Keep calm and pet your cat
-Camila? Camila!!! Nerdesin zilli? Ağzına tüküreyim senin, yine mi çıktın oraya? Kafesine kapatayım da gör!!!
Bu adamın benim balkondan atlamamla ne derdi var anlamıyorum. Balkonun kenarına her çıkışımda bir hışımla gelip beni kafese kapatıyor. Tamam bir kaç kere aşağıya düşmüş olabilirim. Ama tamamen rüzgarı hesaplayamamaktan...
-Ne kızıyorsun adam, kuşlara bakıyordum.
-Sus, miyavlayıp durma suratıma!
Ben seni anlıyorum da sen beni anlamıyorsun. Neyse... Bir süredir böyle agresif bu insan. Ne zamandır? Uzun saçlı bir insan daha vardı. O artık gelmez oldu. Sanırım o zamandan beri.
İnsanlar garip, biz canımızın istediğiyle sevişirken, bunlar bir kişiye takılıp kalıyorlar. Sonra birbirlerini göremediklerinde de aptal bir insana dönüşüyorlar. Aslında uzun saçlı insanı ben de severdim. Onun da bir tarafının kedi olduğuna yemin edebilirim. Çünkü o geldiğinde bütün hormonlarım alt üst oluyordu. Sanırım adama da aynı etkiyi yapıyordu. O yüzden o gelmez olunca adamın dengesi bozuldu.
-Bu kadar kafes cezası yeter. Gerçi akıllanmıyorsun. Veteriner yumurtalıkların yerine beynini aldı galiba senin, saftrik kızım benim.
-Doğru konuş tırmalarım seni. Al sana!
-Bak bak nası bakıyor yine kindar kindar. Ahh!! Eşşek sıpası...
Asıl sen akıllanmıyorsun adam. Her seferinde yiyorsun cırmığı. Ne diyordum. Evet, çekilmez bir adam oldu artık bu. Bazen bir diş fırçasına, bazen elindeki alete, bazen de kurumuş bir çiçeğe bakıp ağlıyor. O zamanlarda mamamı suyumu vermeyi bile unutuyor. Sev diye tepesine çıktığım halde yüzüme bile bakmıyor. Ben de basıyorum cırmığı kendine geliyor. Tabi ondan sonra evde küçük çaplı bir kovalamaca oluyor. Ne zamana kadar böyle sürecek bilmiyorum. Ben akşama kadar kapının önünde onu bekliyorum. O gelip saçma sapan şeylerle uğraşıyor. Adam milleti hep aynı işte. Nolmuş uzun saçlı insan gittiyse. Benim de uzun kuyruğum var. Al bak ağzına sokayım.
-Psssst!! Yine ağzım tüy doldu. Tamam tamam, gel kızım, gel Camila, sevilesin mi var senin?
-Mrrrrr... Evet, evet orası, kaşı orayı kaşı... Mrrr... Şşt kuyruğu elleme, al sana!
-Lan, ellerimi delik deşik ettin, yürü git!!
Elli kere elleme diyoruz kuyruğu. Ben senin kuyruğu ellesem iyi mi? Harbiden sizin niye kuyruğunuz yok. O kıyafetin içinde sakladığına eminim. Gördüğüm yerde basacağım cırmığı, nasılmış anlarsın.
Aha sinek! Hop, hop, gel buraya... Aha da yakaladım.
Eee, ne diyordum. Sinek görünce aklım başımdan gidiyor. Aslında seviyorum bu adamı. Benimle saatlerce oynar, uzun uzun konuşur, severdi. Geceleri de yanında yatardım. Artık beni yanında yatırmıyor. Gerçi o uyurken ağzına oturduğum için olabilir. Ama yine de odasının kapısı kapanınca sabaha kadar evin altını üstüne getiriyorum. Beni yanına almazsan ben de böyle yaparım. Uzun saçlıyla yatarken iyi de benle yatınca mı kötü? Ben ağzına oturduysam uzun saçlı da ağzını ağzına soktu. Aynı şey. Yalnız başına o odada sıkılır insan.
-Yine ne bır bır konuşuyorsun? Ne istiyorsun yine? Maman, suyun yerinde.
-Senden bahsediyorum adam. İki ay oldu, bu kedi süresine göre bir yıla eşit. Artık uzun saçlıyı bırakıp benimle ilgilensen diyorum.
-Bak bak, bir de uzun uzun miyavlıyor. Tam adına yakışıyorsun değil mi Camila? Seni küçük zilli.
-Ben de seni seviyorum adam. Dur ayak parmağını ısırayım.
-Allah belanı vermesin. Geçirdi dişlerini psikopat.
-Seviyoruz ya, sana da yaranılmıyor. Uzun saçlı gibi dudağımız olsa biz de biliriz ağzına sokmayı, anca ısırabiliyoruz. Hayret bir şey!
İşte böyle... Kendim yetmiyormuş gibi bir de bu adamla ilgilenmek zorundayım. Kedi olmak çok zor arkadaşlar. İnsanların dertleri hiç bitmiyor. Bak yine bir şarkı duydu, aptal aptal bakıyor. Gidip biraz burnunu yalayayım da kendine gelsin. Yoksa yine cırmığı yiyecek benden...
-Aaah!!! Şimdi ağzına tükürdüm senin manyak kedi!!!
Millet galiba kuyruğunu buldum. Pantolonun içine saklamış...
YORUMLAR
O patisini avucuma bırakıp, benim uyumamı beklemesi bile bunca yıllık hayatım ve sonrası için hiç unutamayacağım sahnedir.
Haklı sebeplerin var o kapıdan girmemesi için ama psikolojisi bile hayvanın gözlerinden bir noktadan sonra nasıl da anlaşılıyor!
Belki varlığımı bile unutmuştur şimdi ama onu unutmayan, ondan bahseden insan ve insanlar var.. Ah kami..
grafspee
hey, zilli kedi, sana sesleniyorum, çek o patilerini adamın suratından. sen insan olsan kesinlikle Camilla Lopez olurdun. hani şu Arturo Bandini denen herifin meksikalı cadısı. belki de osundur, çöl seni kediye çevirmiştir. (fantezi dünyası bu, hacı kedi :)) eminim o tozlar da seni meksikalı küçük kıçına kadar sarartmıştır. onu bırak da, geçenlerde şahit oldum, Svevo Bandini denen herif karları döverken, dio cane (Tanrı Köpektir)diye bağırıyordu. Hiç düşündün mü bunu? pencereden ya da balkondan düşmenin sadece rüzgârı ayarlayamamandan kaynaklı olduğunu mu sanıyorsun hâlâ? ya da başına gelen tüm aksiliklerin... düşün bunları yarı kedi yarı Camilla Lopez. bu arada Svevo Bandini kayınpederin olabilirdi. kayınpeder tipi var o herifte. bence biraz ciddiye al bu herifi ve birkaç dua öğren. bir örnek: tanrım, bugün beni kovalama, köşelere sıkıştırma kilisene geri döneyim.
John Fante'den girip İbrahim Tatlıses'e bağlamak vardı ya, neyse. selam söyle o adama, bir daha da tırmalama.
olricx tarafından 9/1/2020 2:55:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
olricx tarafından 9/1/2020 2:57:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
grafspee
kedi = kadın bu doğrudur da ben köpekçiyim ama bu aralar kedilere ilgim iyice arttı ve istisnasız her gün durduk yere kedi sahiplenmeme neden olacak bir şeyler illa ki oluyor evde bir köpek var bir kedi ile nasıl olur bilemiyorum ama hayırlısı Allah'tan
grafspee
grafspee
Her Şey Kedidir
Odada her şeyi açıklayan kediydi.
Kedidir gece bile. Enine yürür.
Çünkü pencereler içeriye döndü
Bir ikindi vakti.
Perdeler ışıktan soyundu. Suya
İnmeyi unuttu. Karmaşık bir kedi.
Musluk, sesinden caymıştı. Islanmaz
Sarnıç ile arasında hava çürüdü...