bir o yana bir bu yana koşmaya başladı.
Logan Evrim de yerinde duramıyordu.
—Ben, yavruyu incitmeden kovalamak, onunla oyun oynamak isterdim!
—Sabret o zaman Logan, biraz büyüdüklerinde onlarla doya doya oynarsın, diyordu Peri. Yalnız sen yavruyu kovalarken dikkat et. Hiç beklenmedik bir anda önünden kanatlanıp minicik haliyle oyunun galibi o olursa sakın şaşırma!
Bu açıklamalar üzerine çocuklar, gülmekten kırıldılar.
Paytak’ın yavruları anneleri gibi çok güzeldi. Yavrular, ilk tanıdıkları bu beş arkadaşı çok sevmişti. Mutluluklarına diyecek yoktu. İncecik sesleriyle cik cik cikleyerek Peri, Dora, Logan, Batu ve Maya’ya, sevgi dolu ilk şarkılarını söylemeye başlamışlardı.
Bir sabah çocuklar uyandıklarında, anne ördeğin, evlerinin önündeki küçük gölde, yavrularıyla oynaştığını gördüler. Anne ördek Paytak, kuyruğundaki yağ ile kendisinin ve yavrularının tüylerini pırıl pırıl parlatmış görünüyordu. Güneş, ışınlarını, Paytak ve sevimli yavrularının üzerinde dolaştırarak onları sıcacık okşuyordu.
Pürüzsüz gölün, berrak, mavi suları, yağlanan parlak tüylerden süzülürken ne hoş foşurduyordu. Anne ördeğin ve yavrularının sulara bıraktığı fısıltılar, çocukların minik yüreklerine sevgi dalgaları yayıyordu.
Anne Paytak başlarında olmak üzere beş ton ton yavrusu, tek sıra halinde ilerliyorlardı. Sergiledikleri düzen şaşırtıcıydı. Peri, Dora, Logan, Batu ve Maya’da hayranlık uyandırıyordu. İmrenilesi birliktelikleri, göz kamaştırmaktaydı. Unutulmaz bir görseldi!
Beklenmedik bir anda anne ördek Paytak, kuyruğunun dibinde ilerleyen Güçlü’yü, yumuşak bir hamleyle ak gövdesinin üstüne alıvermesin mi? Güçlü’nün adını, onun yumurtadan çıkışını ilk gören Batu koymuştu. Anne ve Güçlü’yü seyrederken çocukların gözleri, beğeni ve sevgiyle ışıldadı.
Diğer minik yavrularda da olağanüstü bir hareketlilik belirdi. Annelerinin kuyruğuna yetişme ve tutunma yarışı başlamıştı! Gölün pürüzsüz yüzeyi, anne ördeğe ulaşma yarışında, kıpır kıpır yüzen yavrularla çırpıntılıydı.
Şefkatli anne Paytak, kuyruğuna ikinci yapışan yavrusu Şakacı’yı, gagasıyla hoplatarak diğer yavrusunun yanına alıverdi. Dora’nın adını koyduğu Şakacı, neşesinden cik cik gülüyor, çocukları kahkahalara boğuyordu.
Olanları izleyen Peri, Dora, Batu, Maya ve Logan, sevinç nidalarıyla ortalığı çınlatmaya başlamışlardı. Çocuklar için, sevgi ve ilginin neleri sağlayabileceğini gözlemek, unutulmaz anlar yaşatmaktaydı.
—Anne ördek bunu nasıl başarıyor? diyen Peri’nin, gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Güzel Peri, turuncu gaganın marifetine takdirler yağdırmaktaydı.
—Sadece gagamı? Kanatlarını da etkin ataklarla kullanıyor! diye, Dora şaşkınlığını paylaştı.
Batu:
—Babam Maya’yla beni zar zor taşırken bu ördek nasıl oluyor da yavrularını sırtına almayı başarıyor? diye şaşkınlığını ortaya koyuyordu.
Derken Maya’nın Topak’ı, Logan’ın Afacan’ı, üçüncü ve dördüncü olarak sıraya girdiler. Hop da Hop! Yetenekli anne Paytak, beş yavrusunu da sırtında toplamayı başarmıştı. Mutluluklarına diyecek yoktu. Cik cikleyerek şarkılar söylüyorlardı.
Peri’nin isim verdiği Sabırlı, en sona kalmıştı. Olsun, eninde sonunda annesi onu da tahtına konduracaktı. Nitekim, öyle de oldu!
Beş yavrusunu da üstünde toplayan anne ördeği, Logan:
—Ben onu gagasından öpmek, kutlamak istiyorum! diye, alkışlıyordu.
Maya:
—Ne güzel turuncu gagası var! Çok şaşırdım! Yavrularını ne tatlı kavrayıp kaldırdı hep!
Dora söze karıştı:
—Ben de Paytak’ın yetenekli boynuna, öpücükler göndermek isterim! diye, parmaklarını dudaklarının üzerine örtüp kaldırarak, defalarca Paytak’a öpücükler yolladı.
Anne ve üzerinde beş yavrusu, Güçlü, Şakacı, Topak, Afacan ve Sabırlı, sularda çıkarttıkları huzur yayan şıkırtılarla yüzmeye devam etmekteydi.
Gölün çevresindeki papatyalar, bundan çok duygulandılar! Güzel beyaz çiçeklerini, saplarıyla birbirlerine dolayarak rüzgâra bıraktılar.
Rüzgâr da anne ördek Paytak’ın, yavrularını, gövdesi ve kanatları arasına toplamasından etkilenmişti. Papatyadan derlenmiş bu güzel halkayı, Paytak’a doğru uçurdu. Anne ördeğin zarif boynuna geçiriverdi.
Gölün kenarında, baharın gelmesiyle bezenen elma ağacının pembe çiçekleri, coştukça coşmuştu. Gördükleriyle kendini tutamamış, dallarını sallamaya başlamıştı. Böylece, anne ördek ve yavrularının başından aşağıya, pembe çiçeklerinden konfetiler yağdırmaya başlamıştı.
Nilüfer çiçekleri yapraklarını suda yüzdürüyordu. Göldeki balıklara dallarını uzatmıştı. Sarmaş dolaş sevgiyle dans etmeleri ne hoştu!
Kuşlar, gölün üzerinde daireler çizerek uçuştaydı. Kanat kanata vermişlerdi. Anne ördek ve yavrularını kutlama şarkıları şakıyorlardı.
Sincaplar, gölün etrafında dizilerek kıvrık kuyruklarını sağa sola sallamaya başlamışlardı. Zıp zıp zıplayarak sevgi dolu taşkınlıklar sergilemeleri dayanılmazdı.
Peri; Paytak ve yavruları Güçlü, Şakacı, Afacan, Topak ve Sabırlı’yı sevgiyle süzdü. Manalı gözlerini, elma ağacı, sincaplar, nilüfer çiçekleri üzerinde hayranlıkla dolaştırdı. Gölün kırmızı ve çivit renkli balıklarıyla düşlerini süsledi.
Onların sevgi ve ilgi dolu halleriyle Peri’nin yüreği coşmuştu! İçinden duygularını paylaşmak, piyano çalmak geliyordu. Hepsi de duysun diye, evin bütün pencerelerini ardına kadar açtı. Hazırlık yapıp piyanosunun başına geçecekti.
Dolabına yöneldi. Okul gösterisinde giydiği mavi elbisesini çıkardı. Özenle giyindi. Piyanonun başına geldi. Dimdik oturdu. Ne kadar alımlı ve güzeldi!
Batu, Dora, Logan ve Maya da yaşadıklarından çok duygulanmışlardı. Heyecanları taşkındı. Batu, flütünü çalarak Peri’ye eşlik etmeye heveslendi. Koşar adım flütünü kapıp geldi. Her zamanki gibi gülümsüyordu. Zeki bakışlı kara gözleri, sevgiyle ışıl ışıl parlamaktaydı.
Dora, piyanoya yeni başlamıştı. Ama çok güzel mandolin çalardı. Annesine koşup mandolinini, asılı olduğu yerden indirmesi için ricada bulundu. Mandolinini aldığı gibi kendisini Peri’nin yanında buldu. Dalgalı saçlarına, en çok sevdiği mor çiçekli tokasını takmıştı. Ne güzel ne sevimli görünüyordu!
Logan Evrim, minik, tombul elleriyle davulunu tımbırdatacak, onlara tempo tutacaktı. Davulunu, sağa sola yalpalayarak kendi başına taşımayı başardı. Peri’nin yakınına yerleşti. Ne sempatik ne enerjik görünüyordu!
Maya, ortadan kaybolmuştu. Kısa bir süre sonra, odanın kapısında göründü. Birkaç gün önce, Batu’yla birlikte kırmızı kartondan taç yapmışlardı. Şimdi bu taç, siyah, gür saçlarını süslüyordu. Babaannesinin hediye ettiği pembe elbisesini, annesinin yardımıyla giymişti. Pek alımlı ve güzel görünüyordu.
İnce, güzel, içli sesiyle, babaannesinin yazdığı şarkıyı, etrafı çınlatarak söylemeye başladı:
ANNE ÖRDEK PAYTAK
Paytak ördek günlerdir yatıyor follukta.
Sevgi, azmi, sabrı, kalmalıdır dorukta.
Yaşam sevgisinin umutları ufukta
Kavuşacak yavrularına mutlulukla.
Güçlü, Şakacı, Afacan, Topak, Sabırlı.
Hepsi birbirinden sevimli güzel, canlı.
Anne Paytak doyasıya mutlu, gururlu.
Kanatlarının altı, yavrularla doldu.
Paytak süzülüyorken ahenkle sularda.
Arkada yavrular dizi dizi sırada.
Göz alıyor güzellikleri, düzenleri.
Sevgi ışığıyla parlak göl masmavi.
Anne ördek açtı parlak kanatlarını.
Gagayla hoplattı tek tek yavrularını.
Paytak’ı izleyen parmağını ısırdı.
Ne güçlüydü sevgiden turuncu gagası.
Sarı bakışlı narin, beyaz papatyalar.
Bu benzersiz manzaradan duygulandılar.
Papatyalardan derlenmiş güzel bir halka,
Ördeğin ak boynuna dolandı rüzgârla.
Başlarda uçuş uçuş elma çiçekleri.
Sarmaş dolaş bir dansta gölün sakinleri.
Pür neşe Peri, Dora, Logan, Batu, Maya,
Sevginin sihirli gücü coşar doğada!
Lay lay lay lom.
Lay lay lay lom!
Ayşe Yarman Öztekin
"Sevginin Sihirli Gücü" Masal kitabımdan
YORUMLAR
Çok güzel, beğenerek okudum.
Bütün kötülüklerin ilacı; SEVGİ...
Saygılarımla...
kesimoğlu tarafından 9/7/2020 6:53:25 PM zamanında düzenlenmiştir.
ayşe1
Sevgi ve saygılarımla.