- 458 Okunma
- 4 Yorum
- 3 Beğeni
VE AŞK COVİD'İ YENDİ
Genç kadın telaşlı telaştı çıkarken merdivenleri, gözlerinden film şeridi gibi geçiyordu geçmişi. Kimleri kırmış, kimleri sevmişti. Kimlerdi beyninin labirentlerinde kaybolan insanlar? Hatırlamaya beynini zorlasa da hatırlayamıyordu. Kafası o kadar çok doluydu ki, konsantre olamıyordu. Tam doktorun odasına gittiğinde sekreterin adını seslendiğini duydu. Ömrünün en uzun anıydı. Sözcükler donuyor, kelimeler dudaklarından çıkmıyordu. -Buyurun dedi sekreter hanım, doktor Batuhan bey sizi bekliyor genç kadın teşekkür etmeye çalışsa da konuşamıyordu. Nihayet doktorun yanındaydı Batuhan bey genç ama işinin ehlî bir doktordu. Doktordan yana değildi korkusu, kendisine yapılacak olan testin sonucuna odaklanmıştı. Ölüm korkutmuyordu genç kadını, hasta ve yaşlı annesi vardı. Belki kendisi bu hastalığı yenebilirdi ama annesi bunu düşünmek bile istemiyordu.
Batuhan beyin -hazır mısınız? Sözü ile içine düştüğü kaostan bir anda çıktı. Zorla da olsa -hazırım dedi. Sedyenin ortasına oturdu. Batuhan bey elinde ince ama uzun bir çubukla geldi -azcık canın yanacak eğer kanarsa da korkma gayet normal dedi. Korkmuyordu o değil miydi kaç kere narkozsuz göbeğini temizleten sonrada dağlatan? Dayanabilirdi ve yumdu gözlerini, çubuk genzine kadar giderken sadece bir sızlama duydu arkasından Batuhan beyin sesi duyuldu -geçmiş olsun sonuçları iki gün sonra size bildiririm. İki gün çok uzun bir süre bekleyemezdi. Bu sürede de kimseye yaklaşamazdı ya covid olmuş ise, ya birine bulaştırırsa düşünceler içinde doktorun odasından ayrıldı. Ertesi gün gece yarısı telefonu çalmaya başladı çok korkuyordu. Dedesinin ölüm haberini de telefonla almıştı!
O yüzden gece çalan telefon onu korkutuyordu. Telefondaki doktor Batuhan beydi sesi titriyordu anlamıştı, hastaydı kendisi Batuhan bey -maalesef covid testiniz pozitif geldi ama üzülmeyin şimdi yarın size ilaç vereceğim ve kimseye yaklaşmamanızı, çok fazla sıvı almanızı rica ediyorum dedi. O andan sonra genç kadın için hayat bitmişti ama güçlü olmak zorundaydı, artık o evde kalamazdı babadan kalma bir gecekonduları vardı. Hemen oraya yerleşti, kendisine de bir ay yetecek yiyecek aldı, bu aşamada iki maske üst üste takıyor ve hep eldivenli duruyordu. İnsanlardan adeta kaçıyordu mesleği gereği biliyordu yapması gerekenleri. Evet kan sulandırıcı ve bağışıklık sistemi kuvvetlendirici alıp, bol su içerek bu hastalığı yenebilirdi.
O güçlü bir kadındı ama bilmediği bir şey vardı bu hastalık güce bakmıyordu.
Bir hafta bu şekilde geçiyordu. En çok annesini özlüyordu, akşama kadar telefonda konuşsa da yetmiyordu hasreti dindirmeye. Öksürük nöbetleri arttı, hayatında çok sevdiği değer verdiği Murat vardı. Arada onunla da bol bol konuşuyordu. Murat iyi geliyordu ona ama Murat’ta belli etmese de çok korkuyordu. Bir gün öksürük nöbetleri çoğaldı hemen doktoru arayıp -ben iyi değilim dedi. Daha sonra hastaneye yatırdılar elinden telefonunu aldılar artık Murat’a ulaşamıyor, annesini göremiyordu. Hastalığı biraz da psikolojik olarak ilerlemeye başladı oysa onun sadece annesine ve Murat’a ihtiyacı vardı. Annesi de psikolojik olarak çökmüştü ama kızını ayakta tutma adına belli etmiyordu. Belki kızına bir kere sarılsa bitecekti tüm acılar ama sarılamıyordu.
Artık hastalığı iyice yayılmış nefes alıp vermeleri azalmıştı. Belliydi son evreleriydi ama o ölümden çok Murat’ı düşünüyordu. Bir kere daha görmek istiyordu. Murat kim bilir ne haldeydi biliyordu çıldırmıştı.
Akşamüzeri camına bir taş parçası geldi çarptı genç kadın, heyecanla cama koştuğunda hastane bahçesinde bekleyen Murat’ı gördü. Murat perişan bir haldeydi saçı, sakalı birbirine karışmış ama gözlerindeki o sevgi dolu bakışları hâlâ yerindeydi. Genç kadın elini cama koyup parmaklarıyla ruhen bile olsa Murat’ı hissetmeye çalıştı. olmuyordu eli eline değmeliydi ama Murat’a bunu yapamazdı. Bir mektup yazdı ve hemşire ile Murat’a iletti mektupta, Murat’ı sevmediği, onu unuttuğu ve gitmesini istediğini yazmıştı. Murat ise yazdıklarını hiç dikkate almadan, neden, niçin yazdığını biliyordu. Onu korumak istiyordu. Genç kadın yoksa onu ne kadar çok sevdiğini biliyordu. Daha sonra öksürük nöbeti arttı. Artık son anlarıydı ve sadece iki kişiyi görmek istiyordu. Dokunması yasaktı ikisine de.
Murat ve annesi haberi almış kapı dışında bekliyordu yoğun bakımın, görmese de hissediyordu orada olduklarını. Doktor Batuhan bey yoğun bakımın kapısına çıkıp o acı açıklamayı yaptığında -hastanın durumu iyi değil uzaktan da olsa son kez görün. dediğinde Murat oracığa bayılıp kalıyordu. Murat -son bir kez yanına gitmek, elini tutmak istiyorum dedi. Doktorda hijyen kurallarına uyup uzaktan görmek şartı ile izin verdi.
Murat genç kadının yanına giderken üzerinde astronot kıyafeti gibi bir kıyafet, elinde kalın bir eldiven, ağzında da maske üzerinde siperlik olduğu halde kırmızı çizginin gerisinde duracaksınız deniyordu. Uzaktan da olsa sevdiğini son kez görecekti. Murat heyecanla içeri girdiğinde, genç kadın zorlukla nefes alıyor, iki makineye bağlanmış, kolları mosmor yüzü ve boynu sapsarıydı.
Murat ani bir kararla genç kadının yanına kadar gidip, kırmızı şeridi aşıp, üzerindeki her şeyi tek tek çıkarıyordu. Doktorlar, hemşireler -ne yapıyorsun sen o hasta covidli yapma dese de Murat duymuyordu ve üzerindeki siperliği de fırlatıp attıktan sonra genç kadının yanına yattı. Gözlerinin içine baktı -ölüm bile seninle gelsin, sen öleceksen benim de yaşamamın bir anlamı yok dedi. Ve sarıldı sevdiği kadına doktorlar hemşireler herkes ağlıyordu ve şaşkındı evet aşk covid’i yeniyordu ve hiç kimse böyle bir fedakârlığı yapamazdı.
O gün herkes sevginin büyüklüğüne bir kere daha şahit oldu ve sevgi ile o günden sonra covid’i yendiler.
Gerçek sevginin açamayacağı kapı yoktur. Yeter ki sevginiz gerçek olsun!
Ve bir kere daha tarihe geçiyordu iki âşık biri Melissa biri ise Murat.
YORUMLAR
Yüreğimi dağladın, gözlerimden yaşlar süzüldü, işte büyük aşk, işte fedakarlık, işte sevda bu olsa gerek. O kadar güzeldi ki her satırda içinde buluyorsun kendini, korkuyorsun, kendin için değil, onun için, onsuzluk için, bir sabah uyandığında sesi ile uyanamamaktan, onsuz bir günün bir sabahına onsuz gözlerini açmaktan korkuyorsun. O kadar güzeldi ki seni yürekten kutluyorum. Günümüzdeki yalan sevdalara inat gerçek olan ne varsa içindeydi. Teşekkür ederim güzel yazın için.