Hobbit Gözlerin Neler Görüyor Lecoias
Y’den..
Yazı ekle,Yazı türü- deneme- abe ismini seviyorum, deneme 1 -2 -3 en mantıklısı. Okuyup not etdiydim türlerini aklımda bile kalmamıştır. Ya hu edebiyat sitesi.. Nedir edebiyat.. Baksan dünyanın yöneticileri.. Etkileri yıllar sonra çıkabilen kalem erbabı..
Öğretmen gözü: Sen bir öğrencisin, öğretilmelisin, eksiğin tamamlanmalı, artın alkışlanmalı, yurda yararlı bir birey olmalısın, edilmelisin. Bazı branşların olmalı, şahitliği bile iki defa düşünülür mevzuatta hukuk dilinde yanlış hatırlamıyorsam. Sınıf öğretmenleri ömürlerini çocuklarla geçirdiği için zihni veya söylemi, çocuklaşabilir gibi, ince ele sık doku babından karar verici isen, lakin unutma yine de çocuktan al haberi demişler. devamlı engelli bireyler ile çalışan branşlar da bu bağlamda olabilir...Defter özelinde de bu böyle değerlendirmek gerek, öğretmek için yazarlar, konuya parmak basmak için yazarlar önemlidir. Eleştirilerini dikkate al yani, lakin unutma o seni öğrenci olarak görüyor zihninin altında. o zaman çocuklaş..
Tarihçi gözü: Eski çağların gözü, ekseri üstün ve devlet ricalinin gözü. Kralın gözüyle anlatır, çiftçiyi görmeyen gözler genelde.
İdareci gözü: İdareci eğer liyakat sahibi ise gökten torpille inmemişse, işinin hakkını veriyorsa; neden virgül koymadın, neden şu ifade böyle, daha kısa ve net yaz, hakkını ver.. Veya; şu işin ehli şurası oraya soralım, bilgileri alalım öyle değerlendirelim, yanlış karar vermeyelim gibi yönlendiricidir, öğreticidir bir bakıma da yine. Lakin karşısındaki kimi siyasi görür, kimi işkolik, kimi işgüzar, kimi dostlar alışverişte görür babında görür yani görmesi çok acılır. Gökten düştüyse yandı yer elması yani. Defter özelinde de böyle gibi..
İmam-vaiz-dinist gözü: Öncelikle senin dinin ne, sen cemaatsin ben imam, ben ne dersem tabii ol, arkama geç. Karıştırma o ilmi bu ilmi, bizim işimiz din, insanların ahirinin kurtulması gibi. Devamlı üstenci bakış, devamlı vaazu nasihat, devamlı insanları dinli, az imanlı, çok imanlı, şu mezhep, bu meşrep diye yargılar. Konuları da mecburen ister şiir olsun ister yazı bir şekilde dine-imana bağlar. Bıktırırcasına, bir de cemaati kekler ise, off alim, allahu alem yani... Dua ordusu gelir, göklerin ordusu gider, cihat başlar, ayrım başlar, kafir o, münafık, sünni bu ,alevi şu, tarikat ehli onlar, cemaat ehli bunlar gibi gibi.. Şiirlerden ve yazılardan öte kim yazmış, konu direkt kişiliğe gider.. Konu bağlamından saptırılır, dine imana getirilir. Kardeşlik nutukları ile olay sevgi barış diline döndürülür ki, belki konu enflasyondur, yüzdelik hesaplamadır, önemli mi onun için, sanmam. yani hayatta olayın konunun özü yakalanamaz, yakalayamazlar. Namaz kıl veya cemaate devamlı iştirak et onlar için olay kapanmıştır. Veya bir şekilde şiirlerin ve yazılarında Allah, İslam, Kuran, cihat, melek, namaz, niyaz, oruçtan vb bahset kralsındır.
İdeoloji gözü-Siyasi göz: Ülkemizde ekseri siyasi partilerin bakış acısından şiir ve yazıları değerlendirir. Tabii olduğu siyasi cenahı bir şekilde; tekeden süt sağar misali allem eder gullem eder haklı çıkarmaya çalışır. Kendi görüşünden bir şiir yazı ise ağam paşam, farklı bir ideoloji ve parti görüşü ise tu kaka.. Şiir ve yazı onun için siyasi görüşünü ilgilendirdiği kadardır ve değerli veya değersizdir. Bu gözlük varsa, bilim ilim gözlüğü de pek işe yaramaz..
Yargı gözü: Sen suçlusun, yargılanacaksın gözü. Bu meslekler genelde vatandaş ile buz gibi soğuktur, vatandaş onlar için yargılanacak, suçlanacak veya hakları elinden alınacak bir sosyal tabakadır. Diğer boyutuyla da iyi hakim ve savcılar için de, sosyal etkileşimden kaçmak vardır, olur da, karşısına bir dosya gelirse, haktan hukuktan sapma korkusu yaşar. O yüzden pek ortada görünmez, hissettirmez kendini..Defter özelinde denk gelmedim. Gelmemiş olmayı da dilerim ne olur olmaz. Bir kaç Hakim rumuzu vardı ama hiç yanaşmadım. Niyese ?? Sen sağ kardeşim ben selamet..
Emniyetçi gözü: Yukarıdaki devlet; emir demiri keser, aşağıdaki millet, insan hakkı son yüzyılların gelişmiş vatandaş ,çalışan hakları, nasıl olacak bu iş. Kılı kırk yararken ne gündüzü kalır ne gecesi. O yüzden ara ara çıkar karşımıza medyada cinnet geçirdi diye. Zor iştir. Şiirlere yazılara anıları düşer genelde.. Eleştiri ve yorumları güzeldir, isabetlidir bir bakıma.
Sağlıkçı gözü: Sen hastasındır genelde, belki de hastalık hastasısındır psikolojik olarak olumlanman gerekir. Şiiri veya yazıyı değerlendirmek için eline tomografi filmi, kan değerleri gibi teknik bilgiler olmalıdır. Önüne bilgi gelmesini bekler, her şey hazır olmalıdır, öyle yapar görevini veya yorumunu, eleştirisini.. İyi sağlıkçı kötü sağlıkçı durumları da çıkabilir karşımıza, tecrübe aklın öğretmenidir hesabı, edebiyatla şiirle çok alakadar oldu ise; şıp diye vurur hedefi. Belki bir mısra ile belki bir yazı ile..
Müdavim gözü: Yıllardır sitedeyse zaten huyunu suyunu bilir karşısındakinin, ona göre yorum yapar veya yapmaz. Eleştirir veya eleştirmez. Anılardan dem vurur, nerde o eski ramazanlar babında yakınma moduna bile girer. Yıllar içinde gidenlerin dönmemesi üzerine uslanmıştır artık, iki selam üç muhabbet, yıllar içinde de yazının şiirin künhüne erdiyse de yazısını yazar hışdamaz, şiiri yazar ekler çıkar sayfadan. Kimi denk gelirse bir tartışmaya ve haksızlığı gördü ise, site yönetiminden tartışmanın özüne, tartışılan konudan, tartışanlara kadar açabilü ağzını, taş düşebilü, içinden ayu çıkabilü yani..
Kuşak Gözü: Ah nideyim kuşakları, bari belime bağlayayım, en absürt bakış açısı kuşakları görmemek veya farklarını sezememek dalgaya vurmak.. O kadar farklı ki olaylara ve konulara yaklaşımları, bir de bunların içine meslekleri, ilgi ve alakaları girdi mi of gibi hiç çekilmezler, derler ki; bizim zamanımızda kara saban, yağ kuyruğu derler ki yapay zeka, ne diye cefa çekeyim çamur dünyada. Kimi ayrıştırıcıdır, kimi yapıştırıcıdır, kimi kibir yüklüdür kimi alçakgönülülü, bakış açılarında, kimi sentezler kimi analitik takılır. Kültürü farklı diyarların gözünde, bilimcilerin gözü; en muhabbetli şakacı gözdür, ikinci dünya savaşı esnasında devletleri milletleri birbirinin gırtlağını keserken; onlar buz kütlelerinde biyoloji kimyoloji fizyoloji çalışır...
Soyut gözler: Aşk, sevgi, çiçek, al, mor, sarı, kırmızı, turuncu, kuş kanadı, kurt burnu, aslan pençesi, böcek yiyen bitki gözü, dinazor dişli parçalarım ha gözü, edebiyatçıyım ne işim çaydan çırada gözü, sen benim kim olduğumu bilirmin gözü, yağdı yağmur çaktı şimşek gözü,
Doktor tavsiyesi, gözlük numarası kontrol gözcüsü var mı? Sağ gözüm yeşili görmez, sol gözüm kırmızıyı, Cigara ışınlayın ordan bana Y gözleri..Kalbim fesat benim.. Kırk yıl olacak çitilerim ütülerim kaynamaz...
Nerede kaldı insan gözü, gözler sadece bu kadar mı...
Ben ölmeden bir uzay gemisi gelmezse göklerden, içinden ne çıkarsa çıksın.. Toprağın altından gelecek hali yok, yukarıdan gelmesi lazım mantiken.. Tanrı herhalde uzay gemisi kullanmıyordur değil mi? O gönülleri mi kullanıyor seyahat etmek için?
YORUMLAR
Yinsani
eksik olmayın efendim.
Y'den.
Görmek için göze ihtiyacımız yok,herşey aldatmaca,nasıl bakarsak öyle görüyoruz .Esas olan görünmeyenler i görmek,görebilmek.
X kuşağından sevgiler, saygılar.
Baht-ı Siyah tarafından 9/5/2020 5:41:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
Y'den baştacı gönül içre içre selamlar X'e.
O saydıklarının hepsi insan gözü değil mi nesildaşım.daha doğrusu göz bildiğimiz göz işte ama içerideki algıya göre böyle çeşit çeşit çeşitleniyor....
Beyinde olanlara göre ne şekillere giriyor hayat.
Gözlemci ve yorumlayıcı göz olarak da yazan ve yorum birakanlara bir grup ben ekleyeyim;))
Insan insan diye ayikliyoruz bazı şeyleri kötü şeyleri yapanlara insan değil diyoruz ama işte bunların toplamı insan. Melek ve şeytanın aynı yerde vücut bulmuş hali. Sürekli bir savaş sürekli bir didişme durumu.
Nesildaşım iş yoğunluğundan pek gelemiyorum siteye bir fırsat bir selam bırakayım dedim..
Üstada katılıyorum insan olmak yoruyor en çok..
Sağlıcakla
Yinsani
yine de boşverme:), y gözlerine lens bile takarız bizler...
bir eşik daha kırılmak üzere.. sonrası umarım yol da yolcu da zihinden kurtulur.
offf diyeyim hayata gerisini sen anlarsın işte..
sitenin gözleri toprak yiyenler gibi.. 3. günün şafağında umarım kimdi o gandalf mı umarım gelir:))
teşekkürler..
eksik olma aksi olma hep ol.
Y'den.
Kör olmayan her göz baştacimdir.
Bütün görev tek göze verilmez. 3 boyutlu düşünen de var 11. boyuta doğru yürüyen de.
Bir simülasyondayız, uyanınca hepimiz çok iyi göreceğiz.
Saygılar .
Yinsani
11. boyuttayken pat diye -11. boyut. sinüs dalgası gibi benim zihin..
kafatasım nasıl dayansın:)
eksik olmayın penceremizden.
teşekkür ederim
Bazen ne düşünüyorum biliyor musun...dost.
Bakmaktan, görmekten, anlamaktan... kısaca;
İnsan olmaktan çok yorulduğumu, düşünüyorum.
Yinsani
kimi az yorgun, bizimki yorgunluk da sayılmaz.. artık tüy taşıyamama makamı..
es be rüzgar, nereden esersen muamması
eksik olmayın penceremizden
teşekkür ederim.